Cılga
Hangi sözcüğe bakarsanız bakın genel anlamda ‘cılga’nın tanımlardan rastlarsınız. Başka anlamlarda da kullanılır ama bizim konumuz olan cılga, burada tanımlanan cılgadır.
“İnce, dar, taşlı yol, patika…”
Cılga, insanlar tarafından alet ya da makine kullanarak oluşturulan yol olarak düşünülmemeli. Cılga, insan ya da hayvanların gidip gelmesi ile oluşan ince ve uzun yollardır. Bazen de bakarsınız paralel gibi görünür. Sanki özel olarak çizilmiş sanırsınız. Oysa kendiliğinden oluşur. ‘Keçi yolu’, ‘dağ yolu’ gibi adlandırmalar da yapılır.
Anadolu'nun hemen her yöresinde kullanılan bir sözcük olup; cılgalı, cılgalamak, cılga yol, cılga yolu, cılga açmak gibi sözcükler de türetilmiştir. Bir başka özelliği de türkülerde yer almasıdır. Arguvan Türküleri kitabımızdan örnekler verelim. Kitabımızdaki örnekler 60'lı 70'li yıllardan bilinen en eski kaynaklarda yer almıştır.
Karşıki yaylanın cılga yolları
Durmadan çağlıyor dere sular
Bize mesken oldu gurbet elleri
Kaldı mı ya ömrümüzün baharı
(s.411)
Pınarın başını cılga eylemiş
Sitili kolunda halka eylemiş
Gözünü sevdiğim güççücük gelin
Kaşını gözünü sürme eylemiş
(s.492)
Pınarın başını cılga eylemiş
Sitili koluna halka eylemiş
Kurban olam şu güzelin huyuna
Dolağı yüzüne perde eylemiş
(s.540)
Cılgalar
İstanbul'da bulunan Arguvan ve Köyleri Eğitim Kültür Vakfına (AKEV) doksanlı yıllarda sıkça giderdik. Burada tanıştığım Arguvan İsa köyünden adaşım Süleyman Kılıç, 2021 yılı Kasımında ‘Cılgalar’ adıyla bir kitap yayınladı.
Prof. Dr. Cüneyt Akalın, Arguvanlı mı, Arguvan’ı bilir mi; bilmiyorum ama sunuş yazsı yazmış.
Arguvan Dolaylı köyünden Askar Yılmaz, “Değerler simgesi arkadaşım” diye başladığı sunuş yazısında, “Anlatımlar, görüşmeler ve anılarıyla Süleyman Kılıç Arguvan köylülerine içeriden bakar” değerlendirmesini yapmış.
İsa köylü sanatçı Muzaffer Özdemir de sunuş yazısında, “Yalnız kendisini değil, hepimizi anlattığını” belirtir.
Üç sunuştan sonra Kılıç önsözde, “Kendimi yazdım efendim” diye başlamış ve ‘Anadolu Bozkırından Bir Yaşamöyküsü’ üst başlıklı Cılgalar kitabında, gençlik dönemi yaşamöyküsünü yerel kültür ile harmanlayarak anlatmış.
Dikkat ederseniz insanlar ve hayvanların gide gele oluşturdukları ve alıştıkları cılgalar gibi gelenekselleşen yaşam da kültürel yapıyı oluşturarak sürdürmektedir. Dolayısıyla Süleyman Kılıç’ın cılgaları kullanması benzetme olmuş…
Kitabın ilk bölümünde röportajlar başlığı altında Hacı Aslantürk, Lalezar Mürşitpınar, Solmaz Turgut, Senem Karataş, Halise ve Gani Uğurlu, Merdan Ercan, Türkan Alp, Erol Ercan ve Turan Yalçınkaya, Abdullah Karaaslan, Hacı Gökçe adlarına rastlıyoruz. Bu kişiler Süleyman Kılıç'ın yaşamında iz bırakmış olsalar gerek (s. 23-49)…
‘Doğumumdan Gençliğime Kadar Hayatım’ bölümünde iz bırakan bireysel ve toplumsal olaylar, kişiler, yerler, gelenek ve göreneklere dayalı anlatımlar özellikle 60'lı 70'li yılların ekonomik, siyasal ve kültürel ortamı ile anlatılmaya çalışılmış. Çokça da fotoğraf kullanılmış (s.51- 208).
Her köyden birileri böyle cılga yola düşüp de yazsa köylerimizin kültürel haritası çıkar. Dilerim başkaları da Süleyman Kılıç gibi yapar…