ARGUVAN HABER

MALATYADA 1 MAYIS COŞKULU KUTLANDI

MALATYA

Malatya’nın dört bir yanından akın akın gelen emekçiler, davul zurna eşliğinde sloganlarla, pankartlarla Turan Emeksiz Caddesi boyunca yürüyerek Emeksiz Meydanına aktı.

 Malatya’nın dört bir yanından akın akın gelen emekçiler, davul zurna eşliğinde sloganlarla, pankartlarla Turan Emeksiz Caddesi boyunca yürüyerek Emeksiz Meydanına aktı.
Pek çok siyasi parti, işçi sendikası, KESK’e bağlı öğretmen sendikası, sivil toplum örgütü üyeleri Emeksiz Meydanını doldurdu.
Burada KESK Malatya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ali Ekber Baytemur bir konuşma yaparak tarihsel- toplumsal süreci sergiledi, hükümeti eleştirdi. Baytemur:
 
“İş yerleri özelleştirilen, satılan, taşeron çalışmaya mahkum edilen, hemen her gün iş cinayetlerinde ölen, işsiz kalmakla tehdit edilen, sendika ağalarının tehditlerine inat alanlara akan, mücadele eden, ekmeklerini alın teriyle kazanan işçiler. 28-29 Martta Ankara'da polis copuna inat, gaz bombalarına, tazyikli suya, her türlü baskıya inat; çocuklarına, bu ülkenin çocuklarına, onurlu bir gelecek bırakmak için mücadele eden, aynı kararlılıkla, inançla bugün 1 Mayıs alanlarına akan kamu emekçileri merhaba! İşsizler, emekliler, öğrenciler, gençler, ev kadınları, bu ülkenin namuslu ,onurlu ve aydınlık güzel insanları; “ Baskılara, hak gasplarına, bu sömürü düzenine itirazımız var” diyerek alanlarda bizimle olan dostlarımız, yoldaşlarımız,
 
Yıllardır özelleştirme ve taşeronlaştırma ile örgütsüzlüğü dayatanlar yeni iş cinayetlerini arttırmaya devam ediyor. Resmi rakamlara göre geçtiğimiz yıl 1543 işçi kardeşimiz sermayenin kar hırsına kurban verildi. Çok basit önlemler alınmadığı için sadece bu ay içerisinde 57 işçi kardeşimiz hayatını kaybetti. İş kazalarında Türkiye’yi Avrupa’da birinci dünyada üçüncü sıraya yükseltiler. Buna rağmen utanmadan çıkıp Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olmakla övünüyorlar. Buradan soruyoruz: Hangi büyüme? Kim büyüyor?
 
Sayısını 9 yıllık iktidarınızda 4 ten 38 e çıkardığınız dolar milyarderleri mi yoksa 751 TL’ye mahkûm ettiğiniz asgari ücretli mi büyüyor?

Kim büyüyor?
Teşvik üstüne teşvik yağdırdığınız sermaye mi yoksa 1050 TL’yi aşan açlık sınırının altına ittiğiniz milyonlar mı?
 
Kim Büyüyor? Gemicikler aldığınız çocuklarınız mı yoksa doğalgaz, elektrik, akaryakıt gibi temel tüketim maddelerine zam üstüne zam yaparak sefalete ittiğiniz yoksul halk mı?
Büyüyen sadece bu iktidar, bu iktidarın yandaşları ve sözcülüğünü yaptığı sermayedir.
Emekçilerin ve yoksullaştırılan halkın ise sıkıntıları, sefaleti büyüyor. Alın başınıza çalın böyle büyümeyi. İşçilerin ölümü, halkın yoksulluğu üzerinden sağladığınız büyümeniz olmaz olsun.
 
12 Eylül artığı darbe anayasasını kendilerine kalkan yapanlar, düşünce ve ifade özgürlüğünü engellemeye devam ediyor. Ülkemize, dünyada tutuklu gazeteci sayısı en fazla olan ülke utancı yaşatılıyor. İktidar ne kadar da “içeride olanlar gazetecilik faaliyetinden tutuklu değil derse desin. Hatta tutuklu gazetecileri yüz kızartıcı suçlarla itham etmeye çalışırsa çalışsın. Biz onların işçilerin, emekçilerin, halkın sesini duyurmaya çalışan gerçek gazeteciler olduğunu biliyoruz. Ve onlarla gurur duyuyoruz.
ABD Emperyalizminin Ortadoğu' da uyguladığı emperyal politikalarını gözü kara uygulamak isteyen işbirlikçi AKP Hükümeti'ni buradan uyarıyoruz; Suriye, İran ve diğer ülkelere yönelik savaş çığırtkanlığı yapmayı bırakın. Bizim Oratadoğu halklarıyla bir sorunumuz yoktur, olamaz da. Bizler halkların kardeşliğini savunuyoruz, bu ülkenin tam bağımsızlığını savunuyoruz. Sizler Emperyalistlerle gizli antlaşmalar yaparak, İsrail'i korumak için savunma sistemleri kuruyorsunuz. Malatya' da Kürecik'te kurduğunuz Füze Savunma Sistemi kimi, kimleri koruyor ? Emperyalist saldırganları, Siyonist İsrail'i koruyor. AKP'nin “ulusal güvenlik ve savunma aracı” olarak anlatmaya çalıştığı Füze Kalkanı bir savaş projesidir. Yani Füze Kalkanı savaş, şiddet, çevreyi ve yaşamı yok edecek, insan sağlığını olumsuz etkileyecek, yani bölgeyi insansızlaştıracak projenin adıdır.
 
Bizler savaş istemiyoruz,barış içinde, bir arada ; özgürlük için, demokrasi için, emek için, ekmek için, savaşsız bir dünyada sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir dünyayı, bir yaşamı savunuyoruz, bunun için alanlardayız, mücadeledeyiz.
Ülkemizin kanayan yarası Kürt sorununda yaşanan gelişmeler de kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. Kürt halkının kendi dilini kullanması ve anadilinde eğitim hakkı başta olmak üzere demokratik eşit yurttaşlık temelindeki talepleri hala görmezden geliniyor. AKP, kendinden önceki iktidarlar gibi sorunu sadece “terör ve güvenlik” eksenli görüp on binlerce gencimizin hayatı ile oynamayı sürdürüyor.
 
Halkın oyları ile seçilmiş vekilleri, belediye başkanlarını kelepçeleyerek tutuklanıyor. Çocuklarının ölmesini istemeyen anaların barış çağrılarına kulaklar tıkanıyor. Aradan beş ay geçmesine rağmen 34 sivil vatandaşımızın katledildiği Roboski katliamının faillerini açığa çıkarmak için bir arpa boyu yol katledilmedi. Ama Sivas katliamının failleri zamanaşımından faydalandırılıyor. Bu ülkenin başbakanı failleri zaman aşımın uğratılan dava için “ Memlekete, millete hayırlı olsun” diyebiliyor.
 
Susurluk’un kilit isimleri, faili meçhul cinayetlerin tetikçileri “somut delil bulunamadığı” gerekçesiyle tahliye ediliyor. Ama puşinin, şemsiyenin delil olarak gösterildiği iddianamelere yüzlerce öğrenci zindanlara atılıyor.
 
Bin operasyon yapmakla övünen Mehmet Ağar’a ödül gibi ceza verilmesi yetmiyormuş gibi konforlu, güvenli hapishane aranırken, sayıları 13 bine ulaşan politik tutuklunu ceza evi koşulları her gün daha da ağırlaştırılıyor.
 
Kadına yönelik şiddet ve tecavüz davalarının sanıkları iyi hali görülerek dışarı salınıyor. Daha 4 gün önce Fethiye davasının sanıkları beraat ettirildi. Bu koşullarda kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin çığ gibi artmaya devam etmesi engellenebilir mi?
 
Yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hâkim kılınmak istendiği bir ülkede,
Emeğin, emekçilerin haklarının tanınmadığı bir ülkede, Demokrasiden de insan hak ve özgürlüklerinde de bahsedilemez.
 
Bizler, her şeye rağmen, bu önemli gün vesilesiyle emekten, eşitlikten, özgürlükten, barıştan ve adaletten yana bir ülke ve dünya kurmak mümkün olduğunu biliyoruz.
 
İnsanın insanı sömürmediği; hiçbir halkın dil, din, kültür farklılıkları nedeniyle baskı ya da ayrımcı uygulamalarla karşılaşmadığı;
İnsanların açlıktan ölmediği; çocukların savaşlar sonucunda anasız babasız kalmadığı;
Türkiye’de ve bütün dünyada emeğin, barışın, dayanışmanın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir gelecek yaratmak için mücadelemize kararlılıkla, azimle, inançla devam edeceğiz.
 
Bizler milliyetçi, ırkçı, dindar ve kindar nesillerin yetiştirildiği bir ülke değil, bilimin, emeğin, barışın, kardeşliğin egemen olduğu bir ülke istiyoruz.
 
Sokaklarında kardeşlik türküleri söylenen, emeğin hakkının, insanlık onurunun en temel değerler olarak görüldüğü demokratik yaşama, özgür ülke hedefimize mutlaka, ama mutlaka ulaşacağız.
Demokratik bir ülke ve insanca bir yaşam mücadelesi verenler, halkları birbirine düşürmeyi planlayan ırkçı-şoven güçlerin oyununu bozacaktır. Halklar arasında yüzyıllardır süren kardeşliği engellemek isteyenlerin bizleri birbirimize düşürme yönündeki girişimlerine asla izin vermeyeceğiz.
Türkiye’de emek, barış, eşitlik ve özgürlük uğruna yaşamı yitirmiş olan yoldaşlarımızdan aldığımız mücadele bayrağını daha da yükseklere çekeceğimize söz veriyoruz.
 
Yaşasın 1 Mayıs!
Biji Yek Gulan!
Yaşasın birlik, mücadele ve dayanışma günümüz!
Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği, halkların kardeşliği!” dedi.
 
Türküler söylendi, halaylar çekildi. Yoğun güvenlik altında bir işçi bayramı daha Malatya’da coşkuyla kutlandı.
 
Sultan KILIÇ
 
 
 
 
 
Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.