Bazı insanların yüzünde ruhani bir görüntü vardır. Mehmet Güler de bu insanlardan biridir. Sadece yüzünde yok bu ruhani yapı, kalemine de yansıyor. “Eğitim Uğruna” adlı eserini okurken bunu çok net görebilirsiniz. Yaşadıklarından edindiği gözlemlerini açık yüreklikle anlatır. Kendi korkuları ve acılarıyla yüzleşmekten çekinmez. Her olaya kalbinin güzel penceresinden bakar. Acılar sevinçler iç içedir. Yüreğinde aşk ona kılavuzluk eder. Bunlardan biri de okuma aşkıdır. Öyle ki “İsmet İnönü Malatyalı belki beni okutur” deyip umudunu çantasına koyarak Malatya’dan Ankara’ya kadar yürüyerek geldiğinde daha çocuktur. Mecnunun Leyla’yı aradığı gibi peşine düşmüştür okumanın. Bugün okuma imkanı olan nice gencimiz, mutlak bu kitabı okuyarak eğitimin değerini bir kez daha sorgulamalıdır. Şairsel yüreğinden dökülen sözcükler, şiirsel şekilde okuyucuya ulaşır. Dağ başında kendi halinde akan duru bir kaynaktır. Çakmak yaylasında bir gün mantar toplamaya gitmiştim. Bir su sesi duymama rağmen görünür bir şey yoktu ortada. Sesin olduğu yöne yönelince kayadan çıkan billur gibi bir çeşmeye rastladım. Olanca güzelliğiyle çağlayarak akıyor orada yaşayan canlılara sesini duyurur gibi. Mehmet Güler de bu kaynaklardan biri. Kendi doğal anlatımıyla kaleme aldığı “Eğitim Uğruna” adlı eseri Arguvan ve Köyleri Eğitim Kültür Vakfı ve Narmikan Dayanışma Derneğinin katkılar ile hazırlanmış. Cemal Arık’ın karikatürleriyle zenginlik kazanmış olan bu eseri okurken, hayata dair olguları başka bir pencereden görebilirsiniz.
Narmikan denilince akla gelen bir simadır, Mehmet Güler. Şair ruhunun esnekliği yüreğini öyle yumuşatmış ki konuşurken kelimeleri dahi incitmez. Sesinin tonunda damıtılmış kelimelerin ahengi, mantık süzgecinden süzdürerek duygularının yoğunluğunu, sesinin berraklığı ile şiirsel bir yolla bize ulaştırır. Durum böyle olunca hem anlamlı, hem de kalıcı etkiler bizde uzun zaman iz bırakır.
Mehmet Güler’i, ilk olarak bizim köyde yani Bellikler’de tanıdım. Sattığı mallar konusunda bilgi edinmeyi ahlak edinmişti ve bu bilgilerle insanları ikna ederdi. Yani sadece bir satıcı değil, bu işte bile eğitici kişiliğini öne çıkarmaktaydı. Hüseyin Suna’ya (Kıro) misafir olurdu. Yöre insanına olan güveninden dolayı tezgahını açık bırakıp öğle yemeği molası verirdi. (Palan hırsızlığından sabıkalı bir köy olmasına rağmen) bu da insanları tanıma ve onlara güvenmek konusunda şair sezgileri bu teminatı sunmuştu. Atma’nın birçok köyünde bu güveni sergilediği bilinmektedir.
Bir gün yine Arapgir’e bağlı Arhut Köyünde satış yaparken gariban biri gelir. Köylüler adamın yetim olduğunu söyleyip ona bedava bir parça kumaş vermesini tavsiye ederler. Mehmet Amca memnuniyetle kabul eder. Tesadüf bu ya peşinden bir gariban daha gelir. Onunda yetim olduğu söylenir. Ona da bir şeyler versen iyi olur, derler. Mehmet Amca dayanamayıp: “ Livi di hun gi sevine” der.(Bu köyde herkes yetim mi? ) Yaşamı nükteleri ile süsleme konusunda ayrı bir yeteneği vardı. Eğitim konusundaki duyarlılığı herkes tarafından bilindiği için yörede gönüllü danışman olarak büyük hizmetleri olmuştur.
Mehmet Güler, Arguvan Türkü Festivalinde okuduğu duygulu şiiri ile yüreğinden kopup gelen güzellikleri, yöre insanına aktarırken her zamanki gibi mütevazı duruşundan ödün vermeden halktan biri olmanın gururunu yansıtıyordu. Mehmet Güler’i, festivalde yazar, grafikçi ve fotoğraf sanatçısı İsa Çelik ile tanıştırma fırsatım oldu. Her ikisinin yüzündeki ifade benzerliği beni şaşırtmadı değil. İsa Çelik, Anadolunun Akdeniz yüzünü, Mehmet Güler Doğu yüzünün bir yansıması olarak bize gülümsüyordu. İsa Hocam, Mehmet Güler’in bir portresini çekti. Bu güzelliklerin gelecek kuşaklara aktarılması açısından güzel bir tesadüftü.
Mehmet Güler, iki kız 5 erkek olmak üzere 7 çocuk babasıdır. Adalet duygusunun güçlü olmasından dolayı avukat olmayı ve doktor olmayı çok istemiştir. Avukat olarak ezilenlerin hakkını savunmak, doktor olarak yoksulluktan doktorsuzluktan ölen insanlara yardımcı olmak içindir bu isteği. Adaletin olmadığı bir toplumda adil olmayı başaran bir insan olarak hukuk fakültesinde okumayı başaramamış ancak hukuk fakültesini oğlu kazanmıştı. Bu anlamda hukuk fakültesinde okuyan oğlu,adaleti toplumun geniş kesimlerine yansıtmak amacıyla çıktığı yolda, adaletsiz biçimde katledildi. Mehmet Güler yinede adalete olan güveninden ödün vermeden, yaşamını ayakta tutmayı başaran, aydın duruşunu değiştirmeden bir bilge olarak toplumuna ışık tutmaya devam etti. Mehmet Güler’i anlatmak zordur, tanımak gerekir. Yüzünde eksik olmayan şair gülüşü bizim yüreklerde yer etmiş toplumun aydın bir çınarıdır Hep sağlıklı kalmasını temenni edip saygılarımı sunmak istiyorum bu dev ve ulu çınara, İyi ki varsın Mehmet Güler. Bize armağan ettiğin eser için de teşekkürler.