ARGUVANIN YOLU NERDEN GEÇER ?

Arguvanın Yolu Nerden Geçer?

 “Arguvanın yolu tozdur dumandır
Bizi böyle eden ahdır amandır
Gediyorum da geleceğim gümandır”

Coğrafya medeniyetlerin kurucu öğelerinden birdir. Yaşanan mekân, iklim ve toprağın yapısı insan kimliğini şekillendirir. Bu tarihsel süreç içerisinde insanlık birikimi olarak çağdan çağa, kuşaktan kuşağa geçerek oluşur. Arguvan’ın gerek coğrafi, gerekse kültürel olarak Anadolu medeniyetindeki yerini almış ve katkısını artırarak devam ettirmektedir. “Arguvan’ın Yolu” denildiğinde ilk akla gelen bir türkü sözüdür. Oysa Arguvan’ın insan yüreğinden, Anadolu’nun derin tarihsel yürüyüşünden başka birçok yolu daha vardır.

Arguvan’nın yolu yalnızlıktan geçer. Arguvan toprağında gezinirken sık sık rastladığımız yalnız ağaçlar gibidir. Bir tepede ya da yol kenarında uğranılacak, gölgelenilecek bir ağaç gibi yalnız bir yerdir. Bu yalnızlığındandır ki insanın yaşadığı en derin acıları ve hüznü hep ifade eder türkülerinde. Bu yalnızlığındandır ki her zaman dost canlısıdır. Yarı yolda koymaz yoldaşını. Çünkü O’nu yitirirse başkası yoktur.

Arguvan’nın yolu kültürel dinamizmden geçer. Anadolu taşrasında yer alan bir merkezlerden biridir. Arguvan birçok ilçeden- şehirden farklı olarak her köyü ve mezrasıyla kendi iç merkezleri vardır. Bu merkezlerden bağımsız algılayamayız. Köyleri bu kültürel yapıyı tamamlayan bir bütünün parçasıdır. Her köyü ayrı bir yurt, bir okul, bir ocaktır. Türkiye’nin pek çok köyüne göre bu kültür dinamiğinden kaynaklanan bir var oluş çabası vardır.

Arguvan’ın yolu kardeşlikten geçer. Türkiye’de değişik dönemlerde alevlendirilmeye çalışılan Kürt- Türk, Alevi- Sünni çatışmasının Arguvan’da bir tabanı yoktur. Arguvan’da kardeşlik içinde yaşanmış ve böyle bir çatışmanın tarafı olunmamıştır. Bu topraklarda aynı kaderi paylaşmış ve bunun bedelini de her zaman ödemeye hazır olmuşlardır.

Arguvan’ın yolu aydınlanmadan geçer. Osmanlı döneminde Arapkir havzasında, Cumhuriyet döneminde ise kendi havzasını oluşturarak her zaman aydınlanmaya doğru yönünü muhafaza etmiştir. Yeni cumhuriyet döneminde okullaşmaya olan ilgi ile birçok Arguvanlı Türkiye’de yeni bir düşünüş ve çıkışın destekleyicisi olmuşlardır.

Arguvan’ın yolu türkülerden geçer. Türkü Anadolu insanının acılarının, isyanının, kaderinin, hüznünün, mutluluğunun, coşkusunun ifadesidir. Arguvan türküleri bu ifadenin en özgün örneklerini sunmuşlardır. Türkiye’de Arguvan türküleriyle özdeşleşen ismiyle kendine ait bir markadır. Bu türküler doğudan batıya, kuzeyden güneye insanların ortak dilidir. İnsanlar kendi yalnızlığını ve isyanını bu türkülerle ifade ederler. Ağıt yoktur bu türkülerde. Esrik, acısını kendi içine gömen ama teslim olmayan bir insanın türküleridir.

Arguvan’nın yolu masumiyetten geçer. Kendi gerçeğine yabancılaşmayan ve bununla her daim yüzleşebilendir. İçi ve dışı birdir. Sakladığı gizli düşünceleri ve açığa çıkarmadığı fikirleri yoktur. Onları en masum haliyle anlatır. Kırılacağını, ezilmeye çalışılacağını, horlanacağını bile bile.

Arguvan’nın yolu mahrumiyetten geçer. Coğrafik veya siyasi sebeplerden dolayı mahrumiyetleri yaşamıştır. Bu mahrumiyet burada yaşayan insanların kendi başlarının çaresine bakma iradesini göstermiş. Arguvan elde ettiklerinden devletin bir katkısı yoktur. Ne elde etmişse kendi çabasıyla elde etmiştir.

Arguvan’ın yolu muhalefetten geçer. Yaşanan adaletsizliklere, haksızlıklara yönelik her zaman muhalif dilini canlı tutmuştur. İktidar olamamıştır hiçbir zaman. Her zaman kenardadır. İsyanını aşıkların türküleri, aydınların sesiyle ifadelendirir.

Arguvan’nın yolu bozkırdan geçer. Bozkırın ortasında yaşamanın, direnmenin mücadelesini verir. Sarı topraklarla çevrelenmiş, gölge arayana ağaç, yolda kalana ev, yolunu kaybedene istikamet olur. İmkânsızlıklar içinde var oluşun derin sancısını çeker, hayatta kalmanın mücadelesini verir.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56