Hatice Eroğlu Akdoğan
Bu Toprağın Öğretmeni Ali Kasım İlhan’a Saygıyla…
Toprağın ya da toprağımızın sadece buğday, arpa sesi; kayısı sesi, dut sesi, erik, sesi, lale- nergiz- navruz sesi yok elbet. Bir de üretkenliği ve ışığı ile topraklara farklı bir anlam ve değer katan insan ya da insanların sesi de var. Bu insanlardan biri, bir zamanlar Fırat kıyısında eşsiz kokusuyla ün salan kavunların yetiştiği Eğribük köyünden Ali Kasım İlhan’dır. Köylere, ilçelere ya da illere ait coğrafi sınırlar aynı göğün altında, aynı toprakta kök salmaya, duygudaş olmaya, aynı kültürü paylaşmaya zaten engel değildir. Ki zaten Ali Kasım İlhan ana yanıyla da Arguvan toprağına kök salmış bir değerdir.
O, Köy Enstitüsü’nün devamı niteliğindeki Akçadağ İlköğretmen Okulu’ndan öğretmen çıkmıştı. Köy Enstitüsü ve onun geleneğine dayalı okullarda yetişen öğretmenlerin çevresine, köyleri ve öğrencilerine karşı taşıdığı bilgeci sorumluluğu sanırım ayrıca belirtmeye gerek yok. Ama ben ailemizle yakın dost ve kirve olan Ali Kasım İlhan’ın, okul öğrencisi olmasam da onun muhabbet ortamının yakınında bulunmuş, ağzından çıkan her ilgi çekici sözü can kulağı ile dinlemiş olan dolaylı bir öğrencisi niteliğindeydim. O’nun ben ya da benim gibi çocuklara verdiği önem, Köy Enstitüsü kültürünün köy çocuklarına verdiği değerin izlerini taşıyordu. O yüzden Ali Kasım Öğretmenin yanında kendimi ayrıcalıklı hep hissetmişimdir; çünkü öğretmenim bana o yakınlığı tanımıştır.
Ali Kasım İlhan’ın ilk eğitimini verdiği binlerce öğrencisi oldu. Öğretmenliği döneminde hukuk fakültesini bitirerek avukatlık mesleğine de sahip oldu. Pazar ilişkilerinin zayıf olduğu yetmişli yıllarda hem öğretmenlik yaptığı Mardin’de hem de Malatya’da köylüleri kooperatifleşmeye teşvik etti. Bu çerçevede Malatya-Adıyaman Köy Kooperatifleri Birlik Başkanlığı yaptı. Ayrıca Ankara’da bulunan Köy Kooperatifleri Birliği Genel Merkez’inin de avukatlığını yaptı.
Ali Kasım Öğretmen, Köy Enstitüsü kökenli biri olarak çağdaş bireylerin her yer ve koşulda örgütlü olması gerekliliğine inananlardandı. Kooperatifçilik üreticilerin, köylülerin ya da tüketiciler için bilinçli bir dayanışma faaliyetiydi. Kendisi de bir eğitim emekçisi olarak Türkiye Öğretmenler Sendikası ve daha sonra kısa adı TÖB-DER olan öğretmen derneği üyesi oldu. 1990 yılından sonra Ankara’da kurulan Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı ile İstanbul’daki Köy Enstitülerini Araştırma ve Geliştirme Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Kurucu üyesi olduğu bir başka örgüt ise Alevi-Bektaşi Kültür ve Eğitim Vakfı ile Atatürkçü Düşünce Derneği Bağcılar Şubesi’dir.
Vefa Duygusuyla, Geçmişe Ait Bir Borcu Ödeme Çalışması
Köy Enstitüsü ya da onun yerinde faaliyetini sürdüren Yatılı İlköğretmen Okullarında yetişenlerin önemli bir özelliği soyut akademik öğrenme dışındaki yeteneklerini geliştirme ya da açığa çıkarma olanaklarının olmasıdır. O yüzden eski öğretmenler arasında şair, yazar, ressam, enstrüman çalan; yapıcı, tesisatçı olan çoktur. Mesela kamuoyunda yazar olarak tanınanların dışında okul ya da enstitü yıllarını kitaplaştırarak o dönem yaşananları gelecek kuşaklara aktaran çok sayıda öğretmen de vardır. Dolayısıyla enstitüler hakkında birinci elden yazılmış yüzlerce kitap vardır. Ali Kasım İlhan’ın da enstitüler hakkında özgün bir yapıtı vardır. Kendisi aynı zamanda bir ressamdır. Sevgili eşi Senem İlhan’ın teşvikiyle, önceden zaman zaman çalıştığı resim konusunda emeklilikten sonra daha sistemli çalışmaya başlamış ve yaptığı resimler çeşitli etkinliklerde sergilenmiştir. En son sergilerinden birini de 2008’de Arguvan Türkü Festivali’nde açmıştır.
Ali Kasım İlhan’ın Köy Enstitüleri ile ilgili kitabı da onun hem yağlıboya tabloları ve fotoğraflardan oluşmaktadır. Özellikle de kitabına özgünlük katan özelliklerden biri Ali Kasım İlhan’ın eski enstitü, sonra öğretmen okulu ve daha sonra da Anadolu lisesi olan okulları 1994 yılında tek tek dolaşarak fotoğraflamasıdır. Fotoğraf gezisi içinde kendisinin de yer aldığı kareler var ve ayrıca ilgili enstitüde görev yapan kimi idareci ve öğretmenler de geziye katılmış olarak fotoğraf karesine girmiştir. Bu fotoğraflar kuruluşundan 54 yıl sonra enstitü binalarının o gün ne durumda olduğunu göstermek açısından tarihi öneme sahip.
Yağlıboya resimler arasında ise Köy Enstitülerinin kurucusu dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Bakan Hasan Ali Yücel, enstitülerin kurucu müdürlerinden Ferit Oğuz Bayır’ın tabloları da yer alıyor. Elbet kitap salt resim ve fotoğraflardan oluşmuyor. Hem 21 Köy Enstitüsü’ne gidiş öyküsü, oralarda kimlerle nasıl buluşulduğu; enstitü arazi ve yapılarına dair o günkü izlenimler de öykünün bir parçası… Tüm bu yanlarıyla kitap renkli ve zengin bir içeriğe sahip. Ancak enstitüleri gezip fotoğraflayan, o güne dair öykülerini kuran Ali Kasım Öğretmen onca emeğinin yayınlanmış bir kitaba dönüştüğü anı göremedi. 10 Mayıs 2009’da 70 yaşındayken hayata veda ettiğinde kitabın yayımına dair hazırlıklar son aşamaya ulaşmıştı. Hatta kitabın önsözünü “Akçadağ’da Yanar Bir Işık” başlığı ile Ali Kasım İlhan’ın öğretmen kardeşi, Yazar İlhan İlhan, 25.03.2009 tarih notuyla hazır etmiş. Ali Kasım İlhan’ın vefatı nedeniyle arada keder yüklü bir boşluk oluşmuş ve İlhan İlhan yazdığı önsözün altına ağabeyinin hastalık ve tedavi süreciyle ilgili bir not daha düşmek (15 Aralık 2009) zorunda kalmış.
Ne denilebilir ki? Her canlı varlığın yeni bir aşamaya evrildiği bir süreç illa ki vardır. Topraktan yeşerip toprağa dönüşmek gibi… Belki de en iyisi bir an başta belirttiğimiz toprağın masalsı sesine kulak vermek gerek: Akçadağ’da yanan bir ışık varmış. Yolu ve elektriği olmayan, salgın hastalıklarla boğuşan köylerden patikalara düşen çocuklar o umut ışığına doğru var güçleriyle dere tepe, dağlar aşıp yürümüşler. Yayılan ışığın altında kendi gizemlerini çözüp, geleceğe bakma bilincine erişmişler. Köylerine, kasabalarına dağılıp yokluk ve karanlıklara Akçadağ’dan aldıkları ışığı düşürmüşler. Bozkır yeşillenmiş, yeşillikler arasında çağdaş ufuklara uzanan yollar belirmiş. Ali Kasım İlhan Öğretmen de o yollara taş döşeyen ışıklılardan biriymiş. Akçadağ’dan aldığı ışığı bir borç bilmiş. Anıt niyetine bir kitap yazarak o borcu ödemiş…
Allah rahmet eylesin hocam nurlar içinde de yat