ARGUVAN-HALPUZ (DOLAYLI) TARİHİ ÇALIŞMASI ÜZERİNE
“Halpuzun altında harman yeri var
Sıktırmış kemeri ince beli var
Ben o yari nerde olsa tanırım
Şekerden gaymakdan datlı dili var”
Arguvan, Türk-Anadolu tarihsel gelişiminde küçük ama anlamlı bir toplum modeli. Bu modele üretimle iç içe olan kültür ve yaşayış biçimine toplumsal dokunun nitelikli yansımaları etki eder.
Bir toplumun yazılmaya değer bir tarihi varsa, o toplumun bir farklının olduğu düşünülür. Arkadaşım Erdal Ekici “Dolaylı Mahallesi- Halpuz Köyü” üzerine yaptığı çalışma, Halpuz’un özerk tarihsel yapısını bazı veriler ışığında açıklamaya çalışmış. Erişebildiği verileri toplumsal yapının tamamlanması ereğiyle değerlendirmiş.
Arguvan idari yapının bir parçası olan Halpuz, farklı kültürel yönleriyle dikkat çeker. Eski kabile ve göçebe soyları toprağa yerleşmeye başlamasıyla “köy” topluluğu özellikler kazandığını anlıyoruz Ekici’nin çalışmasında. Bu süreç içinde toplumun özerk yapıyı korunma güdüsü dikkat çekiyor. Halpuz (Dolaylı) köy yerleşkesi üzerinde iç düzenin kurulmasında toplumsal disiplin, bütüne etki eden bir ayraç durumunda.
Çalışmada Halpuz’un kendine özgü uzun tarihi/kültürel yolculuğun inceliyor. Erdal Ekici bazı tarihsel olgular iyi kullanmış. Halpuz’un genel dokusunun ortaya çıkarılmasına önem vermiş. Bu çalışma yöresel kültürel değerlerin ulusal bütün içindeki yerinin anlaşılması açısından ayrıca önemli. Zaten Erdal Ekici çalışmasını bu bilinçle yapmış.
Halpuz; toplumsal devinimi, kabına sığmayan özellikleri, ezgi ve folkloruyla kendine özgü bir köy toplumu. Türkiye genelinde kabul gören ezgileri ile ulusal kültürün bir parçası artık. Ulusal kültürle uyumlu bir yöresel kültürü yaratan toplumun, tarihsel geçmişi araştırılma, bu yönüylede olsa, önemli. Erdal Ekici’nin yıllardır başını ağrıtan bu çalışması ete kemiğe bürünmüş, bir eser olarak ortaya çıkmış.
Halpuz-Arguvan Türk toplumsal kesitinde, dürüstlük, paylaşım ve iyimserlik, dayanışmacı imece emeği önemli değerlerden. Bu yönüyle, sağlam toplumsal doku, hareketli ve gelişmeye açık. Toplumun dengeli iç tutarlılığı, zorluklara karşı toplumsal dokunun korunmasına özel kültürünün etki daha iyi anlaşılıyor. Bu özellik daha pek çok farklı nitelikli gelişmeye etki etmiş; kendi içinde olabilecek suç oluşumunu elimine etmiş. Arguvan-Halpuz genelinde suç oluşumuna karşı doğal duyarlılık gelişmiş. Arkadaşım Süleyman Kılıç “Cılgalar” adlı eserinde Arguvan’ın bu özelliğine dikkat çeker.
Arguvan genelinde bireylerin bütüne karşı sorumluluk alanları doğal yasalarla belirlenmiş. Günümüzde sıkça dillendirilen “şiddet suçlarına” yabancıdır Arguvan. Yöre insanı hapishaneyi lüzumsuz hale getirdiği bir dönemi yaşamış. Arguvan ilçesine atanan kamu görevlilerinin başını ağrıtan büyük olaylar-soruşturmalar olmamış. Bir dönem kamu görevlileri zamanlarını halkla birlikte geçirdikleri bilinir.
Kutsal bir el, Arguvan’ı kıtlıklar ve kıyamlarda “doğruluktan” ayırmamış, sanki korumuş. O “gizli el,” yüzlerce yıl içinde, toplumun iç yapısında oluşan özgün kültürel değerlerle açıklanabilir. Halpuz türkülerinin özünü oluşturan, “yar,” sevgi-sevda ve özlemler dürüstlük ve doğrulukla birleşir.
Oysa Arguvan yıllarca ayrımcılıkla karşı karşıya kalmış. Baskı ve ayrımcılık karşısında suça bulaşmadan yaşayabilme önemli bir özellik. Kendine özgü özellikleri olan bir toplum, bütün içtenliğini, iyimserliğini ezgilerine yansıtmış. Ezgilerinin ışığında düşünmüş ve uzun yolculuğunu sürdürebilmiş.
“Arguvanın yolu tozdur dumandır
Bizi böyle eden ahdır amandır
Gediyorum da geleceğim gümandır” demiş, Umudunu yitirmemiş.
Türk-Alevi köyü olan Halpuz üzerine yapılan araştırmalar, yöresel ağızla söylenen türkü-folklor yönüyle bilinir. Oysa Halpuz; (Dolaylı) özgün kültürel yapısı, dil ve lehçesi ile farklı özellikler gösteren toplumsal bir bileşik. Farklı aile ve kabilelerin bir plana bağlı olmaksızın yerleşip kaynaştıkları bir köy. Arkadaşım, köylüm Erdal Ekici bu bileşimi tarihsel ve sosyolojik yönden değerlendirmeye çalışmış.
Çalışmanın detaylarına bakıldığı zaman, Erdal Ekici’nin ne denli zor bir çalışma yaptığı anlaşılır. Yapılan çalışmada eski tarihi belgeler, yaşlı insanların anlattıklarını değerlendirilmiş.
Halpuz tarihine ilişkin yazılı kaynaklar son derece sınırlı. Bu koşullarda belgelere erişim, inceleme, sonuç çıkarmanın ne denli zor olduğu bilinir. Bu çalışma için Erdal Ekici yıllarını verdi. Dolaylı-Halpuz çalışmasıyla, yüzlerce yıllık toplumsal bir kesitin tarihini açıklamaya yönelmiş olması kutlanacak bir çalışma.
Halpuz Kültürü İçinde Kadın-Erkek İlişkisi.
Araştırmaların ortaya çıkardığı en önemli gerçekler; kadın erkek arası ilişkilerde görülen dengenin, Cumhuriyetimizin toplumsal eşitlikçi yapısıyla uyumu bir toplu olduğu görülür. Arguvan-Halpuz halkının ulusal değerler ve “soyha gönlü” her zaman yücedir.
Halpuz da kadın erkek yan yana oturur toplum içinde türküler söyler, halaylar oynar. Eski Halpuz kadını üç peşli kutnu zıbınını toplar, diz üstü çoker, “Halpuz’un altında harman yeri var, Ahhh amaaan” ezgileriyle gönülleri çelerdi.
“Eller sığdı ben sığmadım Halpuz’a!” dizesinde, Halpuz’a sığmayan sevda ve özlemidir. Halpuz-Arguvan ezgilerinin özündeki can’ı büyüten sevda, günümüzde bütün Türkiye’yi dolaşır.
Sevda, özlem ve aşk içerikli türküler, Halpuz’â özgü kültürel değerler biçiminde günümüzde varlığını koruyor. Yerel kültür içinde olgunlaşan kadın-erkek ilişkileri toplumsal olgunluğun önemli göstergesi.
Açık sözlü, dürüst, heyket anlatımıyla, söylemesi gereken sözü esirgemeyen, yazıda yabanda korkusuzca çalışan, evini çekip çeviren kadınların varlığı olgunlaşma örneğidir. Kadın ve kızlarının her ortamda türküler söylenmesi, Halpuz ezgilerinin Türkiye genelinde sevilmesine etki eden bir diğer neden. Halpuzlunun sevdasında, özleminde, aşkında ve sinesinde Halpuz kadını özel bir yer ve değer kazanır.
Eğitimli İnsanıyla Halpuz;
Belli bir dönem eğitmenler aracılığıyla yapılan eğitim, daha sonra temel eğitime dönüşür. Eğitmenler ve temel eğitim evresinde, kız çocukların eğitimi sınırlıydı. Eğitimin nitelik kazanmasıyla birlikte, orta, lise ve üniversite eğitimiyle birlikte kız çocukların eğitimi yaygınlaştı. Çocukların okutulması için çok sayıda aile şehirlerde yaşamaya başladı. Köylülerin şehir olanaklarından yararlanma bilinci, köylülerin ufkunu genişletti. Köylülerin kapalı dünyası gelişmeye, Avrupa’ya doğru açılmaya başladı.
Eğitimin gelişip yaygınlaşması köye olumsuz biçimlerde yansıdı. Eğitimli insan, şehirleşen insan anlamına geliyordu. Eğitimin yaygınlaşması tarım ve hayvancılığın gerilemesiyle sonuçlandı. Eğitimin önemini anlayan eski kuşaklar “oku, adam ol” derken, bir anlamda köy ile olan ilişkilerin kesilmesi isteniyordu. Öyle de oldu. Eğitimli insanların büyük şehirlerde yaşam sürdürmeye başlaması, köyle olan bağların kopmasına yol açtı. Köyün tarım için gereksinim duyduğu işgücü açığı hızla büyüdü. Tarımında görülen hızlı çöküş, dengesiz gelişmeleri beraberinde getirdi.
Plansız gelişme sonucu büyüyen şehirler, farklı sorunları beraberinde getirdi. Yaşanılan 6 Şubat 2023 deprem felaketi ve nedenlerinin başında siyasetin yol açtığı felaket belirleyici. Depreme karşı alınması gereken temel alt yapı önlemleri alınmış olsaydı büyük felaketin boyutları böyle olmayacaktı.
Ranta dönük yapılaşma, mühendislik, teknik alt yapı ve denetimden yoksun biçimsiz yapılaşmaya dönüştü. Doğa hoyratça katledildi. Yapılan konutlar on binlerce insana mezar oldu. Bu denli büyük yıkım ve çok yönlü felaket, Türkiye’nin yarım yüzyılını almakla kalmadı, uluslararası alanda Türkiye küçük düştü. Siyasi iktidarın ranta dayalı kalkınma politikası halkımızı ve ülkemizi büyük felaketin içine soktu. Kumdan yapılmış devasa binaların yerle bir olmasına yol açan deprem felaketi iktidarın anlında kara leke olarak kalacak. .
Halpuz’un Kültürel Özelliği.
Arkadaşım araştırmacı ve Antropolog Hüseyin Şahin “Arguvan Havası” dendiği zaman ilk akla gelen kişi olan Hacı Engüzel, yerel söyleyişi bozmadan, sanat kaygısı taşımadan, özgün bir biçimde okuduğu türkülerle...Günümüzde Arguvan ezgilerini söyleyenlerin tamamı Hacı’nın okuduğu türkülerden yararlanma yoluna gitmişlerdir. Nedense onu kaynak kişi olarak belirtmemişler, üstelik türkülerin sözlerini ve ezgi yapılarını da değiştirmişler; hatta kendilerine mal edenler de olmuştur.” (Arguvan Yolu Dergisi, Sayı:2, 2009, ) açıklaması, Halpuz’a özgü kültürel bir ayrıntıya dikkat çeker.
Halpuz türkülerine konu olan özgün sevda sözleri, türkülerin sözcük yapısı ve söyleyiş biçimi, Arguvan geneline özgü bir tür olmaktan çok, Halpuz’a özgü değerlerinin özne olduğu bir kültür biçimidir. Günümüzde genel kabul gören, yaygınlaşan biçimiyle “Arguvan Havaları” ezgilerinin içini dolduran, özel lehçe, sözcük yapısı, müziğe özgü ses hareketleri ve söz özgünlüğü, Halpuz’un kültürel yaşam özelliklerini yansıtır.
Uzun yıllar Halpuz Köyü ezgileri Arguvan genelinde pek fazla söylenmez ve bilinmezdi. Kapalı toplumun kabuğunu kırması, içten dışa doğru genleşme, Halpuz türkülerinin, Arguvan, Malatya ve Türkiye genelinde söylenip, yayılmasının önünü açtı.
Eski Halpuz’un ses teknikeri olan Hacı Engüzel geleneksel Halpuz ezgilerini söyleme, yorumlama biçimi, türkülerin yaygınlaşmasına doğrudan hizmet etti. Aynı teknik ve ağızla hem söyleyen hem de besteleriyle dikkat çeken Halpuzlu sanatçılardan Ali Abbas Ekici türkülerin gelişmesine çok önemli katkılar yapanların başında gelir. Ali Abbas Ekici, Hacı Engüzel ve diğer Halpuzlu türkücüler Halpuz ezgilerinin “Arguvan Türküleri” biçiminde yaygınlaşmasında pay sahibidir.
Halpuz’lu, türkülerinin yanı sıra, çeşitli toplantı, muhabbet ve düğünlerde halay oynar, heyket anlatılar, yarenlikler yapar. Neşeli, gülmeyi seven bir toplum. Köylülerin heyket anlatımı, “oha der boyunduruk kırdırır oha der çift sürdürür” kuralına dayanır. Amaç “oha!” diyerek “boyunduruk kırdırma” yerine “oha diyerek çift sürmeyi” becermek... Çifte koştuğu öküzü sözleriyle idare etmeyi bilen toplumun “komşuluk” ilişkisi engin bir terbiyeye dayanır. “Eline, beline diline sahip olma” anlayışı ile “heyket” anlatımları birbiriyle çelişmez.
Sonun sonu Olmayan Sevgiler.
Özlemle dinlenilen “Halpuz-Arguvan Türküleri” içinde büyük sevdaların sesleri yankılanır. Büyük sevda ve özlemler yerel kültürel değerler üzerinde canlanır. Arguvan’ın, Halpuz’un sevdası “Malatya’ya değmeli” denilebilecek denli derin bir sevdadır. Geçmişten geleceğe yansımaları olan ezgilerinin sağaltıcı sevdaları bitmesin...
Askar Yılmaz 16.03.2023
Kaynak:Erdal Ekici