Nermin Geyik/ Cumhuriyet
Avusturya'daki Alevi yurttaşlarımız, büyük uğraşlar sonucu Aleviliği inanç statüsüne getirdiler. Okullarında Alevilik dersleri veriliyor ve dini günleri resmi tatil sayılıyor. Bu süreç içinde sorunlar da yaşamışlar. Alevi Derneği'ne üye olanların fişleneceği iddialarından tutun, dernekte islam dersi verildiğine dair iftiralar onları durduramadı. Artık onlar üniversitelerde Alevi hocalar yetiştirebiliyorlar. Bu zorlu süreci, Avusturya Alevi İslam İnanç Toplumu üyeleri Zöhre Doğan, Bahar Arslan ve Nurgül Erol anlattı.
-Alevilik'in inanç olarak Avusturya'da kabul edilmesi nasıl gerçekleşti, anlatır mısınız?
Zöhre Doğan: İlk başvuruyu Viyana Derneği yaptı. Orada Sünni İslam 1928'den beri resmen tanınıyordu. Viyana Derneği'ndeki Aleviler, inançlarını tanıtmak amacıyla başka derneklerden fikir aldılar. 2009'da 12 dernekle resmen başvuruldu. İlk başvuru reddedildi.
-Gerekçesi neydi?
Nurgül Erol: Eksik belgeler var, denildi. 11 Aralık 2010'da Alevilik, Avusturya'da resmen tanındı ama inanç toplumu olabilmemiz için bir kaç prosedürü yerine getirmemiz lazımdı. Bizlere tanıdıkları 1,5 sene boyunca Alevilerin yaşadığı yerleri tek tek belirledik ve form doldurttuk. 18 bin Alevi'nin beyan formunu Anayasa Mahkemesi'ne ve Din İşleri Dairesi'ne teslim ettik. Formlar tekrar incelendi. 22 Mayıs 2013'te Avusturya bizi Alevi inanç toplumu ilan etti.
-Ne gibi haklar tanındı?
Z. Doğan Cem evlerimiz, dedelerimiz ve kültür merkezlerimiz diğer dinlerle aynı statüye getirildi. Aleviler için önemli olan dört tarih, resmi tatil ilan edildi. Kurban bayramının ilk günü, aşure günü, Hızır oruçları ve Hz. Ali'nin doğduğu gün. İnanç hanelerimize İslam değil de Alevi yazılabiliyor artık.
Bahar Arslan:Önceden Alevi canlarımız cenazelerini Avusturya'da defnetmek istiyorsa, orada bulunan Sünni mezarlığına defnetmek zorundaydı. Bu yüzden oradaki İslam Merkezi'ne gidip, müsade alıyorduk. Cenazemiz, acımız bir yana bir de İslam Merkezi'nin kapısında bekliyorduk, onlardan Müslüman olduğumuza dair izin almak için. Şimdi ise Sünni mezarlığının karşısında Alevi mezarlığı var, artık bize de bir yer ayrıldı.
-Mezarlıkları neden ayırmak istediniz?
Z. Doğan: Ayırmak istemedik. Sünni islam teşkilatı kendi mezarlığına bizi kabul etmedi.
-Neden?
B. Arslan: Cenazeyi kendi adetlerine göre kaldırmak istediler, biz bunu kabul etmedik.
-Siz cenazeyi götürdüğünüzde zorla imam getirildi mi?
N. Erol: Evet. Bizim adetlerimize göre ölen kişinin yakını, cenaze yıkandıktan sonra, bir tas helallik suyu döker. Buna müsade etmediler. Gözlerimle şahit oldum, namahremdir dediler.
-Avusturya'da 18 bin Alevi'ye nasıl ulaştınız?
Z. Doğan: 80 bin Alevi'nin Avusturya'da yaşadığı tahmin ediliyor. Derneklerimizdeki yöneticiler, tek tek Alevi ailelerin evlerine giderek amacımızı anlattılar. Bu çalışmayı duyan Aleviler derneğimize başvurup, bizim hazırladığımız bilgi beyan formunu doldurdular.
B. Arslan:Çalışmalarımıza engel olmak isteyenler tarafından "Bu formları doldurarak fişleniyorsunuz, Türkiye'ye giriş yaptığınız zaman, gözaltına alınacaksınız veya konsolosluklara adınız verilecek" gibi bir çok yalan uyduruldu. Bilinçli insanlarımız yılmadı. Hep birlikte çalışarak 18 binden fazla imza topladık.
-İmzalamayanların sayısı da az değil...
Z. Doğan: Evet, ama çocuk okula gittiğinde, “Ben din dersine girmeyeceğim, Alevi'yim derse müdür zaten derneğimize yönlendiriyor”.
-Öyleyse eğitimle ilgili uygulamalara da gelelim; neler yapılıyor?
N. Erol: Avusturya'nın Innsburck Üniversitesi'nin katkılarıyla on beş Alevi canımız Alevilik dersi vermek üzere yetiştirildi. Bütün maddi giderlerini Avusturya Hükümeti karşıladı. Burada inanç dersleri Alevi dedelerimiz, teorik dersleri de üniversitenin profesörü tarafından verildi. Aleviler için önemli olan muharrem ayı oruçlarının üçüncü günü ilk ders Innsbruck'da dört öğrenciyle başlatıldı.
-Derslerin verilmesi için belirli koşullar var mı?
B. Arslan: En az üç öğrenciyle başlaması lazım. İkinci derste 30 öğrenciyle dersimizi tamamladık. Umut ediyoruz ki ileride 100 öğrencimiz olsun.
Z. Doğan: Veliler duyarlı olmalı. Çocuklarını bu derse kayıt etmeleri lazım ki, biz bu hizmeti verebilelim.
- Şimdilik sadece Tirol'de mi var?
Z. Doğan: Evet. Şimdi Viyana'da da başlatıldı. Gelecek eğitim yılında da Foralberg'de başlayacağız.
B. Arslan: Bazı Alevi canlarımıza "Sakın o Alevi Derneği'ne çocuklarınızı göndermeyin, orada islam dersi veriyorlar" denilmiş. İtimat etmesinler, öyle bir şey yok.
- Avusturya'da Alevilik resmi din olarak tanındıktan sonra diğer ülkelerden gelip sizden görüş alan oldu mu?
N. Erol: Evet. Alevilik, İsviçre ve Almanya'da bölge bölge tanındı. İsviçre'de ilk tanındıkları zaman bizden Avusturya Anayasa Mahkemesi'ne verdiğimiz tüzükleri istediler. Yaptığımız çalışmaları incelediler. Alevilere örnek olduğumuz için gurur duyuyoruz. Kendi ülkemizde alamadığımız hakları aldık. Umarım Türkiye'ye örnek oluruz.