Arguvan Türkü Festivali Üzerine Bir Değerlendirme…

Arguvan Türkü Festivali Üzerine Bir Değerlendirme…
Rüstem BUDAK
 
Arguvan Anadolu’nun  coğrafik olarak küçük, ünü itibariyle büyük ilçelerinden biri. Hali hazırda sosyal, ekonomik yönden gelişimini sağlayacak unsurlardan uzak bir ilçe olarak bulunuyor. İlçe merkez ve köy nüfusu giderek azalmakta ve süreci durduracak veya geriye döndürecek çabalardan yoksun bulunmaktadır. Unutulmaya- yoksullaşmaya- yoksunlaşmaya başladığı bir dönemde kendisini Türkiye ve dünyada tanıtacak güçlü bir argüman olan türküler ile sesini duyurmaya çalışmaktadır. Türküler Arguvan’ı yalnız bırakmadı. Dillerdeki türküler Arguvan’ın bu sessiz ve mahzun halini anlarcasına sesi oldu.
 
Türkü festivali Arguvan’ın sesini ve çığlığını duyurmak için bir fırsat sundu. Dilden dile söylenen büyük türkülerin ilçesini görenler onun bu haline acıdılar. Heyelanla bir kısmı batan ilçeden geriye kalan sadece resmi kurumların varlık sebebi olduğu ve bir caddenin ifadelendirdiği yer oldu. Arguvan Türkü Festivali; sosyal- ekonomik sorunlarının konuşulmasına, ilçenin unutulmasına karşı bir imkân sundu. 8. düzenlenen festival döneminde sadece yolların asfaltlanması, kaldırımların bordürlerinin boyanması ve esnafın gelir olarak bazı kazanımlar sağlaması dışında bir kazanım sağlamadı.
 
Arguvan’ın bu yabanıl, uzak ve sessiz bir halde kalmasının en önemli sebebi yine Arguvanlılardır. Yerel yöneticiler kaderine mahkûm halde kalmış halini kabullenmiş ilçe için imkân seferberliği oluşturacak bir çalışma başlatamadı. Bu durumda öncelikle bir perspektif sorunu bulunmaktadır. İlçeyi çevre ile bütünleştirecek adımlar atılmaktan kaçınıldı. Türkü festivalinde bile köylerin katılımı ve bu zenginliğin bütünleşmesinin sürekliliği sağlanamadı. Hatta köylerin işbirliği ve ürettikleri projelerle Arguvan’ın kendisini geçtiği bile söylenebilir. Geleceğe yönelik bir ufuk çizemeyenler bugünü inşa edemezler. Türkülerin üzerinden sağlanan popülerliğin ilçeye kazandırdığı bir şey bulunmamaktadır. Düzenlenen festival ile elde edilen hazır para dışında bir pratik bir adıma vesile olunmamıştır. Arguvan’ın dışında olan sevenler, iş adamları ve sanatçıların birikimler ilçeye yönelik bir faydaya dönüştürülemedi. Talep edilen destekler somut bir proje ve çalışma gösterilerek yapılamadı. Arguvanhaber.com’da yer alan habere göre ilçede halen yangınlara müdahale edecek bir itfaiye aracı dahi bulunmamaktadır. Sadece dilek ve temennilerden ibaret kalan söylemlerle sınırlı kalındı. Siyasetin yoğun olduğu ilçede bu noktada mazeretler üretilerek bir şey yapılmasına engel olunduğu gibi bir şeyde yapılmadı. Siyaset derin bir muhalif dil olarak söylem düzeyinde kalmaya devam etti.
 
Türkü festivali git gide artan canlı bir atmosferde gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin ilk türkü festivali olması ve bu yıl uluslar arası boyut kazandırılması ile birlikte gelişen bir kimlik kazanmıştır. Aslında adının türkü festivali olması diğer festivallerden ayrıcalıklı bir yere getirmemektedir. Diğer festivallerde de türküler okunmakta- panayırlar düzenlenmektedir. Malatya ve çevresinden katılımlar ile 3 gün boyunca Arguvan yoğun bir insan akımına uğramaktadır. Ancak festival işlerliğindeki bazı durumların tekrar gözden geçirilmesinde fayda vardır.
 
Festival müzik ve sesin izleyici ile buluşma organizesidir. Ses ne kadar ideal düzeyde kitle ile buluşabilirse anlaşılırlık ve haz o derece yüksek olacaktır. Türkü festivalinin en önemli çalgısı olan sazın tınıları ve sanatçının sözleri ses ayarlarındaki düzensizlikten dolayı iyi anlaşılamamaktadır. Festivalde kendinizi bir türkü festivalinde değil de bir elektro rock Anadolu konserindeymiş gibi hissedersiniz. Alan ve sahne düzeni gözden geçirilmelidir.
 
Türkü festivali her şeyin türkü duyarlığı ve estetiği içinde devam ettiği bir ortamdan ziyade bastırılmış duyguların hoyratça ve başıboş ortaya konulduğu bir yere dönüştürülmüştür. Festival alanına giren insanlar kendisini –ki türkü festivali olması hasebiyle- hoş bir ortamdan ziyade curcuna- kaos içinde buluveriyor. Karmaşık bir ortamda ne olup bittiği anlaşılmamaktadır.
 
Türkü festivali bir yerde bira- içki festivaline dönüşmüştür. 18 yaşın altındakilerin rahatlıkla elindeki bira şişeleri ile festival alanında dolaştığı, herkesin elinde bira ile bulunduğu bir festival, türkü festivali değildir. Olsa olsa Büyükşehirlerdeki türkü bar- cafe’nin açıkhavada olanıdır. Elbette içeceklerin seçimindeki özgürlüğe kimsenin diyeceği bir şey yoktur. Ancak oraya aileler, çocuklar başta olmak üzere herkesin bulunduğu bir alandır. Bu tür içeceklerin içildiği belli alanlar vardır. Bu alanlarda içilebilir. Ancak bu herkesin elinde bira şişesiyle arz- ı endam etmesi anlamı taşıyamaz. Zararlı birer alışkanlık olduğu tüm dünyada kabul edilen içeceklerin içilmesinin azaltılması yerine içilmesini yaygınlaştıran ve bu alışkanlığın kazanıldığı ilk deneyimin yerinin bir türkü festivali olması trajedidir. Türkü estetik değerlerin en yüksek ifadesi olarak böylesi bir içim kültürüne mahkûm edilmesi Arguvan’a ve türkülere hakarettir, aşağılamaktır. Bira- içki festivalin resmi içeceği ve sponsoru gibi sunulamaz.
 
Festival sebebiyle düzenlenen standların konumlanması ve temizliği önünden çok düzensiz bir yapıdadır. Standlar çöp ve benzeri maddeleri rahatlıkla yere atılmaktadır. Görevliler ancak festival bitiminde çöpleri toplama girişiminde bulundukları için festival sonuna kadar burada çöp dağları birikmektedir. Festival alanında çöpten gezilememektedir. Alışveriş standları satışları yükseltmek için yüksek sesli müzik ile küçük gruplar haklinde halay çekmekte, birbirleriyle yarışmaktadırlar. İnsanların ilgisi haliyle konser alanındaki sanatçıya değil stantlardaki ortama yönelmektedirler. Köy dernekler ile işbirliği yapılmadığı ve dışlandıkları için köylerin festival ile buluşması ve sahiplenmesi azalmıştır.
 
Festival kapsamında yapılan etkinliklere zenginlik kazandırılmalıdır. Geçtiğimiz yıl Rıza Parlak’ın Arguvan köylerinin fotoğraflarından oluşan sergisi gibi farklı üretim ve paylaşımlara zemin hazırlayacak etkinlikler yapılmalıdır. Arguvan’ın sosyal- kültürel tarihi bilimsel araştırmalarla ortaya konulmalıdır. Gerek Arguvan gerek Ankara’da düzenlenen panellerle dile getirilen süreçlere ilişkin somut bir adım atılamadı. Arguvanlı şair Şemsi Belli adına şiir yarışmaları düzenlenebilir. Arguvan’ın yönetiminin ilçe değerlerine sahipsizliğinin işareti olarak Şemsi Belli’nin adının verildiği bir sokak veya yer bile yoktur. Kendi değerlerine bile bu derece yabancılaşan ve mikro ayrımcılıklarla süreci götürmeye çalışılan bu yolculuğun varacağı yer tükenmişliktir.
 
Türküler modern zamanda her şeyin tüketim maddesine dönüştürüldüğü bir ortamda rant merkezli yaklaşılmaktadır. Türkülerin temsil ettiği kültürün idamesi ve ikamesi sağlanmamaktadır. Arguvan Türkü Enstitüsü kurularak bu kültürün dinamiklerinin bilimsel gerçeklikle yeniden okunması ve yazılması önemlidir. Türkü festivali önemli fırsatlara kapı aralayabilecek bir zeminde bulunmaktadır. Nostaljiden kurtulmuş, bugün ve yarını inşa edebilecek bir perspektif ile süreç yönetilmelidir. Arguvan’ın türküleri ile temsil ettiği değerlerin festival vesilesiyle en iyi şekilde temsiliyeti sağlanmalıdır.
 
 
 
 
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56