İKİSİ, ATANMIŞ; ÖBÜRÜ, SEÇİLMİŞ… AMA ÜÇÜ DE…

    

İkisi, atanmış; öbürü, seçilmiş. İkisi, devleti temsil ediyor; öbürü, halkı temsil ediyor. Ama üçünün de işi, halkla ilgili. Üçü de halka hizmetle yükümlü.
İkisiyle bire bir tanışmadım. İkisiyle henüz el sıkışmadım. Biriyle geçen hafta Arapgir’de düzenledikleri etkinlikte tanıştım.
Onlar, herkesçe tanınan konumdalar. Ben de onları, o kadar tanıyorum. Hani etkinliklerde, uzaktan.
İkisi, Malatya ilçelerinin kaymakamları; öbürü, ilçenin belediye başkanı.
Battalgazi Kaymakamı Abdulmutalip Aksoy’u, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nın avlusunda sabah gerçekleştirilen etkinlikte görüntülüyorum. Kucağındaki küçük oğlu ile ilgileniyor, bir yandan da etkinlikleri takip ediyor. Bu güzel görüntüye daha önce de rastlamıştım.
Kaymakam Aksoy, Malatya’nın Aşağışehir (Battalgazi) ilçesinde İmam Zeynel Abidin Vakfı’ndaki Hızır Lokması etkinliğinde dikkatimi çekmişti. Protokoldeydi; kucağında küçük çocuğu vardı. Yerinde duramayan oğluyla sabırla ilgileniyordu. Hem de bir anne şefkatiyle…
Protokolde alışılmamış bir görünümdü. İnsana yakışandı. İçtenlikti, olduğu gibi görünendi. Gözümde yücelmiş bir babaydı, kaymakamdı, insandı…
Bir örneğini de üç yıl önce Artvin’in Yusufeli ilçe Kaymakamı Mevlüt Gül’de görmüştüm. Mevlüt Gül, protokolde ne yapardı bilemiyorum; ama hafta sonlarında küçük kızını kucakladığı gibi halkın arasına karışırdı. Bunu yaptığı için de otoritesi sarsılmazdı. Otoritesine sevgi eklenirdi.
Battalgazi ilçesindeki Melitadan Battalgazi’ye 4. Kervansaray Buluşması” sanat etkinliklerinde yine farklılığıyla dikkatimi çekti Battalgazi Kaymakamı Abdulmutalip Aksoy.
Silahtar Mustafa Paşa Kervansaray’ını geziyorum. Sabah etkinlikleri tamamlanmış. Hasan Basri mesire alanındaki o güzel yemekleri tatmışız. Öğleden sonraki sanat etkinlikleri kapsamında olan panelleri bekliyoruz. Kervansarayın kuzey, dip köşesinden bir güzel bağlama sesi geliyor.
 Bazıları gibi ben de oraya yöneliyorum. Bağlama çalan bir genç, yanında Battalgazi Kaymakamı Abdulmutalip Aksoy. Çevresine doluşmuş her yaştan insan. Kaymakam, söylenen türküleri huşu içerisinde dinliyor. Hatta bir de Ege türküsü istiyor, türkülere de eşlik ediyor, duygulanıyor.
 Bu ne güzellik, bu ne mutluluk. Kervansaray canlanıyor. Kervansarayın taşları mutlu oluyor. Sarı Gelin türküsüyle kervansarayın Ermeni ve Süryani taş ustalarının ruhu dinleniyor. Kervansarayın taş ustalarının ruhu huzur buluyor. Bağlama ve türkülerle orada bulunan herkes coşuyor.
Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’la da henüz bire bir tanışmadım. Etkinliklerde, uzaktan izliyorum. Malatya’ya gelen ünlü, ünsüz herkes Battalgazi’ye gidiyor. Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı ziyaret ediyor. Battalgazi açık hava müzesini geziyor. İlçede restore edilerek insanlığa kazandırılan eserlere hayran kalıyor. Belediye Başkanı Gürkan’ı kutluyor. Basına her gün en az bir etkinliğiyle yansıyor Battalgazi ilçesi ve belediye başkanı.
             Melitadan Battalgazi’ye 4. Kervansaray Buluşması” sanat etkinliklerinde Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, farklı bir yönetici, farklı bir insan görünümü çiziyor.
Her ilin, ilçenin; hatta köyün festivali var artık. Bu tür festivallerde oranın seçilmişi, protokolde en önde, orta yerde oturur. Öyle gördüm şimdiye kadar. Farklı örneği varsa da bana rastlamadı şimdiye kadar.
Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, konuklarını protokol koltuklarına oturtuyor. Kendisi, önce protokolün kuzey kenarında oturuyor. Sunuş konuşması sırasında yerine başkası oturunca da protokolün güney kenarında bir sandalye bularak oturuyor. Hem de çadırın gölgeleyemediği bir yerde, güneşin altında terlerken birinin peçete uzattığını görüyorum. Başkan Gürkan, güneşin altında, alnındaki terleri siliyor.
Geçenlerde Arapgir’in dünyaca ünlü Köhnü üzümünü tanıtma çabasıyla düzenlenen Kızılay’a kan bağışı rekoru etkinliğine katılmak üzere Malatya’nın Arapgir ilçesindeydim. Hava kararmış, saat 18.00 olmuş, Arapgir Kaymakamı Ercan Turan, kan bağış tırının çevresinde kendini paralıyor. Kan bağışlayanlarla, görevlilerle tek tek ilgileniyor. Kiminin koluna giriyor, kimine bir salkım Köhnü üzümü ikram ediyor, kimisine de üşümesin diye yelek götürüp giymesine yardım ediyor.
Tüm bu çalışmaların arasında Arapgir Kaymakamı Ercan Turan, ‘baba’ seslenmesiyle Hükümet Konağının önündeki meydanın kuzeyine dönüyor. Yüzünde müthiş bir özlem ve sevgi gülücüğüyle küçük bir kız çocuğuna doğru koşuyor. Baba kız hasretle kucaklaşıyorlar. Tüm yorgunluğu, minik kızının öpücüğüyle mutlu bir tebessüme dönüşüyor Ercan Turan’ın. Bu mutlu tabloyu da kaçırmıyor, görüntülüyorum.
İkisi, seçilmiş; öbürü, atanmış. İkisi, devlet adına; öbürü, halk adına… Sonuçta, hepsi halk için… Ele ele, omuz omuza var güçleriyle çalışan üç yönetici.
Ama üçü de her şeyden önce insan… Ne şanslı insanlar, Aşağışehir (Battalgazi)’de ve Arapgir’de yaşayan insanlar ve hayvanlar.
 Ne şanslı insanlar Kaymakam Abdulmutalip Aksoy, Kaymakam Ercan Turan ve Belediye Başkanı Selahattin Gürkan; bu niteliklere sahip oldukları için. İnsan olabildikleri için…
 
Sultan KILIÇ       [email protected]
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56