HASANÇELEBİ ve ARGUVAN YOLLARI
Cumhuriyet Halk Partisi İl örgütünün, genel merkezden kura ile Malatya’ya gelen iki yöneticisiyle düzenledikleri gezilerin ikinci günündeyiz. CHP Aydın Milletvekili Fatih ATAY ve CHP Parti Meclisi Üyesi Gülseren ONANÇ’ın, Malatya CHP teşkilatına katkı sunmak için ilimize geldikleri açıklanmıştı. Bu bağlamda üç günlük gezi ve ziyaretlerin ikinci günündeyiz. Oldukça kalabalık bir grup, çok sayıda araçla yola çıkıyoruz. Yine milletvekili aday adayları Rahmi YÜCE, Selahattin SARIOĞLU, Veli AĞBABA ve Muharrem KILIÇ gezi ekibindeler. CHP Eski İl Kadın Komisyonu Başkanı Esengül LÜLE ve eski belediye başkanı adaylarından Ömer ŞARAPNAL da ekibi terk etmeyenlerden. Yalnız, Selahattin Sarıoğlu, Hasançelebi’den Malatya’ya dönüyor. Önemli bir işi varmış. Bu bölümde CHP’nin Hasançelebi ve Arguvan görüşmelerini bulacaksınız.

 Hasançelebi Belediyesi’nin binası, bina değil saray yavrusu. Sahneli büyük salona süslü sandalyeler dizilmiş. Büyük salon tıklım tıklım dolu. Kadınların en fazla katıldığı ilk ve son yer, Hasançelebi. Hasançelebi’de dinleyicilerden soru alınmadı. Temsilciler sırayla konuştu. Hasançelebi Belediye Başkanı M. Şerif YILDIRIM: “Öğrencilere yemek yardımı yaptık. Yaşlılarımızı da unutmadık. OYAK, beldemizde kalıcı istihdam sağlayacak. Beldemiz, maden zengini. CHP iktidarında buluşmak üzere KILIÇDAROĞLU, ben ayaktayım, diyor. Siz de ayakta mısınız? “ diyor, salondan alkışlar, evetler yükseliyor.

          İLK ÜÇE KADIN ADAY KOYMAYA KARAR VERDİK
PM Üyesi Gülseren ONANÇ: “ Hasançelebi’nin güzel kadınları, güzel erkekleri… ( Ben izleyenlerin arasındayım bu sırada. İzleyenlerden bir erkek, yanındakini dürtüyor gülerek: Ula, bana da güzel dedi, ha, diyor. Erkekler uğunuyor gülmekten. Biraz güzellik yarışması açılışındaki hitaba benzemedi mi? ) Bu sabah kadın ve gençlik kollarıyla yaptığımız toplantıda önemli kararlar aldık. Çok önemsediğim kararı burada açıklamak istiyorum. Ülkemiz, genç nüfusa sahip, yaş ortalaması 28; ama meclis yaşlı ve erkek, kadın az mecliste. Ülke nüfusunun yüzde ellisi kadın; ama mecliste yüzde onla temsil ediliyor. O nedenle, Malatya’daki milletvekili aday listesine, ilk üçe bir kadın aday koymaya karar verdik.” Bu sözden sonra aday adaylarından Veli AĞBABA renk değiştiriyor; kıpkırmızı oluyor.

           BAŞBAKAN, FÜTURSUZLUĞU GÖREV SAYIYOR
Aydın CHP Milletvekili Fatih ATAY: “ Ben, 37 yaşımda milletvekili olmuştum, aradan yıllar geçti. Şimdi saçlarımı boyatacağım, bu sözlerden sonra. (Herkes gülüyor, kendisiyle birlikte.) Eksiklerimizi konuşmaya geldik. Başbakanda despot, tarikatlardaymış gibi yönetim anlayışı var. Böyle düzeni değiştireceğiz. Gizli görüşmeleri, yandaş medya ile kamuoyuna sunuyor. Savcıyı, uyduruk belgelerle aylarca gözaltında tutuyor. Alıştıra alıştıra yutturacağız, demişti. Artık, alıştırmayı bıraktı. Fütursuzluğu, görev sayıyor. Sadece CHP korkmadan direnebilir bunlara. Vurgun düzenini değiştirecek olan bizleriz.”

                  CENAZEYE Mİ GELDİNİZ?
Diğer basın mensupları, akşam haberlerine kavuşmak üzere Hasançelebi’den Malatya’ya dönüyorlar. Seçim konvoyuyla Arguvan’a doğru yola çıkan bir ben kaldım basından. Hasançelebi’den Arguvan’a, Mezirme’nin karlı dağlarından geçiyoruz. Ali İhsan Öztürk, tanıtıyor yol boyunca: “Burası Apası, şura Kuşu, işte köyüm Bozan, ileride Çavuş köyü var…”

Gün batımında Arguvan Belediyesi’nin toplantı salonundayız. Ağır bir sessizlik, sıkıntılı bir bekleyiş var salondaki havada. Konuklarla Arguvanlılar salonda, asıl konuşmacılarla belediye başkanı yok. Sonradan eski belediye başkanlarından Mehmet Fidan olduğunu öğreneceğim kişi, masanın başındakilere doğru: “Hoş geldiniz de cenazeye mi geldiniz, taziye ziyaretine mi geldiniz? Ne susup oturuyorsunuz, konuşsanıza. “ dedi uzun masanın baş tarafına doğru. Oradakiler de üzerlerine far tutulmuş tavşan gibi büzüldü, savunma gülümsemesine geçtiler. Oradakiler, gözlerini milletvekili aday adaylarından Rahmi YÜCE’ye diktiler. Milletvekili aday adaylarından Rahmi YÜCE, her zamanki güler yüzüyle masanın baş tarafında oturanları kurtarmak üzere: “Biz de sizin gibi asıl konuşmacıları bekliyoruz. “ diyebildi. Herkesin yüzünde sıkıntılı gülümsemeler dolaştı.

Rahmi YÜCE’ye bir gün önce CHP’nin Anemon Otel’de düzenlediği akşam yemeğinde rastlamıştım. Neden CHP, neden milletvekili adaylığı, diye sormuştum. İçinden, bu ne kadar densiz soru, demiştir sanırım; ama gayet kibar, gülümseyerek “ Arguvan Haber’e de açıklamıştım.Siyaset terazisinde insanlar tartılırken sadece bilgisi, birikimi, emeği, yüreği temsil kabiliyeti, eylemi ile söyleminin tutarlılığı, güvenilirliği, sol -sosyal demokrat dünya görüşüyle yaşantısının uyumu; dayanışma bilinciyle iş yapabilme, yaptırabilme gibi özellikleri ve becerileriyle tartılmalı. Bizim dünyamızda hiç olmaması gereken etnik, mezhepsel, bölgecilik gibi çağdışı; para, pul gibi etik olmayan faktörlerin kullanılmasını lanetliyorum. Siyasette doğru yolun, yöntemin bizde hâkim olabilmesi için bedeli ne olursa olsun mücadele edeceğim ve emekçilerin de siyaset yapma hakkının olduğunu herkese ispat edeceğim. İşadamı olmadan da milletvekili olunabilmeli.” demişti.

Mehmet Fidan’la yanındaki bey (adını sormaya fırsatım yoktu) bana çok şey anlattılar. Geçen seçimlerde Arguvan’da ÖDP’nin sadece 10 oyla kaybettiğini söyledi Mehmet FİDAN. Adını soramadığım; ama geçen seçimde onun da ÖDP’ye çalıştığını öğrendiğim bey: “ Geçen seçimde ÖDP olarak sadece 10 oyla kaybettik diyerek Arguvan Belediyesi hakkındaki görüşlerini, belediyeye personel alımı hakkındaki eleştirilerini dile getirdi. (Malatya’ya dönüşümüzde aracımıza Arguvan Belediyesi’nin muhasebe müdürünü, bana müdür olduğu söylendi, aldık. Genç, asıl branşının bilgisayar olduğunu; ama belediyede muhasebe bölümünü üstlendiğini, Belediye Başkanı Hüseyin Taştan’ın yeğeni olduğunu söyledi.)

 Ben, sözü CHP’nin üç yıl önce seçim vaadiyle verdiği söze, kültür merkezi konusuna getiriyorum. Bir dokunuyorum, bin ah işitiyorum. “ Erbakan da bir zamanlar, gittiği her yere iki kürek harç döker, fabrika temeli attım, derdi. CHP de aynen öyle yaptı. Ziraat Bankası’nın arkasında bir arsaya inşaat demirlerini yığdılar. Tonlarca demir, çamur içinde kaldı. Kültür merkezi sözü, çamurların içinde yatıyor. Buraya çok yakın, hemen gidip görebilirsiniz.” diyor. Nasılsa burada asıl konuşmacıları bekliyoruz. Bir koşu gidip göreyim şu kültür merkezinin temelini, diyerek çıkıyorum salondan.

   Ay ışığında Âşıklar Anıtı biraz daha mahzun, kimsesiz, bir köşeye itilmiş, ama bir o kadar da onurlu görünüyor gözüme. Tıpkı Arguvan… Biraz ötedeki alana ulaşıyorum. Yarısı kazılmış büyük bir alan. Derin değil, belki derindi de iki yılda toprakla dolmuş olabilir mi? Kazının dibine kare şeklinde ince inşaat demiri döşenmiş. Bu haliyle buraya ancak baraka kurulabilir. İnşaat mühendisi olmama gerek yok. Hem temel, derin değil hem de demirler ince. Neyse, bunlar benim uzmanlık alanım değil. CHP’nin Arguvan’a verdiği kültür merkezi yapma sözü bu aşamada. Meğer benden önce ‘asıl konuşmacılar’ buradaymış. Toplantı salonuna döndüğümde öğreniyorum, onlar da bu nedenle bekletmişler insanları. Arguvan, hep bekliyor…

HİZBULLAH’IN SALIVERİLMESİNE SEYİRCİ Mİ KALACAKSINIZ?

CHP Parti Meclisi Üyesi Gülseren ONANÇ: “Arguvan’da beni en çok kültür merkezi heyecanlandırdı. (Süreci bilse bu kadar heyecanlanır mıydı, umutsuzluğa mı kapılırdı?) Bu süreçte aksamalar olmuş olabilir. Kültür merkezini Arguvan’a kazandırma CHP olarak bizim sorumluluğumuzdur.” Milletvekili aday adaylarından ikisi hep sahnede; öteki ikisi, seyircilerin arasında. Protokolde ikisine yer verilmiş durumda. Hasançelebi’deki sahne fotoğrafına bakarsanız, Gülseren Hanım’ın solundaki sandalyeyi boş göreceksiniz. Yanılıyorsunuz, o sandalye boş değil. O sandalye, Gülseren Hanım’ın çantası için ayrılmıştır. Bu düzenlemeyi yapanın gözünde diğer aday adaylarının yeri, parti meclisi üyesinin çantasından sonra bile gelmiyor sanırım. )

Arguvan CHP Eski İlçe Başkanı Celal BAYRAM: “Hizbullah’ın salıverilmesine seyirci mi kalacaksınız? Bu konuda CHP mücadele etmeyecek mi? “

Arguvan Eski Belediye Başkanı Mehmet FİDAN: “Ön seçim istiyoruz. İl başkanı ne zaman atanacak? İl yönetiminde boşluk var. İl başkanı, bir an önce belirlensin. Yanlış alışkanlıklardan vazgeçin. Eskileri gündemde tutmak yanlıştır. Parti, gençleştirilsin artık.”

Adını söylemeden, isteğini sunan bir Arguvanlı: “ Benim çocuğum, Aydın’da üniversitede okuyor. Okutmakta zorlanıyorum. Yardım istiyorum.” dedi. Aydın CHP Milletvekili Fatih ATAY, tamam, dedi. Merak ediyorum, yardıma ihtiyacı olan Arguvanlının bilgilerini aldılar mı? Gerçekten yardım edecekler mi?

Ben de soru sorma izni istiyorum ve sorumu yöneltiyorum. “ Türkülerin, kültürün damıtılmışı, özü, hası olduğunu herkes biliyor. Arguvan türkülerini de dünya tanıyor. Arguvan’a da türkünün gözesi, kültürün kaynağı deniyor. Kültürün kaynağına CHP’nin yapmayı söz verdiği kültür merkezinin sözde temelini az önce gördüm. CHP, verdiği söze ne zaman sahip çıkacak? Kültür merkezinin yapımına ne zaman başlanacak? “

Aydın CHP Milletvekili Fatih ATAY: “Arguvan insanı, 80 yıldır vefasını kanıtlamıştır; 80 yıldır cumhuriyetin bekçisi olmuştur. Az önce biz de oradaydık, kültür merkezi için kazılmış yeri gördük. Sorunuzdaki tehdidi algılıyorum .” dedi bana. Toplantı kahkahalarla sona erdi.


                    ARGUVANLIYA TEKKE BEKLETİLİR DE ÇORBA VERİLMEZ

Ortam gergindi, gerçekten yas yeri gibiydi. Son kahkahalar da tehdit gibiydi. Arguvan’ın bir yataklı hastanesi bile yok. İlçeden ve köylerden hastalar, Malatya’daki hastanelere taşınıyor. Hastane, kültür merkezinden daha acil olarak gerekli Arguvan’a. O projeyi keşke hastaneye çevirseler. Aslında Arguvan hem kültür merkezini hem de hastaneyi hak ediyor. Hak etmeyi bırakın, hastanesiz ilçe, ilçe değildir. Evet, söylendiği gibi Arguvan, 80 yıldır cumhuriyetin bekçisi, doğrudur. Tekkeyi bekleyen Arguvanlı; ama çorbayı içen başkaları. Arguvanlıların hak ettikleri çorbayı kimler içiyor? Neden Arguvan hem öksüz hem de yetim konumunda bırakılıyor?  

Halkın istekleri:

                Bundan sonraki yazım, CHP’nin bu gezilerinin genel değerlendirilmesi üzerine olacaktır. Protokoldeki sandalye kapmacalarını, yüzlerdeki maskeleri, kulisleri, yüzleşmeleri, ayak kaydırmaları, şirinlikleri, danışıklı dövüşleri, parti içi savaşlarını yazmak istiyorum, ne dersiniz? Yazdırırlarsa…

Sultan KILIÇ - Malatya