Alınacak daha intikamı varmış gibi…

Malatyalı Hayırsever Ermeniler Derneği (MalatyaHAYDer) Başkanı Hosrof Köletavitoğlu, dernek üyelerine, kendine yakışan çağrıyı yapıyor: “Hiç de kolay hazmedilecek bir ortamda değiliz... Tüm üyelerimize itidal... Sağduyu ve konunun daha iyi şekillenmesine kadar sabır diliyorum....”
Derneğin ilk başkanı Harut Kurumlu da: “Saygıdeğer Malatyalılar, MalatyaHAYDer üyeleri, mezarlığımızdaki inşaatımızın yıkıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Lütfen, olaya fevri yaklaşımar sergilemeyelim.” diyor.
Bu iki gün görmüş, umur görmüş insan; böylesi bir haksızlık karşısında hemen sağduyu ve itidal çağrısı yapmak gereğini duydular. Onlar, kendilerine düşeni, yakışanı yaptılar. Aslında buna gerek de yoktu. Niye mi?
 
Yıkımın başında gözyaşlarını yüreğine akıtan bir avuç Malatyalı Ermeni, yüksek sesle bile konuşmuyordu. Kendi aralarında, sessizce yakınıyorlardı: “Bağışlarla, kış kıyamette ellerimiz donarak yapmıştık. Emeklerimiz, umutlarımız, güvenimiz yerle bir edildi. Bize ülkemizde ölme hakkı da mı tanımıyorlar?”
 
Emeklerinin, umutlarının yerle bir edildiği yerde, molozların başında sesini çıkarmayan, daha doğrusu sesini çıkaramayan insan; fevri, isyankâr olabilir mi? Asırlık korkular, insanları böyle suskunlaştırır, buna tanık oldum.
 
Tek başına molozların üzerine çıkıp mikrofonlara isyanını ileten biri vardı. O da kendisi için yapılmakta olan küçük konutun yıkılmasından dolayı mağdur olan mezarlık bekçisi Hamza Çalışkan’dı. O da Ermeni olmadığından azıcık sesini duyurabiliyordu. Hamza Çalışkan’ı da eşi uyardı, aman sus, diyerek. Onlar da bir başka azınlıktı, bir başka ötekiydi; Alevi’ydiler…
 
Yıkım sırasında oradaydım, Malatya Belediyesi’nin yıkımda kullandığı iş makinesi, biz mezarlıktan ayrılırken hâlâ oradaydı, bekliyordu. Bitmemiş işi, yarım bıraktığı yıkımı varmış gibi. Öfkesini yeterince doyuramamış, alınacak daha intikamı varmış gibi… İş makinesinin işi bittiği halde orada bekleyişi bende bu düşünceyi oluşturdu.
 
 
Malatya Ermeni mezarlığındaki küçük binanın yapımına, bağışlarla ve Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın, Malatya Valisi Ulvi Saran’ın verdikleri güvenceyle başlanmıştı. Küçük bir bekçi konutu, ölü yıkama yeri ve son dua mekanı olacaktı. Yıkacaktınız da bitme aşamasına gelmesini niye beklediniz? ‘Masraflar olabildiğince çok yapılsın sonra çöpe atarız’ın planını yapmadığınızı ummak istiyorum.
 
Ahmet Çakır, basın açıklamasıyla kamuoyunu bilgilendirdi; ama açıklaması yeterince net değil. Netliği buysa o zaman da adil değil.
 
Basın bülteninin son paragrafında: “Ermeni vatandaşlarımızın da bütün vatandaşlarımız gibi gönül rahatlığı ile inançları doğrultusunda definlerini yapabilmeleri için gerekli olan gasilhane ve müştemilatınyapımı hususunda her türlü kolaylık ve yardımın da belediyemiz tarafından sağlanacağı hususu, saygıdeğer kamuoyuna duyurulur."
 
Kolaylığı anladık da yardımınız nasıl olacak? Yıkıp moloza çevirdiğiniz binanın yüzde kaçını karşılayacaksınız? Bu durumda ‘yüzde kaçı pazarlığı’ yapacak durumda da değilsiniz. Tamamını yıktığınıza göre aynısını; hatta daha iyisini yapmak zorunda olduğunuzu siz de düşünmüşsünüzdür.
 
Ya yıktığınız bekçi konutu, bundan niye söz etmiyorsunuz? Eski bekçi konutunun duvarlarını çatlatarak konutu, içindekilerin başına yıkılacak hale getiren Malatya Belediyesi değil mi? Sahi sizin ekipleriniz eski, çatlak binayı yıkmaya mı gitmişlerdi? Eğer öyleyse hemen, gözleri olan bir ekip oluşturun, derim. Eski konutu yıkacaktıysalar, içinde yaşamak zorunda olan 6 nüfuslu bir ailenin başına mı geçireceklerdi? İyi ki eskisini yıkmamışlar, diyesim geliyor bu durumda.
 
Basın açıklamasında bekçi konutunun yeniden yapımı için herhangi bir şey söylemediğinize göre yenisini yıkmaya niyetliydiniz. Onu da gerçekleştirdiniz. Yenisinin yapılmasını da istemediğiniz anlaşılıyor. Yeni bekçi konutunu yapacağınızdan hiç söz etmiyorsunuz basın açıklamasında.
 
MalatyaHAYDer yönetimi, bir dizi görüşme için Malatya’ya geliyorlar. Bakalım Vali Saran ve Belediye Başkanı Çakır, bu kez nasıl sözler verecekler? Açık, net ve güvenilir açıklamaları merakla bekliyoruz.
 
Sultan KILIÇ                       [email protected]
 
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56