EMEKÇİ NEYE KARŞI
Emekçi örgütlerinin ve sivil toplumun torba tasarıda karşı oldukları noktalar şöyle:
• Küçük sanayi sitelerindeki 360 bin resmi çırağın ve 200 bin stajyerin ücretleri düşecek.
• 16-18 yaş arasında çalışan 200 bine yakın genç için asgari ücret, 576 TL’den 486 TL’ye düşecek.
• Bunlara bağlı olarak kayıt dışı çalıştırılan yüz binlerce genç işçinin ücretleri de 146 TL’ye kadar düşecek.
• Ücretsiz deneme süresi 2 aydan 4 aya çıkacak.
• Esnek ve güvencesiz istihdam tüm kamuda yaygınlaşacak. Kamu emekçileri başka kurumlara “ödünç” verilebilecek, “ihtiyaç fazlası personel” olarak 4/C’ye geçirilebilecek. Geçici görevlendirmeyle yasal olarak 6 aya kadar sürgüne gönderilebilecek. Sendikal hak alma şartları zorlaşacak.
• Sözleşmeli çalışanların toplu eylem ve greve başvurmaları yasaklanacak.
• Gönüllü stajyerlik uygulamasıyla gençler ücretsiz, kayıt dışı çalışmayı kabullenecek. Stajyerlik yapılabilecek işyerleri için işçi sınırı 20’den, 5’e çekilerek stajyer sömürü alanları artacak.
• Her ay 9 milyon kişinin 50 TL’lik işveren sigorta payını devlet, İşsizlik Fonu’ndan ödeyecek.
• Sermayedar, yeni aldığı her 18-29 yaş arasındaki erkek ve 18 yaş üstü kadın işçi için İşsizlik Fonu’ndan teşvik alacak. Buna karşın 29 yaş üstü erkekler bu teşvikten yararlanabilmeleri için işten çıkarılabilecek.
• On binlerce belediye ve il özel idaresi işçisi, Milli Eğitim veya Emniyet’in taşra teşkilatına sürgün gidecek. Burada 5 gün içinde işe başlamazsa işini kaybedecek. Belediyelerde onların yerine taşeronluk artacak.
• Kısmi süreli çalışanlar her ay çalışmadığı sürenin sigortasını kendi cebinden ödemezse emekli olamayacak, sağlık sigortasından faydalanamayacak.
• Turizmde çalışma saatleri artacak, hak gaspı olacak. • Engelliler çalışma yaşamından tecrit edilecek.
İŞTE AKP DEMOKRASİSİ
Torba yasayı protesto etmek için 81 ilden gelen emekçiler polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.
AKP’nin hazırladığı torba yasa tasarısını TBMM’nin etrafında zincir oluşturarak protesto etmek isteyen DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyesi binlerce emekçiye izin vermeyen polis, gruba tazyikli su ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Bu sırada çok sayıda kişi ezilme tehlikesi yaşarken biri polisin attığı plastik mermiyle olmak üzere iki kişi yaralandı.
Emek örgütlerinin Ankara’daki protestosu nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Meclis çevresi, yüzlerce polis ve çok sayıda panzerle kuşatıldı. Ayrıca yine kritik noktalar polisler tarafından tutuldu. Diğer illerden de takviye edilmesiyle birlikte yaklaşık 10 bin polisin görev yaptığı belirtildi.
Polisten uyarı anonsu
Otobüslerle başkente akın eden emekçiler, sabah saatlerinde Kurtuluş Parkı’nda buluştu. KESK, TMMOB ve TTB üyeleri, parkın yanındaki Ziya Gökalp Caddesi’nde kortej oluşturarak Meclis’e doğru yürümeye başladı. Bu sırada kalabalığa, “devrimci” gruplar ile eyleme katılıp katılmayacağı belli olmayan Türk-İş’e bağlı bazı sendikalar da dahil oldu. Yürüyüşün başladığı anda, polis minibüsünden “Yaptığınız eylem kanunsuz ve demokratik değildir” şeklinde uyarı anosları yapıldı. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Başkanı Döndü Taka Çınar ve TTB Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu’nun başını çektiği binlerce emekçinin oluşturduğu korteje, Kolej Kavşağı’na geldiğinde; CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ile çok sayıda CHP’li ve BDP’li milletvekili katıldı.
Polis barikatı
Kavşağı geçen emekçilerin yolunu Ziya Gökalp Caddesi’nde panzer ve Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı’ndan oluşan çevik kuvvet barikatı kesti. Eylemciler, barikatın açılmasını isteyerek “Emekçiye değil, çetelere barikat” diye slogan attı, ıslık çaldı. DİSK Başkanı Çelebi ve CHP’li İnce, barikatın önüne gelerek polis şeflerinden yolun açılmasını istedi. Ancak tüm uğraşlara karşın polis geri atım atmadı. Öğlen saatlerine gelindiğinde, barikata yüklenen emekçiler ile polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Sıkılan biber gazından özellikle CHP’li Çetin Soysal’ın yanı sıra çok sayıda protestocu ve basın mensubu da etkilendi.
‘Faşit devlet’
CHP’liler Meclis’in bulunduğu Akay Kavşağı’na kadar izin verilmesini isterken polis şefleri “marjinal grupları” gerekçe göstererek bu öneriyi reddetti. Polisin tutumuna tepki gösteren İnce, “Akay Kavşağı’nda basın açıklaması yapıp dağılmak gibi bir talepleri var. Polis yetkilileri ise bunu kabul etmiyor. İçişleri Bakanı’nı aradım CHP grubu adına. Bakan telefona çıkmadı. Başbakan umarım bu manzarayı izliyorlardır. Türkiye’de insanları yürütmeyen iktidar, Mısır’da yürüyen insanlara demokratik tepkilerini gösteriyor diyebiliyor. Türkiye bir faşist devlet olmuştur. Türkiye bir totaliter devlettir, parti devletidir. Bu Tayyip Erdoğan cumhuriyetinin tescilidir” diye konuştu.
Ezilme tehlikesi
Polis’in, dağılmamaları halinde müdahale edileceği yönünde anoslarına tepki gösteren emekçiler ise barikata doğru kartopu, yumurta ve şişe atmaya başladı. Uyarılar sürdükçe, emek örgütlerinin iyice tepkisi arttı ve saat 13.00 sularında polisin emekçilere müdahalesi başladı. Tazyikli su, gaz bombası ve biber gazıyla yapılan müdahale nedeniyle ortalık savaş alanına döndü. Ziya Gökalp’te toplanan yaklaşık 10 bin kişi, bu müdahale yüzünden zor anlar yaşadı. Ezilme tehlikesi yaşayanlar oldu. Gaz bombalarından sadece emekçiler değil, çevrede bulunan Ankaralılar da olumsuz etkilendi. Müdahalenin etkisiyle emekçiler, Kolej Kavşağı’na doğru geri çekildi. Bu sırada bir yurttaş, metro girişine düşürek bir kişi ise plastik mermi olduğu belirtilen bir maddeyle yaralandı.
Polisler, gaz bombaları ve TOMA araçlarını kullanarak emekçilerin üzerine yürüyüşünü burada da sürdürdü. Kolej Kavşağı’nda gruplarla polis arasındaki çatışma şiddetlendi.
Geri çekilen eylemcilere, polis Kurtuluş Parkı’nda da gaz bombaları, bir yandan da tazyikli su kullandı. Polis, eylemcileri geldiği otobüslere kadar “kovaladı”.
İKTİDAR İÇİN KARA GÜN
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB; TBMM’ye yürümek isteyen emekçilere müdahale edilmesine sert tepki gösterdi. Emek örgütlerinden akşam saatlerinde Sakarya Caddesi’nde yapılan ortak açıklamada, Kızılay’da AKP iktidarının hak arayan emekçilere tahammülsüzlüğünü gösteren bir vahşet yaşandığı kaydedildi. Açıklamada, “Bu vahşet AKP iktidarının özlemini duyduğu ve adım adım gerçekleştirdiği ‘polis devleti’nin ifadesidir. Bu gidiş ülkemizin karanlığa doğru gidişidir. Kazanılmış demokratik hakların yok edilme isteğidir. İşçi ve emekçi halk düşmanlığıdır. İktidarın, sadece ve sadece kendi temsil ettiği sermaye sınıfının taleplerini hayata geçirme politikasının kanıtıdır” denildi.
Demokratik tepkilerinin şiddetle engellendiği vurgulanan açıklamada, “Bunun tek bir suçlusu vardır: AKP iktidarı ve onun başı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yaşananlar bizzat onun talimatıyla gerçekleştirilmiştir. Kendisi yurtdışında olmasına rağmen görevlendirdiği İçişleri Bakanı ve onun talimatlarını gerçekleştiren Ankara Valisi, Ankara Emniyet Müdürü tamamıyla bu olayın sorumlusu ve suçlusudur. Bugünü AKP iktidarı için ‘kara bir gün’ olarak ilan ediyoruz” görüşü kaydedildi.