Aralarında eski Bakan Seyfi Oktay’ın da bulunduğu 11 sanıklı yargıyı etkileme davası başladı
Adliye önünde açıklama yapan Seyfi Oktay, “Savunmamızı yaparken görüşlerimizi ifade edeceğiz” diye konuştu.
Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Ergenekon davası tutuklu sanığı CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın oğlu Erkan Bülent Haberal ile kardeşi Ali Haberal’ın da aralarında bulunduğu 11 tutuksuz sanık, Ergenekon davasında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla dün yargıç karşısına çıktı.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki oturuma tutuksuz sanıklar eski Bakan Seyfi Oktay, avukatlar Tülay Bekar, Ali Hadi Emre, Mehmet Cengiz, Kudbedin Kaya ile Canfer Balçık, Hüseyin Yıldırım, Sefa Altıoğlu, Ergenekon davası sanıklarından CHP Milletvekili Mehmet Haberal’ın kardeşi Ali Haberal ve oğlu Erkan Bülent Haberal katıldı. 8. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Nihan Atasagun ise gelmedi.
Sanık avukatlarının görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talepleri reddedildi. Davanın sanığı olan avukatların, soruşturma aşamasında ifadeleri alınırken Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmadığı belirtilerek bu nedenle davanın durdurulması istendi. Mahkeme, örgütlü suçlara ilişkin soruşturmalarda, bakanlık iznine gerek olmadığı gerekçesiyle bu talebi de kabul etmedi. Avukatlar, iddianamenin özetlenmesini istese de mahkeme heyeti, 251 sayfanın 2 TRT spikeri tarafından okunmasına karar verdi. İddianamenin okunmasını bir süre dinleyen Seyfi Oktay, öğle arasından sonra adliyeden ayrıldı. Adliye önünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Oktay, “İçeriğini çok iyi bildiğiniz iddianame okunuyor. İddianame zaten çarşaf çarşaf basında yer aldı. Benden fazla basın biliyor. Daha sonraki aşamada savunmamızı yaparken biz de görüşlerimizi anlatacağız” diye konuştu.
CHP desteği
CHP milletvekilleri Celal Dinçer, Durdu Özpolat, Musa Çam, Erdal Aksünger, Veli Ağbaba, Candan Yücel, Gürkut Acar, Ali Serindağ, Sabahat Akkiraz, Ali Özgündüz, Hüseyin Aygün, eski Çalışma Bakanı Mustafa Kul ve Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu ve baro yöneticileri de izleyici olarak davayı takip etti. Gürkut Acar, iddianamenin telefon görüşmelerinin yorumlanmasına dayandırıldığını söyledi. Acar, “Ergenekon davasına bakan eski başkanın, Oktay ve sanık avukatlarıyla görüştükten sonra tahliye yönünde görüş bildirmesi tesadüf mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Türkiye’de başka tesadüfler de oldu. Ergenekon’da tahliye talep eden bütün yargıçlar görevden alındı. Deniz Feneri davasında üç savcının üçü birden görevden alındı. Bunları tesadüf olarak kabul etmek mümkün değil. Belli bir planın parçasıdır.”
Ali Özgündüz de Seyfi Oktay’ın devam eden davalarda hâkimlerle görüştüğü iddiasının, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun ağır cezanın alanına girmeyeceğini belirtti. Özgündüz, “Herkesin bildiği ama söylemediği şeyi söyleyim. Sayın Seyfi Oktay, Sivas katiamı olarak bilinen ve geçen hafta zamanaşımıyla bir kısım sanığın cezasız bırakılmasını doğuran olayı Adalet Bakanı olarak aydınlattığı için hakkında bu dava açılmıştır” dedi.
Metin Feyzioğlu, özel görevli mahkemelerin, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları adına derhal kaldırılması gerektiğini söyledi. Ankara Barosu üyesi avukatların da davada sanık olduğunu belirten Feyzioğlu, Türkiye’de savunma görevini yapmanın, yargılanma riskini üstlenmek anlamına geldiğini dile getirdi. Feyizoğlu, “Artık öç alma mekanizması şeklinde algılanmaya başlayan yargılama sistemi, savunma makamına ve avukatlara da yönelmiş durumdadır” diye konuştu.