İnsan, yaşadığını daha canlı anlatırmış. İnanırım, öyledir. Arguvan Türkü Festivali’ni yaşamadım. Yurt dışından, kent dışından insanlar akın akın gelirmiş. Binlerce insan Arguvan’da toplanırmış. Ben, Malatya’dan Arguvan’a gidemedim şimdiye kadar, türkü şenliğini yaşamaya. Televizyonlardan naklen verilen yayınları izleyebildim. Televizyondan izlenenler de asıl sunulmak istenen bölümlerdir aslında. Mutfak kısmı sunulmadığından, festival hazırlıkları konusunda bir şey söyleyemeyeceğim.
Türkü festivali kapsamında kimi yıl, ne kadar ünlü ses varsa hepsi sahneye çıkarıldı. Arguvan türküleri gölgede kaldı. Sahnede Arguvan yazmasa, Anadolu’nun herhangi bir yerindeki festival sanırdınız. Arguvan türkülerinin dışında her havaya yer verildi. Kimi zaman, uluslar arası olsun diye, Arguvan’la hiç ilgisi olmayan gruplar çıkarıldı sahneye. Yine Arguvan türküleri gölgede bırakıldı. Gerçi onların, Arguvan türkülerine gölge edecek halleri yoktu ya.
TOPLANTI ENFLASYONU
Varsayalım ki Arguvan türküleri, Arguvan ağzıyla hakkı verilerek söylendi. Kuşaktan kuşağa, doğru aktarıldı. Bu, önemli bir kazançtır. Yalnız, festival sadece türkü söyleyip coşmak için değil sanırım. Kültürel verilerin derlenmesi, kayıt altına alınması, geleceğe taşınması da gerekir. Arguvan insanının daha sağlıklı, mutlu yaşaması için yatırımların adımları da atılır. Bunlar konuşulmuyor mu? Konuşuluyor; ama sadece konuşuluyor. Sürekli konuşuluyor. Toplantı üstüne toplantı yapılıyor.
Toplantı dedim de… Malatya’daki Arguvan köy derneklerinin yönetici ve temsilcileri de son bir aydır toplantı üstüne toplantı yapıyor. Toplantı enflasyonu oldu neredeyse. Bu toplantılar birkaç yıl sürecek mi? Arguvan’ın eksiklerinin listesi hep yatıyor masada. Elbette toplantı olmadan eyleme geçilmiyor. İyi güzel de hasta, masadan hiç kalkmıyor ki…
NE OLUR, ARGUVAN’IN SORUNLARINI SAPTAMAYIN
Arguvan’da yaşamayanlar, Arguvan sorunlarını sıralamakta pek beceriklidirler. Etiketleri, bu hakkı onlara sunar. Sorunlar, sorunları yaşayanlarca konuşulmaz. Yaşanan yerden çok uzaklarda dile getirilir. Yerinde ve yaşayanlarca dile getirilse ne olacak? Bilinmeyen bir şey mi? Elli, belki daha da fazladır, yıldır aynı sorunlar yaşanıyormuş öğrendiğim kadarıyla. Bildiğimizi her yıl hatırlatıyorlar. Bu da bir şeydir mi diyelim? Bu hatırlatma ile mi avunalım?
Paneller düzenlenir. Bu tür toplantılarda konuşmacılar, Arguvan’ın ihtiyaçlarını sıralar. Bir dahaki yıla kadar o sıralanan sorunlar bekler. Bir sonraki yıl, aynı sorunlar, ilk kez keşfediliyormuş gibi yeniden söylenir. Böyle sürüp gider. Arguvan’ın sorunlarının listesini ben de yapıyorum. Liste bana bakıyor, ben listeye bakıyorum. Bir şey yapamadıktan sonra, her yıl sorun listesi yapmanın gereği var mı? Sorun saptama panelleri, sempozyumları için boşuna zaman harcamayın. Yatırımlar için somut adımlar atın. Artık insanlar, sorun saptama (!) toplantıları istemiyor. Sorunları çözecek girişimler bekliyor. Ne oldu, festival uluslar arası adını aldı da Arguvan’a bir müzik yüksekokulu mu açıldı?
LEBLEBİ ŞEKER PLAKETLERİ
Gelelim ‘leblebi şeker gibi’ plaket dağıtılmasına… (Ali İhsan Öztürk’ün benzetmesidir.) Bu plaket dağıtımını, Arguvan türkü festivalinde çok izledik. Yılın birinde öyle abartmışlardı ki sahnenin yanından yöresinden geçene plaket vermişlerdi. Çuvalla özendirme onurluğu geçti herhalde ellerine, oradan her geçene plaket veriyorlar, demiştik kendi kendimize. Plaket verdikleriniz de memnun olmuyor, hal böyle olunca…
Ne zaman plaket dağıtımı görsem aklıma geliyor o sahne. Ahmet Necdet Sezer, yeni cumhurbaşkanı olmuştu. Bir kurumun toplantısına katılmıştı. Cumhurbaşkanına plaket takdim ettiklerinde: “Yeni geldim göreve. Hangi çalışmamı, çabamı gördünüz de bana plaket veriyorsunuz?” demişti.
EL YERİNE KONMAK AĞIR GELİYOR
Kendi adıma bir şey daha söyleyeyim: İstanbul’daki Arguvanlılar Vakfı, Arguvan köy dernekleri ve Ankara’daki Arguvanlılar Derneği; Arguvan için iyi, güzel, yararlı şeyler yapmak istiyor. Ondan kuşkumuz yok. Yılın birinde Malatya’da yaşayan bir Arguvanlı olarak, türkü festivalinde ben de işin ucundan tutmak istemiştim. Yo, siz sadece izleyin. Her şeyi İstanbul ayarlıyor, dediler. Belki ondandır, şu ana kadar Arguvan türkü festivaline hiç katılmadım. Pek çok kişiden de bu yakınmayı dinledim. El yerine konmak ağır geliyor insana.
Birlikteliğin, sorunları hızla çözeceğine; Arguvan için güzel adımlar atılacağına ilişkin umudumuzu hâlâ sıcak tutuyoruz.
Sultan KILIÇ - Malatya