BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN MI?

BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN MI?
 
Çok değerli Gazeteci – Yazar Hasan PULUR Milliyetteki köşesinde okuyucunun ders çıkarabileceği yazıları sıklıkla yayınlar, bazı olayları ve vurdumduymazlıkları ise belleğimizde canlı kalsın diye tekrar tekrar köşesine koyardı.
Ders bazen nükte, bazen Rubai, Bazen alıntı, bazen anı,
Köşesine konuk olanlar bazen Ömer HAYYAM, bazen Neyzen TEYFİK, ara sıra Nazım HİKMET, İtalya’dan bir işçi, Almanya’dan bir din adamı, bir mebus, bir öğretmen, yazar, çizer, bilim adamı vs...
Hepsi tanıdıklarımız, her biri bizden biri.
....
Köşesinde tekrarladığı yazılarından birinde, Nazi Almanyasındaki toplama kamplarında geçen ve yaşayanlardan öğrenilmiş bir derse dikkat çekiyordu.
Çok kişinin bildiğini düşündüğüm için kısaca hatırlatmak istiyorum.
....
Binlerce Yahudi ve SS karşıtlarıyla birlikte apar topar toplama kampına getirilen din adamı kendisini bu düzen düşmanlarından ayrı tutarak bir köşede etliye sütlüye karışmadan İncil’ini okumakta ve masumiyetinin anlaşılıp serbest bırakılacağı günü beklemektedir.
Naziler her gün bir takım insanları alıp gaz odalarına ölüme götürmekte, ölüme gidenler ve gidecek olanlar ise var güçleriyle direnmektedirler.
İlk ölüm yolcuları götürülürken Papaz yerinden bile kıpırdamaz,
“Onlar Yahudi” diye düşünür, “Nazi düşmanları, ben Yahudi değilim ki”.
Bir gurup daha gider.
“Ben masumum onlar suçlu. Naziler bana dokunmazlar. Ne diye öldürülmelerine karşı çıkıp onlarla düşman olayım? diye düşünür.
Birileri daha ite kaka götürülürken vicdanı rahat değildir ama “canım onlar da komünist, rejim düşmanları” der
İşçiler ölüme giderken susar “grev yaptıkları için suçlu olabileceklerini düşünür.
Sıra kendisine geldiği zaman,
Gaz odasına gidişine karşı çıkacak bir kişi bile kalmamıştır.
..........
Vicdanı rahat olmasa bile insanlar ölüme götürülürken sessizce seyirci kalan din adamı, “bana dokunmadıkları sürece ne yaparlarsa yapsınlar” dediği Nazi yılanı tarafından sokulduğu zaman son bir umutla etrafına bakınır; kendisine bakan duvarlardan başka bir şey göremez.
……………..
Fiili olarak bir yıl önce başlatılan operasyonla gözaltına altına alınmış olanlar ve alınmaya devam edilenler herkesin tanıdığı birileri.
Sayın, Hasan PULUR\'un köşesine konuk ettiği insanlar gibi; bizden - içimizden birileri.
Bunlardan birini; Sayın Adnan TÜRKKAN\'ı tanıyan çoktur.
Ben de tanırım.
Türkiye Gençlik Birliğinin kurucularındandır, Genel Başkanlığını yapmıştır.
Samsun - Ankara Bağımsızlık Yürüyüşlerinin değişmeyen siması,
Cumhuriyet\'in ve Cumhuriyet Devrimlerinin savunucusu,
Gençliğin kendini tanımıyla; \" MUSTAFA KEMAL\'in askerleri\'nden biridir\" vs.
Adnan benim oğlum değil, kardeşim, yeğenim falan da değil. Bu nedenle, kan bağı nedeniyle taraf birinin duygusal tepkisi gibi algılamayan lütfen bu yazıyı.
Ben de hepimiz gibi tarafım elbette;
ÜLKEMDEN YANA
Bağımsızlıktan, yana tarafım.
\"Benden değilsen düşmanımsın\" diyen, atacağı her adımı kendi meclisinden önce ABD- AB yetkililerine sorup onlardan icazet alan, kişisel çıkarlarını ve politikalarını ülkesinin geleceğinin önüne koyan bir anlayışa karşı; onurlu, başı dik  Türkiye için \"ben de varım\" diyenlerle birlikte.
Dün Cumhuriyet Gazetesinin önündeydik.
Kurucu genel başkanı olduğu TGB üyesi gençlerle omuz omuza.
Cumhuriyet gazetesini desteklemeye ve Sayın Mustafa BALBAY\'ı ziyarete giderken AdnanTÜRKKAN da içimizdeydi.
Hedef alınan bütün namuslu, dürüst, ülkesini seven insanlar aramızdaydı ya da biz onların yanındaydık.
Bu gün de gideceğiz, yarın da.
...........
Biz şanslıyız,
İçimizde \"bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın \" diyen yok.
Selamlar, saygılar
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56