BU DÜNYA’dan, ATMA AĞASI ALİ BOZDAĞ GEÇTİ!

2012’nin cılız güneşli bir sonbahar günüydü ya da Kurban Bayramının üçüncü günü… Değerli insan Halit Seyfi Yücel, Eniştem Şaban Budak ve Bendeniz Mehmet Ali Çabuk Malatya’dan, Maraş-Pazarcık’a akarak gidiyorduk. Gönlümüzde kuracağımız Atmani Vakfı’nın kuruluş heyecanı, yüksek hayal duvarlarına çarptıkça oluşan kırık dalgalar bizi buruyor, gerili içsel dürtüleri ataklaştırıyordu!

       Ağamıza gidiyorduk, Atmi Aşireti’nin Ulu Çınarı Ali Bozdağımıza gidiyorduk. Ağamızı ziyaret onurunu yaşayacak ve Atmani Vakfı’nın kuruluşuna desteğini alacak ve ziyaretimizi bir röportaj ile birbuçuk milyon nüfusa sahip, en büyük Aşiretimiz halkına duyuracaktık.

       Evet evet çok iyi anımsıyorum, cılız güneşli bir sonbahar günüydü ya da Kurban Bayramı‘nın üçüncü günüydü… Pazarcık‘ın girişinde Yeğen Ali Bozdağ ve Aşiretlilerimiz bizleri karşılamışlardı. Karşılamanın coşkusu, dün yaşanmış kadar taptaze…

       Ali Bozdağ Ağamız sıradan bir ağa değildi. Zaten ‚‘Bana ağa diye hitap edilmesini istemiyorum. Atma Aşireti ileri gelenlerinden diyebilirsiniz. Ağalık feodal sistemin zorunluluklarından kaynaklanan bir yapı idi...‘‘ Demişti. Ali Bozdağ Ağamız bir bilge lider idi. Halkına sevdalı ve bu sevdayı yaşam pratiğine uygulayan bir lider idi. Dümdüz ve dimdik idi… Gücünü ve cesaretini doğruluğundan alıyordu.
       Kendisine sormuştum:
        ‘’Dağları sever misiniz?

       -Biz dağların çocuklarıyız. Dağ sevilmez mi?

       -Dağların nesini seversiniz?

       -Samimiyetini severim.

       -Dağlar samimi midir?

       -Dağlar hile bilmez. Onlar dimdik göğe uzanırlar …‘‘
        Gönlündeki dağı işte böyle görüyordu… Aslında o gördüğü dağ kendi gönlü idi.

        ‘‘Kaç dönüm araziniz var‘‘ diye sorduğumda, ‘‘350 dönüm ‘‘ Diye cevap verdi ama misafirlerden biri devreye girdi ve söz istedi  ‘‘ 35 000 dönüm arazisi vardı. Herkesin işine koşardı.Aşiretten birinin bir işini görmesi onu çok mutlu kılardı. Pazarcık’ın merkez yerinde de 12 dönüm arsası vardı. Evsiz olup, mağdur olan Aşiretlilere, kendilerine ev yapsınlar diye parasız  verdi‘‘ Dedi.

         Atmi Aşiretinde oniki BAV/boy vardır. Altısı Sünnü olup, altısı Alevi‘dir. Ali Bozdağ Ağamız hiçbir zaman ayırım yapmamışlardır. Bunu huzurdaki Alevi ziyaretçilerden de dinledim. Kendi Sünnüüğüne (Hanefi) bakmadan, Ağrı Toplantısında ‘‘Hepimiz bir çadırdan çıktık ve hepimiz Aleviydik‘‘ Derken hiçbir çekincesi yoktu. Benim ile röportajında ‘‘Atmi Aşireti Kürttür. ‚Bazılarının Osmanlı Devletini kuran Atma Aşireti Türktür‘ Demeleri yalan ve yanlıştır ‘‘tespitini yapıp yüceleşirken, birilerinin Atmi Aşireti Aleviliğini, Ahmet Yasevi’ye bağlama ve Atma Aşiretini Türkleştirme gayretleri kendilerini sönükleştirir. Halkın yanında sadece itibarsızlaşırlar. Atalarından kendilerine kalan manevi mirası da kaybederler…

       Kendisine vakıf kurma istek ve çabamızı anlattığımda sevinci taştı. ‘‘Yanınızdayım ve bu konudaki her çabanızı destekliyorum‘‘ Diye beyan edince, Bendeniz Mehmet Ali Çabuk devreye girdim ve ‘‘Yeğeniniz Ali Bozdağ/Küçük Ali Bozdağ bizimle beraber vakıf kurma çalışmalarının içindedir. Yokluğunuzda Küçük Ali Bozdağ’a vekaletinizi istiyorum‘‘ Dediğimde söz alıp, huzurda ‘‘Ben Yeğenim Ali’ye her konuda sonsuz güvene sahibim. İstediğiniz vekaleti gönül rahatlığı içinde veriyorum‘‘ Dedi.

       Bozdağlardan önce aşiret ağalığı sıra ile yapılırmış. Gayet de demokratik bir uygulama. Şöyle ki; on iki boy sıra ile ağalık yapmakta. Her zaman da aşiret içerisinde oluşan sorunlar oniki boy reisinin toplantısında çözülürmüş. Zetkanlı Kosayi Atmiyon’un ağalığı döneminde bir inek, bir bahçeye girerek zarar vermiş. Ağa Kosayi Atmiyon da ineği idam ederek cezalandırmış. Böyle bir ceza türü Aşiretin Kültüründe olmadığı için şok etki yaratmış ve onbir bav/boy reisleri toplanarak, Zetkanlı Kosayi Atmiyon’u öldürmüşler ve yerine de sıra ile değil daimi olarak Karahasan (Hasani Raş) boyundan, herkesin güvenip inandığı, bilge insan BOZO’yu Ağa seçmişler. Kürtçe de sarışınlara  ‘boz/bozo‘ denir. İşte Bozdağların ağalığı böyle başlar.
  
         Ali Bozdağ Ağamız seceresini kendinden başlayarak şöyle sıralamıştı ‘‘Ben Ali, Babam Ahmet Ağa, Yakup Hamdi Paşa, Süleyman Ağa, Boz Ağa, İbrahim Ağa, Asef Ağa, Mehmet Ağa, Kamber Ağa‘‘

       Süleyman Ağa ise Osmanlı adına  Kozan-Avşar isyanını bastıran ağamızdır. Yakup Hamdi Paşa ise Ali Bozdağ Ağamızın Dedesi olup, Kaynı ve Sinemilli Ağası TAPO AĞA ile silahlı güçlerini birleştirmiştir… İngiliz Binbaşı Noel, yanında Ermeni temsilci olmak özere SIRIKLI YAYLASINDA, yakın tarihimize damgasını vuran bir toplantı düzenlemişlerdir. Onyedi çeşit yemeğin sunulduğu çadır toplantısında Yakup Hamdi Paşa’nın; zeki, ufku gören, yüksek  diplomasi yeteneği damga vurmuştur. Bu toplantıdan sonra sahada Fransızlara tuzak kurup, zafer kazanmış, çok büyük ölçekte silah ve muhimata da el koyarak Maraş’a yürümüş, Maraşı kurtardıktan sonra Antep üzerine yürüyerek, Antep’i kurtarmıştır ve Urfaya yöneldiğinde emrindeki milis sayısı 6000‘ e ulaşmıştır.
        İşte Ağamız Ali Bozdağ çocukluğunda Dedesi Yakup Hamdi Paşanın yanında, korumasında, sevgi ve şevkatinde şekillenmiştir ve Dedesi Yakup Hamdi Paşanın gözünü doldurmuştur ki ‘‘Oğlum Ahmetten sonra Torunum Ali Aşiretimin Ağası olacaktır‘‘ Demiştir.

       Ağamız Ali Bozdağ için Atma Aşireti bir sevdadır. Coşkularının, heveslerinin, aşklarının temel kaynağı sevdalısı olduğu Aşiretidir. Aşiretinin kılomları, stranları, aryaları, ağıtları koca ömrüne fon olur. Yüzlerce ve hatta binlerce yılın bütün kültürel kodlarını kendisinde kalıtımlaştıran Ağamız bir ağa olmaktan çok öte gerçek bir halk lideridir.
       Yerinin doldurulacağı aklımın ucundan geçmez. Ancak tek yanılan ben olayım. Bozdağlar Ailesi fertlerini tanırım. Ancak Ağamız Ali bozdağ’ın huzurda, Yakup Hamdi Paşanın Abisi, Şıxo Memed’in Torunu Küçük Ali Bozdağ’a vekalet verirken, kuvvetle ‘‘güven‘‘ belirtmesi beni düşündürüyor.

       Vakfımızın Başkanı Olan Küçük Ali Bozdağ’ın Aşirete bağlılığı şüphe götürmez. Ancak Vakfımızı canlandırması, imaj kazandırması, ayırımsız bütün Aşireti kucaklayarak, kendini aşarken Vakfın da kendini aşmasını sağlayarak Aşiretin hizmetine sunması rüşt ispatı için bir eşik olacaktır. Bunun için Bozo Ağanın bilgeliğinden Süleyman Ağanın taktiksel cesaretinden, Paşa’nın diplomasi yönünden, Şıxo Memet Dede’nin sabır ve tahammül gücünden ve Ağamız Ali Bozdağ’ın inayetinden beslenmesi yeterli olacaktır. 

       Evet bu Dünya‘dan Atma Ağası Ali Bozdağ geçti!
       Hepimizin başı sağolsun!
       Yakınlarına sabır diliyorum!
       Yıldızlara yoldaş olsun!

         10.03.2020/mehmet ali çabuk

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56