Özgür Ulusoy-Cumhuriyet
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, 50 yıl önceki Alman tanımıyla bugünkü Alman tanımının aynı olmadığını, bugün Alevi kökenli birisinin, Sünni kökenli birisinin de “Alman” olabileceğini söylüyor. Cem Özdemir, Almanya’da göçmen kökenlilerle ilgili sorunların başında eğitimin geldiği konusunda çok kişiyle hemfikir. “Türkiye’de anlayış, okul dışında anne baba sorumludur çocuktan, okulda ise öğretmen. Burada öyle değil” diyen Özdemir, özellikle de eşin Türkiye’den gelmesi durumunda dil sorununun arttığını söylüyor. Özdemir’e göre Almanya’daki eğitim sisteminde işçi ailelerinden gelen çocuklar baştan şanssız. Cem Özdemir Berlin’de, Türk gazetecilerin göç ve entegrasyonla ilgili sorularını yanıtladı.
- Ankara’nın bu sorunda payı nedir?
ÖZDEMİR - Türkiye de uzun süre buradakilere gurbetçi kafasıyla baktı. Türklere başka, Almanlara başka konuştu. Almanlarla konuşurken, “size cahil insanımızı verdik ama bizi onlarla karıştırmayın, biz elitiz” mesajı verdiler. Sen kendi insanın hakkında böyle konuşursan, Almanlar da başka türlü bakamaz ki. Şu anki hükümet bu açıdan bir değişime imza attı.
- Peki ya Erdoğan’ın Köln konuşması?
- Köln’deki konuşmasında asimilasyon insanlık suçudur dedi. Almanya’da biz insanlık suçunu Bosna için, Ruanda için kullanıyoruz. “Hedef asimilasyon değil, uyum olmalı” deseydi başka anlaşılırdı. Türkçe okul derkenki kastı, Türkiye’deki Alman okulları gibi okullardı ama yanlış anlaşıldı. Artık sayın Başbakan ağzıyla kuş tutsa burada Almanlar doğru anlamayacak.
Buradakiler de bazen Türkiye’de hassasiyetleri gözden kaçırıyor. Kürdistan dense üç ayımız seperatizmi tartışmakla geçiyor, insan haklarını değil. Almanlara diyoruz ki, Türkiye’deki terminolojiye dikkate alın. Düşünün ki Ermenistan Cumhurbaşkanı Kayseri’ye gidiyor ve her taraf Ermenice afişlerle dolu. Buraya da bir lider geldiğinde görüntü o, öyle algılanıyor. Mannheim’’da bir yangın oldu, Türk basını sonucu beklemeden ırkçı saldırı dedi. Ama değildi. Siz bulunduğunuz ülkeye yönelik düşman toprak psikolojisi aşılarsanız uyumu zorlaştırırsınız.
Memleket siyasetinden kopamayanlar
Biraz da iğneyi kendimize batırmalıyız. Bir örnek vereyim. Sayın Gül, bir kere burada yaşayan Türk kökenli siyasileri davet etmişti Ankara’ya. Ben de katılmıştım toplantıya. İsim vermeyeceğim. Avrupa’dan gelen çeşitli siyasetçilere soru sordu, sizin ana konularınız nedir niye. İlk soru seçim, Türkiye’deki seçim hakkıydı. Diğer bir soru, yine Türkiye’deki a konusu b konusu. Ben patlamak üzereydim, Almanya’daki en büyük sorunumuz Türkiye’deki seçim hakkı mı, Türkiye’deki a sorunu b sorunu mu diye. Bizim Almanya’daki en büyük sorunumuz biraz önce bahsettiğimiz eğitim, ayrım, işsizlikle mücadele, klasik burada yaşayan insanların sorunları. Sonra Sayın Gül söz aldı, “doğrusu şaşırdım” dedi, “Almanya’dan gelen siyasetçi arkadaşlardan başka konular beklerdim”. Derneklerimizin birinci kuşak insanları uzun bir süre buraya yerleşmek niyetiyle gelmedikleri, kalıcı olduklarını daha sonra kabullendikleri için gündemi tam algılama konusunda biraz biz de geciktik, bizim de eksiklerimiz mevcut. Çok şükür yeni kuşakta bu değişiyor. Genç kuşak yönetici arkadaşlar Almancayı mükemmel bir şekilde konuşuyor.
‘Çokkültürlülük bitti, boş bir ifade’
- Sarrazin büyük zarar verdi mi size?
- Şüphesiz. Şöyle zarar verdi. Sayın Başbakan Merkel’den Yeşiller Partisi Eşbaşkanı’na kadar herkes eleştirdi. Doğru olmadığını genelliştirici ifadeler kullandığını söyledi. Halk arasında bir tepki doğmasına yol açtı bu çıkışlar. Doğruyu söylediği, yaraya parmağını bastırdığı için susturulmaya çalışıldığı algısı doğdu ve bu algı bazı basın yayın organları tarafından güçlendirildi. Sosyal demokratların eski Maliye Bakanı Sarrazin. Bu neyi gösteriyor? Bu tür tartışmalar sosyal demokratların tabanında da var olan tartışmalar. Hatta belki en sert tartışmalar orada oluyor. En çok yabancı kökenli üye, en fazla rekabeti yaşayan taban da onlarda. Onların tabanında bu konular çok sert bir şekilde yaşanıyor.
- ‘Çokkültürlülük bitti’ ifadeleri için ne diyorsunuz?
- Sayın Merkel multikültüralizm öldü diye bir ifade kullandı. Bana göre şöyle yorumlamak gerekiyor. Sayın Merkel iktidarı döneminde, o dönemde İçişleri Bakanı Schauble, İslam Konferansı diye bir konferans başlattı. İlk defa burada Müslüman örgütler başbakanlığa davet edildi. Müslümanların da din dersi olmalı mı olmamalı diye tartışmak için. Hatta Milli Görüş teşkilatı davet edildi.
Sayın Wulf cumhurbaşkanı oldu, İslam her zaman Almanya’nın parçasıydı dedi. Bu ifade çok öteye gidiyor, “her zaman” demek, bunu ben bile söylemem, 40-50 senelik bir tarihi var. Osmanlı’yla savaşları buna eklediğinizde 17. yüzyıldan beri diyebiliriz, ondan öncesi çok öteye gidiyor, şaşırdık, ağzımız açık kaldı bunlar bizi solluyorlar, liberal bir açılım yaşandı. Sonra ters tepti çünkü partinin tabanı bu değil, üyelikten çıkanlar oldu “Bir dakika, Yeşiller’i seçmek istersem Yeşiller’i seçerim, Hıristiyan Demokratlar’ı seçtim” diye. Merkel dengelemek için frene bastı. Sağında bir partileşme olmasın diyerek, “multikültiralizm bitmiştir” dedi. Son derece popülist bir çıkış.
Multikültiralizm bitmiştir demek ne demek? sadece yabancıların Almanlarla yaşaması demek değil multikültiralizm, eşcinsellerin ayırımsız yaşaması, evli olmayanları birlikte yaşayabilmesi, her türlü yaşam tarzının özgürce kendini ifade edebilmesi, bu multikültiralizm bize göre. Bunu da kimse değiştirmek istemediğine göre böyle bir ifade boş bir ifade. Ama şunu gösteriyor, bu tartışma bitmedi, tam ortasındayız. Aslında sizin de Türkiye’de sürdürdüğünüz tartışma, Alman ne demek? Bugünkü Alman tanımıyla 50 yıl önceki farklı. Bugün Almanım diyen birisi Alevi kökenli, Sunni kökenli, Türk kökenli, Arap kökenli olabilir.
- Başbakanlık mümkün mü?
- Yeşiller hızla büyüyen bir parti. Bizim partimiz başbakan adayı çıkarmıyor. Normal şartlarda daha büyük bir ortağın, küçük ortağı oluyoruz. Mesafe küçüldü ama henüz eskiden küçük dediğimiz partiler bugün büyük dediğimiz partilerin önüne geçmedi. Bizim başbakan adayı çıkaracağız dememiz yanlış oluyor. Bizim burada en çok sempati gördüğümüz konulardan birisi mütevazı olmamız, biz şunu yaparız bunu yaparız, başbakan olacağız demememiz.
Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, 50 yıl önceki Alman tanımının değiştiğini söylüyor. Bugün Almanım diyen birisi Alevi kökenli, Sunni kökenli, Türk kökenli, Arap kökenli olabilir dedi. Özdemir, Avrupa’daki bazı Türkiye kökenli siyasetçilerin en büyük sorunlarını “Türkiye’de seçim hakkı” olarak tanımlamasının Cumhurbaşkanı Gül’ü bile şaşırttığını söylüyor ve ekliyor: “Bizim Almanya’daki en büyük sorunumuz eğitim, ayrım, işsizlikle mücadele...”Cumhuriyet