Arguvan köylerinin büyük bölümü ekonomik nedenlerle boşalınca köylerde daha çok yaşlı insanlar kaldı. Her evde yaşam savaşı veren yaşlıların bakışlarında yalnızlık ve özlemler okunur. Özelikle yazın köyüne gelip kışın çocuklarının yanına giden yaşlıların bayramı buruk geçiyor.
Arguvan Alhasuşağı Köyü Ballıca mezrasında yaşayan Hasan TATLI ve eşi Kibiriye çifti’de yazı köyünde geçiren çiftlerden birisi. Köyde kalan ağaçları kurumasın diye her yıl doğduğu topraklara gelip yazı köyünde geçiriyorlar.
Hasan TATLI “Biz kaysılara bakamadık bir kısmı kurudu. Bazıları hale direniyor. Cevizleri ellimizden geldiği kadar suluyoruz. Köyün çeşmesinin yapılması gerekiyor söz veren yetkililer buradan gidince sözlerini unutuyorlar. En azından çeşme ve havuz yapılsa ağaçların kurumasına engel oluruz. Birde yolumuz çok bozuk yetkililer ilgilense iyi olacak” Dedi.
Bayram nasıl geçiyor dediğimizde “Bu dağın başında bayram nasıl olsun. Çocuklar telefonla arıyorlar konuşuyoruz. İki eviz ikide ineğimiz var onlarla oyalanıp zaman geçiriyoruz. Sağlıklı olursak ondan iyisi yok” derken iki arada bir derede kaldıklarını fark ediliyor. Memleket özlemi ve çocuklarının hasreti arasında gidip geliyor yaşam. Köyde Bayram sıradan bir gün gibi geçiyor. Yol ve su sorunun yanına yalnızlık ve hasret eklenince bayrama bir şey kalmıyor.
RIZA PARLAK