Ali İhsan Öztürk Araştırması
Türkiye genelinde Alevilerin tuttuğu bir oruçtur. Yörelere göre farklılıklar arz etmektedir. İmam Hüseyin’in Muharrem ayı içerisinde şehit edilmesinden dolayı, onun sevgisini taşıyan ve yolun piri olarak gören Alevi toplumu, bu ayda yas-ı “Matem”e bürünür; Kerbela katliamında İmam Zeynel Abidin’in sağ olarak kurtulup Ehli-Beyt soyunun devamına vesile olmasının, on iki İmamların kutsallığıyla birleştirilerek, 12 gün oruç tutulması geleneksel temel hal almıştır. (3 gün Masum-u Pak aşkına oruç tutanlar da vardır.)
Özellikle Arguvan ve yöresinde Muharrem Orucu 12 gün olarak tutulur. Ayrıca 3 günde yas orucu ile birlikte 15 gün oruç tutulmaktadır.
“Muharrem orucunun, Toplumumuza yapılan haksızlığa ve zorbalığa karşı direnen İmam Hüseyin ve ailesinin, insan hakkı yiyenlere ve zulüm edenlere karşı direnmenin sembolü olarak tarihteki yerini koruması ve gelecek kuşaklara bunun aktarılması için gerekli olduğunu düşünüyorum”.
Hz.Muhammed'in Muharrem Orucu tutuğunu kaynaklardan bilmekteyiz. Hz.Muhammed’den sonra bu geleneği Hz. Ali yanlıları devam ettirerek günümüze değin getirmişlerdir.
Kur’an’ın Fecr Suresi'nin 1'den 5'inci ayete kadar şöyle emredilmektedir:
"Fecre ahdolsun; On geceye; çifte ve ket’e; Akıp-gittiği zaman geceye; Bunlardan, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi?”
Türkiye’de mevcut Dede Ocakları’nın tümünün Rehber, Pir ve Mürşid’leri Muharrem Orucu’nu andığımız surenin ayetlerine dayandırmaktadırlar.
M. 622 yılından bugüne değin Hz. Ali soyluları ve On iki İmam yandaşları ile Alevi toplumu; Kur’an’ın bu ayetini böyle algılamış ve uygulamışlardır. Alevilik inancında oruç anlayışının zora dayalı olması söz konusu değildir; aile, komşu ve toplumsal yaşama karşı herhangi bir zorluk olmamalıdır. Bu konuda gönül rızalığına ve samimiyete dayalı olmasına özenle dikkat edilir. 12 günlük yas-ı “Matem” orucunda insan nefsini ıslah etmesi, kendisi tokken aç ve susuz (Kerbela’da 73 Şehid-i Şüheda aç ve susuz kalması gibi...) olanın halinden anlaması, inandığı tanrısal varlıkla kendisi arasında bağ kurup vicdani muhasebe yapması maksadıyla, arınarak oruç tutar. Tüm bunlar Hz. Hüseyin’in sevgisi ve mertliği ile Yezide karşı boyun eğmemesiyle birleştirilip yas-ı “Matem”e girilir.
Nuh Peygamber, aile efradı ve inananları ile, Muharrem ayında gemiyle tufandan kurtulup, karaya çıkması sonucu Aşure pişirmişlerdir. Böylece gelenekselleşen Aşure, Kerbela katliamı ile 12 İmamlar aşkına kutsanıp özdeşleşerek, Alevi inancında önemli yer tutmaktadır. Alevi İnancında Matem ”yaslı olma” durumu olarak algılandığı için gelenek, görenek ve inançlarımıza saygılı olmak üzere:
* Her türlü eğlence, zevk ve keyif verici davranışlardan mümkün oldukça uzak durulur ve sakınılır!... Örneğin: düğün, nişan, sünnet doğum günü gibi…
* Alkol ve benzer keyif verici maddelerden kaçınılır...
* Çeşitli çevrelerden, eğlenceler için yapılan davetlere kesin olarak katılmamak ve nedenlerini de böylesi davetleri yapanlara mutlaka açıkça anlatıp hatırlatmak gerekir!..
* Yüzme, piknik gibi eğlence yerlerinde, et ve etli yiyeceklerin tüketileceği ortam ve davranıştan uzak durulur!..
* Aşırı ve gereksiz süslenmelerden, gösteriş ve her türlü lüks özentilerden kaçınılır!..
* Muharrem ayı süresince her türlü taşkınlık, müsrif (yersiz-gereksiz...) harcama ve aşırı nefsi davranışlar gibi eğilimlere karşı daha dikkatli olunur!..
* Çevremizde daha uysal, dostane yaklaşımlar sergilenerek, asık suratlı ve sinirli davranışlardan kaçınılır!..
* Dargınlıklar ve kırgınlıklar varsa barışılır, hoşgörü ve sevecen olunur!.
Yukarıda kısaca değindiğimiz kurallar ve konularda dikkatli olmak, Muharrem ayında her Alevi insanı için yaşam anlayışı ve inanç gereğidir. Bu temel kurallara uygun, hassasiyet göstermek, inanç ve geleneklerimize olması gereken bağlılık ve saygı oranında önem kazanır. Ancak, sağlık durumları, mesleki gereksinimleri gibi zorunluluklar ve sorumluluklar doğal olarak ihmal edilmemeli! Oruç açmak (iftar) için güneşin batması dikkate alınır. Bunun dışında saatle, dakikayla oruç açmak veya sahura kalkılması hakkındaki dayatmalar gerçekçi değildir.
Kaynak: 1- Prof. Dr. Muhammed Hamidullah: İslam Peygamberi (Hayatı ve Faaliyeti) Çev. Prof. Dr. Salih Tuğ, İrfan Yay. İst. 1991, I.C.S.212-213.
2- Ali Bulaç: Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Anlamı, Birim Yay. İst. l985, s.359, Fecr Suresi Ayet: 2 ve dip notu.
3- A A B F İnanç Kurulu adına Başkan Cafer Kaplan ( Arguvan.info’dan 20.01.2007 tarihinde alınmıştır. )
Kaynak: Ali ihsan Öztürk
www.arguvanhaber.com