Yasak, anayasanın 90. maddesi ile dikkate alınma zorunluluğu getirilen uluslararası anlaşmalara da aykırılık taşıyor. Türkiye’nin de onayladığı ILO’nun 87 No’lu “Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi”nde, sendikaların çalışanların çıkarlarına hizmet ve bu çıkarları savunmak amacıyla kurulduklarına dikkat çekiliyor. Aynı sözleşmede, sendika özgürlüğü ve sendikalaşma hakkının korunması konusunda tek istisna silahlı kuvvetler ile polise getiriliyor. Bu hakkın silahlı kuvvetler ile polise ne oranda uygulanacağı konusunda yetki ilgili ülkelere bırakılıyor.
Hava işkolunun da aralarında bulunduğu diğer gruplar için sınırlama bulunmuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TBMM gündeminde bulunan “Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı”nın genel gerekçesinde, sendikal hak ve özgürlükler ile serbest toplu pazarlık süreçlerinin 87 ve 98 No’lu ILO sözleşmeleri dikkate alınarak yeniden düzenlendiğine dikkat çekmişti.
AİHM de, Enerji Yapı Yol-Sen’in açtığı davada, grev hakkının tamamen yasaklanamayacağına dikkat çekmişti. Greve katılan çalışana ceza verilemeyeceğine işaret eden AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğini vurgulamıştı.
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın, “Toplu görüşme ve eylem hakkı” başlıklı maddesinde de, “İşçiler, işverenler veya işçi ve işveren örgütleri; topluluk hukuku ile ulusal hukuk ve uygulamalarla uyumlu olarak uygun düzeyde görüşme ve toplusözleşme akdetme hakkına ve uyuşmazlık halinde, çıkarlarını korumak için, grev de dahil, toplu eylem yapma hakkına sahiptir” deniliyor.