ARGUVAN SU KİRLİLİĞİNDE İLK SIRALARDA YER ALDI

Malatya İli İçme Suyu Kontrol İzlemesi Sonuçlarının Halk Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi” araştırmasının sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı; Yıl boyunca yapılan klor ölçümlerinde özellikle Hekimhan, Kuluncak, Kale ve Arguvan ilçelerinde güvensiz su tüketiminin yüksek olduğu görülmektedir. Numunelere ait kirliliğin ise en çok Hekimhan ve Arguvan ilçelerinde olduğu görülmektedir.

ARGUVAN SU KİRLİLİĞİNDE İLK SIRALARDA YER ALDI
 İnönü   Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde yayınlanan “Tıp Dergisi”nin son sayısında yer alan  “Malatya İli İçme Suyu Kontrol İzlemesi Sonuçlarının Halk Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı araştırmanın sonuç raporunda Malatya ve ilçelerindeki içmesuyu ile ilgili olarak, “Merkez ve ilçelerde 2012 yılı içinde içme-kullanma sularının yüz de 30,2’si içilemez düzeyde bulunmuştur. Malatya ilçe merkezleri, beldeler ve köyler su kirliliği yönünden risk altındadır” şeklindeki bilgiler yer aldı. 

TIP DERGİSİNDE YAYIMLANDI 

Malatya İl Sağlık  Müdürlüğü’nde görevli Hasan H. Avcı, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Pehlivan, İl Sağlık Müdürlüğünde görevi Sema Avcı ve  İnönü Üniversitesi Tıp  Fakültesinde Görevli Engin B. Selçuk imzası ile hazırlanan “Malatya İli İçme Suyu Kontrol İzlemesi Sonuçlarının Halk Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı araştırma İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yayımlamakta olduğu Tıp Dergisi’nde yayımlandı.

“YÜZDE 30’U İÇİLEMEZ”

“Malatya İli İçme Suyu Kontrol İzlemesi Sonuçlarının Halk Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi” araştırması ile ilgili olarak hazırlanan raporda şu ifadeler yer aldı; 

“Malatya’da 2012 yılı içerisinde il genelinden toplam 1502 kontrol izleme numunesi alınmış ve sonuçlar “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında değerlendirilmiştir. Üreme tespit edilen örnekler içilemez, üreme tespit edilmeyen örnekler ise içilmeye uygun olarak kabul edilmiştir. İnceleme neticesinde alınan 1502 örneğin 1048 (%69,8)’i içilebilir bulunurken, 454 (%30,2)’ü içilemez bulunmuştur.

“KÖYLERDEN MERKEZE DOĞRU AZALMA VAR”

“İl genelinde 641 içme suyu kaynağının kullanıldığı ve tamamının yer altı suyu olduğu, 747 içme suyu deposunun bulunduğu ilde aktif klorlanan depo sayısının ise 238 (%31,9) olduğu görülmüştür. İl genelinde yıl içinde alınan su numunelerinden uygunsuzluk tespit edilen 454 numunenin %77,7’si (353 numune) köylere, %12,8’ i (58 numune) beldelere ve %9,5’i (43 numune) ise ilçe merkezlerine aittir. Uygunsuzluk yönünden köy/belde ve ilçe merkezi açısından yapılan değerlendirmelerde köylerden merkeze doğru gidildikçe kirlilik düzeyinin azaldığı tespit edilmiştir.”

“YÜZDE 30 KLOR DÜZEYİ YETERSİZ”

“İl genelinde 2012 yılı içerisinde toplam 9044 klor ölçümü yapılmış, ölçümlerin 6377’sinde (%70,5) yeterli seviyede klor tespit edilir iken, 2667’sinde (%29,5) klor düzeyi yetersiz olarak belirlenmiştir. İçme sularında klorlamaların yetersiz olduğu dönemlerin yaz ayları ile sonbahar ayları olduğu tespit edilmiştir. Bu iki mevsimde yetersizlik oranlarındaki artış istatistiksel olarak farklılık yaratmaktadır (p<0,05). Klorlamanın ilçelere göre dağılımı incelendiğinde mevcut depoların tamamının klorlanmadığı görülmektedir. Uç noktalarda yıl boyunca yapılan klor ölçümlerinde Kuluncak, Hekimhan, Kale ve Arguvan ilçelerinde güvensiz su tüketiminin yüksek olduğu görülmektedir.”

“HAZİRAN, TEMMUZ, EKİM AYLARI”

“Yapılan değerlendirmelerde tespit edilen uygunsuzluğun mevcut klor düzeyi ile bağıntısı incelenerek su kalitesi üzerine etkisi de araştırılmıştır. Klorlama ve numune uygunsuzluğu arasındaki ilişki ay bazlı incelendiğinde, ölçümlerde en düşük yeterlilik seviyesi Haziran %69,8, Temmuz %65,0 ve Ekim %64,3 şeklindedir. Bu aylarda numune uygunsuzluk oranlarında da Haziran %45,2, Temmuz %47,2 ve Ekim %43,4 şeklinde artış söz konusudur.”

ARAŞTIRMANIN SONUÇ BÖLÜMÜ: YÜZDE 30 İÇİLEMEZ

“Malatya İli İçme Suyu Kontrol İzlemesi Sonuçlarının Halk Sağlığı Açısından Değerlendirilmesi” araştırmasının sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı, “Sonuç olarak çalışmamızda 2012 yılı için içme-kullanma sularının %30,2’si içilemez düzeyde bulunmuştur. İldeki coğrafi bölgeler esas alınarak yapılan analizde, kirlik düzeyleri yönünden bölgeler arasında farkın anlamlı bulunduğu (p<0,05) ve ilk aşamada farkın merkez su şebekesi ve bu şebekeden beslenen bölgelerde su kirliliği oranlarının düşük olmasından kaynaklandığı düşünülmüştür. Malatya ili için içme-kullanma sularında klorlamaların yetersiz olduğu dönemlerin yaz ayları ile sonbahar ayları olduğu tespit edilmiştir. Bu iki mevsimde klor yetersizlik oranlarındaki artış istatistiksel olarak farklılık yaratmaktadır. (p<0,05)  Klorlamanın ilçelere göre dağılımı incelendiğinde mevcut depoların tamamının klorlanmadığı, 747 deponun 238’inin aktif olarak klorlandığı (%31,8), uç noktalarda yıl boyunca yapılan klor ölçümlerinde özellikle Hekimhan, Kuluncak, Kale ve Arguvan ilçelerinde güvensiz su tüketiminin yüksek olduğu görülmektedir. Numunelere ait kirliliğin ise en çok Hekimhan ve Arguvan ilçelerinde olduğu görülmektedir. İl düzeyinde sanitasyon durumu incelendiğinde %29,5 yetersiz klorlamanın olduğu ve bu düzeyin %30,2 olarak bulunan kirlilik düzeyine çok yakın olduğu görülmektedir. Uygunsuzluk yönünden yapılan değerlendirmelerde köylerden merkeze doğru azalan bir kirlilik düzeyinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. İl genelinden alınarak uygunsuzluk tespit edilen 454 numunenin %77,7’si köylere, %12,8’i beldelere, %9,5’si ise ilçe merkezlerine aittir.”

“KÖYLERDE KİRLİLİK DAHA YÜKSEK”

Bulgularımızdan yola çıkarak; içme-kullanma sularına ait sanitasyon hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesi ve sanitasyon koşullarının iyileştirilmesi başta ishalli hastalıklara bağlı ölümlerin azaltılması olmak üzere pek çok su kaynaklı hastalığın önlenmesi ve mali yükünün azaltılması konusunda ucuz ve etkin bir yol olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle köylerde kirliliğin yüksek olduğu ve sanitasyon hizmetleri yönünden hizmeti götürecek personelin yerel düzeyde eksikliği, bilgi ve ekipman yetersizliği, konuya yönelik halk eğitimi çalışmalarının yerine getirilememesi gibi muhtemel faktörler nedeni ile içme-kullanma suyu kalitesinin merkezden kırsala doğru düştüğü görülmektedir. Depo ve isale hatlarına ait standartların ülke koşullarına uygun olarak belirlenmesi ve yerel yönetimlerin sorumluluk alanı içerisinde bulunan sanitasyona, gereken önemin verilmesi gerekmektedir. Halk sağlığının korunmasına yönelik araştırma ve uygulamalara zemin hazırlayacak verilerin toplanması, derlenmesi ve yorumlanması su kalitesi yönünden ülke profilinin belirlenmesine yardımcı olacak ve su kalitesini artırmaya yönelik stratejilere yön verebilecek bir enstrüman olarak kullanılabilecektir. Kirliliğin yüksek olduğu ayların önceden bilinmesi özellikle salgın tehlikesine karşı tedbir alma ya da sanitasyon düzeyinin daha sıkı takibini sağlama konusunda uyarı niteliği taşıyabilmektedir. Halk sağlığı hizmetlerinin yerine getirilmesi ve amacına ulaştırılmasında halka ulaşmak ve aktif olarak hizmete katılımını sağlamak, başarılı bir sonuç elde edilebilmesi için vazgeçilmezdir. Bu nedenle halka yönelik dezenfeksiyon ve sağlıklı su temininin önemine yönelik eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılması, il düzeyinde yapılacak halk sağlığı çalışmalarının yürütülmesinde ve oluşturulacak kurullarda akademik danışmanlık desteğinin sağlanması ve teknik yaklaşımlar geliştirilmesi önerilebilir.”

HABER: Malatyahaber.com


 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56