Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’e verdiği özel demeçte 23 Nisan ve tutuklu vekiller konusunda şu değerlendirmeleri yaptı:
Demokrasi üzerinde en büyük ayıp: 23 Nisan, ulusal bağımsızlık savaşımızın halkın iradesiyle yapıldığını ve egemenliğin kayıtsız şartsız halkta olduğunu simgeleyen bir gündür. Geldiğimiz süreçte tutuklu milletvekillerinin olması, bu bayramı coşkuyla kutlamamızın önündeki en büyük engeldir. Parlamento halkın iradesiyle oluştuğuna göre en büyük güç ondan geldiğine göre, milletvekillerini hapiste tutmak demokrasimizdeki en büyük ayıp olarak durmaktadır.
Önce Çiçek’in sorunu: Tutuklu milletvekilleri sorunu her şeyden önce Meclis Başkanı’nın sorunudur. Meclis Başkanı sadece üzüntülerini dile getiren konumda olmamalıdır. Yemin süreciyle başlayan ve gelişen olaylar Meclis Başkanı’nın bu konuda görevini tam yerine getirmediğini göstermektedir. Belli konularda samimiysek ve gerçekten de tutuklu vekillerin hallerinden şikâyet ediyorsak yapmamız gereken ilk iş bu ayıba son vermek için net tavır almaktır. Sayın Çiçek’ten beklediğimiz budur.
Karayılan istese şimdi de yararlanır: Biz CHP olarak üstümüze düşeni yaptık. Kanun teklifi istediler onu da yazıp verdik. Şimdi şöyle bir aldatmaca ile halkın önüne çıkıyorlar: ‘Biz bunu kabul edersek Karayılan da milletvekili olur.’ Eğer Karayılan sistemden yararlanacak diye korkuyorlarsa, istese bugün de yararlanır. Ancak önündeki askerlik engeli bugün de yarın da olacaktır. Halkın önüne çıkarken doğru söylemlerle çıkmak siyasetçinin görevidir. Milli irade feda edilemez.
Türkiye’nin ötesine taştı: Bu mesele Türkiye’nin olayı olmanın çok ötesine taştı. Dünyanın meselesi oldu. Başbakan hangi demokratik ülkeye giderse bu sorun kendisine sorulacaktır. ‘Hangi gerekçeyle tutuyorsunuz seçilmiş milletvekillerini’ diye. Üstelik bu adamlar adam öldürmedi, ihaleye fesat karıştırmadı. Seçilmelerinde hiçbir yasal engel yok. Hangi anlayış parlamentoya gelip yemin etmelerini engelliyor? Ancak ortaçağ anlayışı engeller.
Sorun demokrasi sorunu: Tutuklu vekil sorunu sadece CHP’nin MHP’nin ve BDP’nin sorunu değil. Bu demokrasi sorunudur. Cumhurbaşkanı’nın da, Başbakan’ın da, HSYK’nin de, Meclis Başkanı’nın da bu süreci görmezlikten gelme hakları yoktur. Sayın Başbakan’ın partisi yüzde 34 oy aldığı zaman CHP demokrasiye duyduğu saygının gereği parlamentoya girişinin yolunu açtı. Bu süreçten geçen bir Başbakan, tutuklu vekillerin içeride kalmasına sesini çıkarmıyorsa demokrasiyi içine sindirebilmiş biri değildir.