8.ARGUVAN TÜRKÜ FESTİVALİ
Arguvan Türkü Festivali Arguvan’a çok yakıştı. Giderek daha da anlam kazanırken ulusal alandan, uluslar arası alana taşınması doğru bir karar. Türkülerin kardeşliği uluslar arası alanda barışa büyük katkılar sunacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Sanatın toplumların kaynaşmasında ki rolü tartışılmazdır. Ne yazık ki Dinyata ki pirince giderken evde ki bulgurdan olmayalım. Afrika’dan Hindistan’dan gelen guruplar sonsuz saygımız var. Bu gurupları izlemek için beraberinde kimse gelmese de festivale ayrı bir renk kattı kuşkusuz. Yanı başında yüzyıllardır kardeş kardeşe yaşadığınız insanları unutursanız demokrasiden söz etme şansınızı azalır. Bir Derejan türküsü bir Atma türküsü dinlemeye gelenler koca festivalden elli boş döndü. Dönerlerken Atmalılar ve Narmikan çadırlarına uğrayıp “Siz burada varsınız ama sahnede neden yoksunuz?” diye sorduklarında benim onları tatmin edecek bir sözüm olmadı. Sanki Arguvan Türkü Festivali C.H.P ve Alevi festivaliymiş havasından bir görünüm içermekteydi. Arguvan’ın yarısını bir kenara iterek uluslar arası alana taşımak niyetindeyseniz birileri sizleri fazla ciddiye almaz. Festivali siyasetin bir basamağı olarak görenler halkı bu kadarda aptal görmesinler. Gelip çadırda “benim türküm sahnede neden yok” diyenlerin oyları kimsenin cebinde keklik olmadığını bilmeleri gerekir.
Festivalin kalabalık olması amacına ulaştığı anlamına gelmez. Giderek festival heyecanından kan kaybediyor. Bunu bizzat gezerek çıplak gözle görebilirsiniz. Bundan önceki festivallerin coşkusu giderek azalıyor. Kürtçe söyleyen sanatçıların sayısını artırmak yerine birilerinden “illaki Kürtçe söyle” diyerek açığını kapatmaya çalışanlara ne demeli. 7. Festivalde Grup Arguvan “hep kürçe oku” diyerek durumu kurtarmaya çalışanlar bu senede, Ali Özel’e “kürçe oku” diyerek bir önceki festivalden hiç ders almadığını gösterdiler. Bir sanatçı söyleyeceği türküleri önceden hazırladığı için birilerinin istediği doğrultusunda olmayacağını bilmeli. Bu konuda “Kürçe söyle dedik söylemedi” demeleri bir anlam ifade etmez. Kürçe söyleyen sanatçıları alkışlamayanlar, kardeşlerin sevincini paylaşamayacaklarını gibi demokrasiden söz etme şansında anlam ifade etmeyecektir.
Kendi değerlerine sahip çıkmayanlar değerleri yok olmaya mahkumdur. Bir yılı önce kasti çıkan Arguvan türkülerine yeni değeri Ali Rıza Gültekin ve bu sene kaseti çıkan Hıdır Göksün iki türkü söyleseydi hem tanıtım açısından hami de motivasyon açısından destek olmaz mıydı? Ama gel görkü Ali Rıza Gültekin çadırları sefil, sefil gezerken Adıgüzel Göksun kasetlerini satarak sıradan biri durumuna düşürerek motive edemeseniz. Sanatı ve sanatçıyı besleyen tanıtım ve alkıştır.
Festivalin en güzel yönlerinden biri bu yıl ki Doydum etkinliği güzel bir renkti. Doydum Derneği yönetimini kutlamak gerekir. Arakel (Çayırlı) köyünde verilen sabah kahvaltısı ve Sokak Tiyatro gösterisi katılımcıların büyük beğenisini kazandı. Gürge (Koyuncu) köylerinde çeşmenin başında hazırlanan ikram ve köyde ki yemeğin hazırlamasından emeği geçenlerini unutmak gerekir. Gençlerin çabaları gurur vericiydi. Bu etkinlikler her yıl değişik köyde yapılması festivalin ayrı bir renk katacağı kesin.
İkici gün yapılan Toplumsal Barış Paneli Arguvan’da demokrasi rüzgarı estirdi. Yazar Ertuğrul Kürkçü , Cumhuriyet Gazetesin de Miyese İknur ve Birgün Gazetesinden Burhan Sönmez Toplumsal Barış için ne yapılması gerekenleri değerlendirdiler. Hasan Aydın’ın yönettiği panel parkta toplanan dinleyicilerin büyük beğenisini kazandı. Miyeser İknur “ Ben 24 ayar Alevi olmak istiyorum” derken “Darbecilerin yargılanması gerekir” dedi. Ertuğrul Kürkçü “Barış sürecinde yapılması gerekenlerin yapılmadı. Kürt açılımını başlatan hükümet Kürtlerin sevincine ortak olmak yerine geri adım atmakta buldu. İlhan Selçuk’un tutuklanmasının normal olduğunu ve aydınların beklenen duruşu sergilemediğini, İsmail Beşikçi ve bir kısım aydının tutumunun beklenen aydın tutumu olsa da, bazı aydınların devletin yanında yer alarak devletten nemalanlığını” söyledi. Savaşın içinde büyüyüp savaşın tüm yıkımlarına tanık olan Bir Gün gazetesinden Burhan Sönmez konuşması da gelişen sürece vurgu yaparak” yapılması gerekenlerin yeterince yapılmadığını barış için herkesin ellini taşın altına koyması gerektiğini” söyledi. “25 yıllık savaşın bitmesi için tarafların anlaşmalı ve genel af getirilmeli savaşın bitmesi için beklenen girişimler kağıt üzerinde kalmaması için herkese görev düştüğünü” belirtirken “Savaşın hem Kürtlere hem de Türklere zarar verdiğini dökülen göz yaşlarının farkı olmadığını” söyledi. Konuşmaların zaman, zaman alkışla kesilmesi paneli dinleyenlerin memnun olduğunu gösteriyordu. Kısacası 8.Arguvan Türkü Festivalin en güzel etkinliğinden bir paneldi diyebiliriz. Olumlu ve olumsuz yönleriyle bir festival daha yapıldı. Umarım bundan sonra ki festivallerde daha duyarlı davranarak herkesi kucaklayan bir festival yapılsın.
12. AĞUSTOS. 2010 MERSİN
12. AĞUSTOS. 2010 MERSİN