Atmalılar Derneği Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük, İnsan Hakları Derneği Malatya Şube Başkanı Avukat Murat Oral ve ben; Arguvan, Eymir, Kızık, Atma, Kömürlük, Bırik (Yoncalı) ve Yoncalı tasarı baraj alanı gezimize devam ediyoruz.
Yoncalı tasarı baraj alanının en yüksek tepelerinden birine yapılarak yıkıma terk edilen karakolu da keklik sesleri arasında görüntüledikten sonra Kömürlük’e gitmek üzere yola çıkıyoruz.
Kömürlük’teki Atmalılar İlköğretim Okulu’na geliyoruz. Bundan birkaç ay önce de okulla ilgili rapor hazırlamak üzere Atmalılar Derneği Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük, Evrensel İnsan Hakları Savunucusu İsmail Topkar’la birlikte gelmiştik buraya. O zaman, okulun batısındaki tepeyi oyarak düzleştirmişlerdi. Her yan çamur içerisindeydi. Bu gelişimizde bu çamurlu alanın betonla kaplandığını görüyoruz.
Mehmet Ali Başıbüyük, devletin, okul yapımında taahhüt ettiği dilime mahsuben masrafı karşılarız umuduyla bu alana beton döktürdüklerini… Voleybol, basketbol sahası olarak düzenlemeyi planladıklarını… Kendilerine taahhüt edilen ödenekleri de bir türlü alamadıklarını söylüyor.
Üç katlı, mermer merdivenli, paratonerli, engelli tuvaletleri bulunan, geniş sınıflı, fizik- kimya laboratuarlı, kütüphaneli, bilgisayar donanımlı sınıflı, kaloriferli, yalıtımlı, cennet manzaralı bir okul. Okulun fiziki koşulları için hiçbir şey esirgenmemiş. Yalnız, idareci ve öğretmenler, okulu kaçarcasına bırakmışlar. Hani, yerlere yığılan kitapları dolaba koyamamışlar da savaştan kaçmışlar gibi bir halde bırakmışlar okulu. Mutfaktaki buzdolabında kahvaltılık ve sebzeler de öylece duruyor.
Okulun hemen yanındaki eski okul binası onarılmış. Onarılan bina, iki amaca yönelik olarak dayanıp döşenme çabasıyla uğraştırıyor Atmalılar Derneği’ni. Bir bölümü, mobil sağlık hizmetlerine; diğer bölüm de öğrencilerin yemeklerini yiyebilmelerine ayrılmış. Gerekli eşyaları, bu bölümlere dizmeye gelmiş sıra. Yürekleri, Atma’da yaşayan çocuklar için atan ne çok hayırsever insan varmış… Başka türlü, bu görkemli okul yapılamazdı. Bu birimlerin içleri, gerektiği gibi donatılamazdı.
Mehmet Ali Bey, müteahhitlerin saldırısına, tehditlerine de göğüs gerdiklerini anlatıyor: “Okulu, müteahhitler yapmak için iştahlandılar. Onların, okulumuzu hem çürük hem de bizim yapacağımızın yüz katına maliyete çıkaracaklarını bildiğimiz için müteahhitleri uzak tutma çabasına girdik. Kolay olmadı tehditlerine göğüs germek.” diyor.
Atmalılar Derneği Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük, oldukça dertli. Devlet adına görev yapanların şahıslarıyla sorununun olamayacağını… Kurumlarda devamlılığın esas olduğunu… Yasalar karşısında vatandaşın da eşit haklara sahip olması gerektiğini söyleyerek dertlerini sıralıyor
SADECE BİZE DAYATILMAK İÇİN DEĞİŞTİRİLEN KEYFİYET YASASI
“Atmalılar İlköğretim Okulu’nun yapımına ilk adım atılırken yüzde elli bir vatandaş; yüzde kırk dokuz devlet katkısı uygulaması, bize gelince değiştirildi. Yüzde yetmiş beş vatandaş, yüzde yirmi beş devlet katkısına dönüştürüldü. Üstelik ‘olursa böyle olur, yoksa devletin vereceği yüzde yirmi beşten de yoksun kalırsınız’ demeleri bizim etnik, dinsel kökenimize göre ayrıma tabi tutulmamızdan başka bir sebebe bağlanamaz. Her konuda ayrım yapılıyor da bu konudaki ayrım, Türkiye’de bir ilktir.
Okul yapma kararımıza, boşuna masraf, dediler. Siz zurnanın son deliğisiniz, dediler. Beni, kurum kapılarında saatlerce beklettiler, günlerce git gel yaptılar. Dosyaları yüzüme fırlattılar…
Vatandaş olarak yüzde yetmiş beşlik masrafı bize başka yol bırakmadıkları için, dayatmaları sonucunda üstlendik. Devletin yüzde yirmi beşinin 70 bin lirası okulumuza harcanmadı. Yardımsever insanlarımızın katkılarıyla yaptırdığımız bu güzel okulu, devlete hediye ettik. Devletse, sigorta primlerinden dolayı bizi icraya verdi. Hâlâ icra cezamızı ödemeyi sürdürüyoruz.
Eski okul binası, hayırsever bir vatandaş tarafından onarıldı. Yıkıntıyı, sağlık evi yapmak amacıyla onarmıştı vatandaş. Üç yıllık yazışma sonunda bize: “O bina çok güzel olmuş, onu sağlık için size vermeyiz.” de dediler.
ALEVİ VE DE KÜRT OLMAK SUÇSA; EVET, SUÇLUYUZ
Alevi olmak suçsa, Kürt olmak suçsa evet, suçluyuz. Atmalılar’ın onur ve gururları incitilmiştir. İlk kez devlet vatandaş işbirliği ile bir iş yapılmaya çalışıldı Atma’da. Devlet vatandaş kucaklaşmasına engel olunmuştur. Haksızlıklara uğradık, engellerle karşılaştık.” diyor.
İnsan Hakları Derneği Malatya Şube Başkanı Avukat Murat Oral’la birlikte dinliyoruz Mehmet Ali Başıbüyük’ü. Okul yapıp devlete armağan etmek, büyük suçlar arasındaydı da biz mi bilmiyorduk?
Böylesine büyük bir organizasyonu yapmak, insanların güvenini kazanarak onları okul yapımına katmak, dünyanın en zor işlerinden biridir. Mehmet Ali Bey, hâlâ çırpınıyor, okulun tüm eksikleriyle ilgileniyor. Mehmet Ali Bey’in gayretleri, ne büyük suçmuş ki bunca eziyeti reva görüyorlar?
RAHAT BIRAKIN BIRİK’İ, ATMANKİ’Yİ
Atmanki dağlarının meşelerini, çiçeklerini, çağlayan derelerini, sulama kanalını atıl bırakmaları sonucunda kurutulan binlerce kök meyve ağacını… Kurbağalarını, balıklarını, kekliklerini, dilek çapıtları sallanan sızı pınarını… Zalım avcıların felç ettiği Yoncalı tasarı baraj şantiyesindeki hasta kangal köpeğini… Köpeğin başucunda çaresizce ağlayan bekçileri, keskin gözlü Çoban Hüseyin Taşdöğen’i… Baraj suları altında kalacağız diyerek kıvranan Bırik mezrasının kimsesiz, konuksever insanlarını… Muhtar Mehmet Ali Teker’i, muhtarın anası Satı ablayı… Baraj sularında boğulmamak için Atmanki dağlarını terk etmek zorunda kalacak olan ceylanları, geyikleri, tavşanları… Atmalılar İlköğretim Okulu’nun öğrenci, öğretmen, hizmetli, veli, katkı sunan hayırseverlerini, Dernek Başkanı Mehmet Ali Başıbüyük’ü, Bırik (Yoncalı) Köyü Derneği üyelerini, dertlerden arınmış; mutlu görmeyi… Baraj yapımına son verilerek Atma dağlarında yaşayan insanların, hayvanların, bitkilerin, derelerin rahat bırakılmasını… Atmanki dağlarının güzelliklerini kaybetmemek, bir daha görebilmek umudu ve dileğiyle Kömürlük’ten yola çıkıyoruz. Kızık, Eymir ve Arguvan’ın içinden geçerek, omuzlarımızda dağ gibi sorumluluk ve yüreklerimizde kor gibi sızıyla Malatya’ya doğru ilerliyoruz.
Sultan KILIÇ [email protected]