GÖÇ EYLEDİ… MEHMET ALİ ALP 1947-2021

Doğum Malatya Arguvan İsa köy…Baba Sami Alp, Ana Gültekin Alp. Çocukları Mehmet Ali, Aliye, Hüseyin, Hüsniye ve Ali ihsan

Baba Sami Dayı kooperatif memurudur. Hem köy içerisinde hem de çay mezrasında bağ bahçeleri vardır. Yazları bahçede kışları köyde otururlar. Sami dayı akıllı zeki birisidir. Araştırmacıdır. Bilgiye yeniliğe açıktır. Arguvan kayısıcılığı Sami dayılardan öğrenmiştir. Büyük oğul Mehmet Ali’yi üniversite okumasını teşvik etmiş ve başarmıştır.

BAŞARILI BİR İŞ ADAMI

Mehmet Ali Ağabey İstanbul’da iş hayatına atılır. Yedikule yakınlarında Osmanlı zamanın da ahır olarak kullanılan mekânı iş yerine çevirir. Çağteks ismi ile gelinlik imalatına başlar.

Çağteks markasını kendi sektöründe bir numara yapar. Çağteks yurt içinde ve yurt dışında bilinen aranan bir firma olmuştur.

Bu arada babası Sami dayı vefat eder. Anası Gültekin hala rahatsızdır. Tedavi için İstanbul’a getirir. Uzun süre anası ile birlikte yaşar. Anası yanındayken vefat eder. Cenazeyi uçakla köye götürür.

O dönemler yani 2005 yılları İstanbul’daki İsa köylüler birlik ve dayanışma amacıyla bir araya gelir dernek gibi çalışacak komite oluştururlar. Komitenin köye ilk etkinliği 2005 yılı şubat ayında otobüslerle Abdul Musa lokmasına gidiş olur.

Başarılı geçen etkinlik ve köyle buluşmamız yeni fikirlere yol açar.

Köy okulumuzu kültür evine çevirme fikri kabul görür ve gerekli çalışmalar hızla başlar.

KÜLTÜR EVİNE KATKI YAPAR

Tam da bu çalışmalar Mehmet Ali ağabeyin anasının cenazesini götürdüğü döneme denk gelir.

Kültür evi çalışmaları ile ilgili bilgi sahibi olur ve orada hemen katkı yapar hem de bundan sonra her türlü desteği yapacağı sözünü verir.

ŞİRKETİNE BİZİ DAVET EDER

İstanbul’a döndüğünde bizlerle görüşmek istediği bilgisi ulaşınca Muzaffer Özdemir’le birlikte şirketinde bizi kabul eder. İşte o gün bu gündür Mehmet Ali ağabeyle ilişkilerimiz devam etmiştir.

Başta İsa köy olmak üzere Arguvan hatta Malatya için ekonomik olarak neler yapılabilir konusunda hep kafa yormuştur.

Küçük kardeşleri Ali İhsanın ani ve vakitsiz ölümü Mehmet Ali ağabeyi derinden etkilemiş ve daha hassas bir durama sokmuştur.

Dönüşte beni arayarak” köyün durumu iyi değil yapılması gereken çok işler var” bunları bir konuşalım.

Ben de ağabey biz de komite olarak sana başsağlığına geleceğiz. O zaman sohbet ederiz dedim.

DERNEK KURMA FİKRİNİ BİZLERLE PAYLAŞIR

Görüşmemizde “mutlaka resmi dernek kurmamız lazım başka türlü kaynak yaratıp bu sorunları çözemeyiz” dedi

Ben ve arkadaşlarımız biz bunun önünde engel olmayız köyümüzün derneği kurulduğunda komiteyi dağıtırız. Bizde derneğe üye olur, her türlü katkıyı sağlarız dedik. Ancak sizler bu fikri öne attığınız için bu işin başında sizin olmanız lazım şeklinde öneri götürdük.

Mehmet abi “sizler mutlaka olmalısınız hatta Süleyman bu derneğin başkanı sen olacaksın” dedi. Benim başkan olmak istemediğimi ve nedenlerini anlatmama rağmen ısrarında devam etti zaman zaman sert tartışmalarımız da oldu. Ancak o büyüklüğünü sevgisini ben küçüklüğümü ve saygımı hiç kaybetmedik.

ALÇAK GÖNÜLLÜ VE ANLAYIŞLIDIR

Mehmet Ali ağabey alçak gönüllü, olgun, hatasını anladığı zaman kabul eden, özür dileyen naif bir insandır.

Çok tartıştık ama birbirimizi hep sevdik. Kimsenin veya az sayıda insanın yapabileceği yârenlikleri şakaları yapardım. Hoşuna gider gülerdi.

Hastalığının bilinmesini istemedi. “Süleyman İşimize bakalım doktorlar bana 26 yıl önce prostat kanseri teşhisi koydular, iki yıl ömür biçmişlerdi. Metastaz yapmış karaciğerde sorun var ama ben bunu da yeneceğim” diyordu.

Dönem dönem beni çağırır sohbet ederdik… Aradı” işin yoksa gel seni göreyim” dedi. Atlayıp gittim.

YARENLİKLERİM HOŞUNA GİDERDİ

Kemoterapi görüyordu. Saçlar dökülmüş…Dişleri yoktu.

Yarenliklerime gülerdi…

Mehmet ağabeyi o halde görünce, “ağabey sana bir Temel fıkrası anlatayım” dedim.

“Temel ile Dursun yaşlanmışlar, kahvede sohbet ediyorlarmış. Dursun dert yanmaya başlamış;

Ula Temel çok yaşlandık, kollarım, ayaklarım, başım…Anlayacağun her bir yanim ağrıyor daaa. Sen nasilsun bakalum?

Temel cevap vermiş;

Laa Dursun, ben anamdan doğdiğum gün gibiyim daaa. Ağzımda dişim yok, kafamda saçim yok, altıma edeyrum haberim yok. :))”

Neşelendi güldü “puştluk yapma o ikisi doğruda şükür daha öbürü elim ayağım tutuyor. :)”

BOŞ LAFA KARNI TOKTU

Mehmet Ali ağabey derneğimizin fikir babasıdır. Dernek kuruldu ise onun istekli ve özverili çabaları sayesinde kurulmuştur. Maddi manevi büyük özverileri olmuştur. Şirketinin kapılarını derneğimize sonuna kadar açmıştır.  

Mehmet Ali ağabey yapılanı yeterli görmez hep daha çoğunu daha iyisini yapmak için kafa yorardı. Projelerin adamıydı, “Benim boş lafa karnım tok” derdi.

Son günlerinde amansız hastalıkla mücadele ederken bile “bu mücadele öncelikli gençler olmak üzere, mutlaka kadınları katmamız” gerektiğinin altını çizerdi.

SON ZİYARETİMİZ

Bayram Keskin başkanla 9 Mart 2021 günü ziyaretine gittik… Tam işyerinde çok sevdiği çardağa yaklaştığımızda Emine Hanım bizi karşıladı “şimdi uyuyor sizi başka yere alayım “dedi. Çıktık üst tarafa daha sormaya fırsat kalmadan Emine hanıma bir telefon “hayırdır” dedim. “Mehmet bey sizi çağırıyor görmek istiyormuş.

Hemen kalktık içimde buruk bir sevinç…

 Boylu boyunca uzanmış yatıyordu.

Merhabalaştık geçmiş olsun dileklerimizi ve üzerimizdeki selamları ilettik…

Bayram başkan;

“Mehmet Ali ağabey Dernek yönetimi toplandı bir eksikle oda sendin. Önemli kararlar aldık. 8 Mart kadınlar gününü köyde kutlayacağız. Buradan toplu gideceğiz.

İstanbul’ da ki köylülerimizi de unutmuyoruz bir kahvaltı organize edeceğiz. Süleyman’ında kitabı çıktı kahvaltıda kitabını imzalayacak gelirini derneğimizden burs alan öğrencilerimize bağışlayacak. Sizin burada bu kahvaltıyı yapabilir miyiz uygun mudur?”

“Tabii uygundur başka yer aramanıza gerek yok. Büyük salonda açık büfe zengin çeşit ayarlarız. Ben şimdi ilgili arkadaşa söylerim hemen hazırlıklara başlar.”

“Mehmet ağabey bir pazar gününe denk getirelim. Acelemiz yok sende iyileşirsin o zamana kadar, tarihine sen karar ver”

KAHVALTI TARİHİNİ KENDİSİ BELİRLEDİ

“16 Ocak 2022 Pazar günü yapalım. Ben iyileşirim … Süleyman’ın kitabına katkı yaparım.”

Araya girdim Mehmet Ağabey katkıyı her zaman yapıyorsun sen iyileş başımızda otur bizim için dünya malı…

Çok merak ettiğin kitabımı çıkarttım. Adını CILGALAR koydum.  Sende biliyorsun ki bizim dönemimizde hayatımız cılgalar da geçti. Bak kitabın 68. Sayfasında “komşumuz Sami dayılar” başlığında sizin aileyi yazdım. İmzalarken yazdığım cümleyi ve ilgili sayfayı okudum. Duygulandı gözlerinden damla damla akan yaşları sildi…Kitabı başucuna koydum…” bakacağız” dedi.

“Ziyaretin kısası makbuldür. Mehmet ağabey biz gidiyoruz bize söyleyeceğin bir şey var mı?”

“Bu çalışmalara mutlaka gençleri katın, gençler olmadan bu işler olmaz gençleri katın”

“Hadi allahaısmarladık tekrar geçmiş olsun bir an önce iyileş ağabey seni böyle görmeye alışık değiliz.”

Hoşcakal…

Ve nereden bilirdik Mehmet ağabeyi son görüşümüz olacağını …

22 Aralık Bayram başkanın telefonu çalar arayan oğlu Av. Cihan Alp “Bayram ağabey babamı ‘çoklu organ yetmezliği’ tanısıyla yoğun bakıma aldılar durumu iyi değil dostlarının haber olsun…

ACI HABER GELİYOR…

Akşama doğru bir telefon daha…” Babamı kaybettik vasiyeti; Zeytinburnu Erikli babadan beni kaldırın, İsa köy divanın tepeye gömün.”

Vasiyetini yerine getirdik…Erikli babada sevenleri uğurladı. Sonraki durak başarısı için ömrünü verdiği Çağteks te ve çok sevdiği çardağın önünde… çalışanları göz yaşlarına boğuldu. Son yolculuğuna uğurladılar…

 Mehmet ağabey beni kardeşi gibi görür severdi. Küçük büyük her toplantı da “Süleyman konuşsun Süleyman kalk konuşsana” derdi.

Mezarının başındayım toprağa verdik “Süleyman konuşsana” diyen bir Mehmet ağabey artık yoktu…Ama konuşmalıydım o benim konuşmamı çok isterdi. Dede ve Bayram başkandan sonra sözcükler boğazımda düğümleniyor kendimi toparlayamıyorum ama mutlaka üç beş cümle söylemeliyim.

HAYATIMIN EN ZOR KONUŞMASIYDI

“Mehmet ağabey müstesna insan, iş adamımız Çağteksin yaratıcısı, derneğimizin kurucusu vasiyetini yerine getiriyoruz işte.

Yunus emre der ki; Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil…

Mehmet Ali Alp bizim canımızdır…Anılarımızda emellerimizde hep yaşayacaktır.

İsa köyünün kadınları için rengârenk eşarplar almıştın, doktorlar izin vermedi, gidemezsin dediler.

Hani Bayram, sen, ben hep beraber gelecektik hediyeleri dağıtıp toplantılar yapacaktık.

Muhtarım İsa köyünün kadınları Mehmet ağabeyi son yolculuğuna uğurlamaya gelmişler. Dağıtın Mehmet ağabeyin hediyelerini

 Mehmet ağabey amansız hastalığın bırakmadı, yollarımızı kapattı.

Şimdi hep beraberiz, keşke olmasaydı böyle.

Bu şekilde gelmez olaydık…

Kolumuz kanadımız kırıktır bizim.

Yüreğimiz dağlandı.

Kurduğun derneğimiz öksüz ve yetim kaldı.

Yeri doldurulamaz müstesna insan Mehmet ağabey…

Büyük yükler bıraktın, ağır yükler bıraktın…Yerin doldurulamayacak biliyorum…

Sana layık olmaya çalışacağız başka yolu yok bunun

İsaköy toprağı ile koyun koyunasın.

Sevdiğin bu toprak seni hiç üşütmesin…

Yaralarına merhem olsun...

Ayağına taş değmesin…

Koca bir gökyüzü ve yıldızlar yoldaşın olsun

Gül yüzlü güzel ağabeyim önünde saygıyla eğiliyorum.”

 

 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56