Yazı:Süleyman Kılıç
Foto: Rıza Parlak
Geçen hafta (04 Şubat 2011) Muzaffer Özdemir’in 50. yaşını kutladık. Erdemli, aydın ve birikimli güzel dostlarla bir araya geldik, hoş ve keyifli bir gece geçirdik. Gecedeki konuşmamda dilim döndüğünce Muzaffer’le ilgili düşüncelerimi anlatmaya çalıştım. Geceye katılamayan dostlarla da düşüncelerimi bu köşede paylaşmak istiyorum.
Foto: Rıza Parlak
Geçen hafta (04 Şubat 2011) Muzaffer Özdemir’in 50. yaşını kutladık. Erdemli, aydın ve birikimli güzel dostlarla bir araya geldik, hoş ve keyifli bir gece geçirdik. Gecedeki konuşmamda dilim döndüğünce Muzaffer’le ilgili düşüncelerimi anlatmaya çalıştım. Geceye katılamayan dostlarla da düşüncelerimi bu köşede paylaşmak istiyorum.
ELLİ YILA NELER SIĞDIRDI?
Muzaffer elli yıla 17 adet şiir kitabı sığdırdı,10 adet CD sığdırdı, kendine özgü 6 adet çalgı aleti icat etti. Adeta tek başına bir orkestra yarattı.
Sosyal ve toplumsal etkinliklerde sazıyla sözüyle hep önde oldu.
Muzaffer, binlerce yıllık Anadolu Uygarlığı’nın ve Anadolu Medeniyeti’nin en güzel, en etkin enstrümanı olan bağlamayı ayağa kaldırmıştır. Bağlamanın uykusunu kaçırmıştır. O bağlamasını diktiğinde bütün gökyüzüne yayılıyor ve dünyayı fethediyor. Sanki de şaha kalkan bağlamasıyla dünyaya meydan okuyor. Muzaffer’in bağlaması bana bir isyanı çağrıştırır.
Neye karşı isyan?
Muzaffer’in bağlaması;
Karanlığa karşı bir isyandır,
Gericiliğe ve yobazlığa karşı bir isyandır,
Zalimlere ve zulüm edenlere karşı bir isyandır,
Kanunsuzlara ve tertipçilere karşı bir isyandır,
Hakka ve cana kıyanlara karşı bir isyandır,
Halkın malını, mülkünü yabancılara ve yandaşlarına peşkeş çekenlere, satanlara karşı bir isyandır.
Aynı zamanda bu isyanla Muzaffer sazı ve sözüyle bütün insanlığı güzel ve yaşanası bir dünya için mücadeleye çağırmaktadır. Muzaffer’in insanlığa mesajı budur.
Düşündüm; Muzaffer bu gücü, bu enerjiyi nereden alıyor?
Tarihinden.
En az bin yıllık insanlık tarihinden alıyor. Kendisi bunu şöyle izah ediyor: ”Bana sunduğunuz alkışları benden önce yaşamış olan ustalara hediye ediyorum.”
Çoğunlukla sahnede Âşık Veysel’le başlar ve diğer ustalarla devam eder.
Onun ilham kaynağı; Yunus Emre’dir, Pir Sultan’dır, Hacı Beştaş’tır, Köroğlu’dur, Dadaloğlu’dur, Nazım Hikmet’tir, Enver Gökçe’dir, Âşık Veysel’dir, Mahzuni Şerif’tir, Ruhi Su’dur.
Aziz, kadim dostum, kirvem, köylüm; bağlama seninle daha da güzel, ellerine sağlık diyeceğim ama diyemiyorum çünkü sen her tarafınla çalıyorsun. Her tarafına sağlık can dostum.
Başın ve sazın hep dik dursun. Başın ve sazın öne eğilmesin.
Mahzuni Şerif, ‘’Hacı Bektaş’lı Muzaffer’’ derken ne kadar da güzel söylemiş.
İsaköy’ünde başlayan bir serüven, şaha kalkan sazı ve sözüyle bütün ülkeye ve gökyüzüne yayılmış,
evrensel bir değer kazanmış gönül insanıdır Muzaffer.
Türkülerin ve bağlamanın nöbetçisi, can dostum Muzaffer, nice nice nöbetler diliyor alnından öpüyorum.