Tüm Goğac köylülerimize buradan teşekkür ve selam yolluyorum. Karşıma yeni başkan Sn. Muharrem Ardıç ve eski. başkan Sn. Mustafa Özbakır ve YÖNETİM KURULU ÜYESİ GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI Hasan Gürer Bey ve köyden en son gelen YÖNETİM KURULU ÜYESİ Cemal KARACA olmak üzere dört tane pısmam oturdular.
-Ben Mehmet Ali Çabuk, Goçaryon Köyündenim. Vakıf çalışmaları içerisindeyim
Bu arada gittiğim bölgelerdeki aşiretlimizle röportajlarda yapıyorum. Bu röportajlar kitap halinde yayınlanacak. Amaç tarih ve kültürümüzü yazılı olarak geleceğe taşımak ve insanımızın kaynaşmasını sağlamak ve birbirine yaklaştırmaktır.
Sizleri selamlıyorum ve GÖK AĞAÇ KÖYÜ 1. Dernek başkanımızdan başlayarak sıra ile söz hakkı veriyorum. Buyrun efendim kendinizi tanıtır mısınız?
-Ben Mustafa Özbakır,evet bir zamanlar en başkandım ve şimdide arkadaşım başkanlık yapıyor. Bu bir nöbet ve nöbet yerini birilerimiz alacak. Gayemiz Köyden kente gelen halkımızı yalnız bırakmamak, kültürümüzü ve diğer yaşanmışlıklarımızı sürdürebilmek. 1965’ten beri İstanbul’dayım ve sanayi ile uğraşıyorum.Bu arada şahsınıza hoş geldiniz diyorum ve bizleri sorup röportaj yaptığınız için de teşekkür ediyorum.
-Sıra sizde Sn. Muharrem Başkan buyrun efendim.
- Bende şahsınıza hoş geldiniz ve teşekkür sözcükleri ile söze başlamak istiyorum. Gelişiniz memnuniyet verici. Sağ ve var olun. Biz de az önce genel kurulumuzu yaptık.
-Bu arada yeniden başkan seçildiniz şahsınızı tebrik ediyorum.
-Çok teşekkür ederim. Halkımıza yararlı olabilirsek mutluluk duyacağız. Bu bir hizmet, Hizmeti verebilmek için de içtenlikle VE ÖZVERİLİ ÇALIŞMAK GEREKİYOR. BU GÜN BİZ YARIN BAŞKA ARKADAŞLARIMIZA BAYRAĞI TESLİM EDECEĞİZ. İlk, ortaokul ve liseyi Malatya’da üniversiteyi İstanbul’da okudum. İnşaat mühendisiyim. ÇEŞİTLİ SANAYİ YAPILARI, TURİZM TESİSLERİ VE UYDUKENT PROELERİNDE BULUNDUM.
-Şu an için ne veya nasıl bir iş yapıyorsunuz?
-Şu an kendi şirketim var. PROJE YÖNETİMİ VE TAAHHÜT İŞLERİ yapıyorum. Ancak birçok alanda iş deneyimlerim oldu.
ŞUNU ÖZELLİKLE BELİTMEK İSTİYORUM. BÜYÜK ŞEHİRLERDE KÖYLÜLERİMİZİN BAĞLARININ KOPMAMASI, BİRBİRLERİ İLE GÖRÜŞMESİNİ, GENÇLERİMİZİN BİRBİRLERİNİ TANIMASINI SAĞLAYAN, KÜLTÜRÜMÜZÜ UNUTTURMAYAN TEK KURUM KÖY DERNEKLERİDİR. HALKIMIZIN DERNEKLERE SAHİP ÇIKMALARI ÇOK ÖMNEMLİDİR. GEREK DOĞAL GEREKSE YAPAY OLARAK MEYDANA GELEN AYRIŞMALARIN PANZEHİRİ BİRLEŞMEKTİR. BÜYÜK ŞEHİRLERDE BUNU ANCAK DERNEK- VAKIF GİBİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI SAĞLAYABİLECEKTİR.
-İnşaat alanında kendi işinizi yapmanız takdire şayan bir sonuç. Başarı diliyorum
-Bu arada sıra sizde Cemal Bey kendinizi tanıtır mısınız?
-Adım Cemal KARACA Gökağaç Köyündenim. Uzun süre köyde kaldım ve köydeki her türlü yaşamı yaşadım. 27 yaşımdan sonra İstanbul’a geldim.
-İstanbul’da ne iş yapıyorsunuz?
-Yaş sebze ve meyve satıyorum.
-Peki köy yaşamını özlediniz mi?
-Özlenmez mi, tabi ki özledim?
-Ben şahsen çobanlık da yaptım. Siz çobanlık yaptınız mı?
-Tabi ki çobanlık yaptım.
-Yıldızlarla aranız nasıldı? Bizim dağlarımızda yıldızların duruşu bambaşkadır.
-Yıldızları da özledim. Yıldızlar muhteşemdi. Burada bakıyorumda o yıldızları göremiyorum.
-Siz geceleri ay ışığında saklambaç da oynamışsınızdır..
-Evet gerçekten çok oynadım. Geceleri ay ışığında saklambaç oynamak yaşamın ta kendisidir.
-Ama o ‘’yaşamın ta kendisidir’’ dediğin muhteşemliği çocukların yaşayamıyor.
-He valla yaşamıyorlar. Ama yapılacak bişey yok. Bazı şeylerden de vaz geçeceğiz.
-Sn. Hasan Gürer Hocam siz buyrun
-Efendim ben 1988 GoKğac doğumluyum. Üç yaşımda iken köyden ayrıldım.
-Siz bu durumda ay ışığında saklambaç oynamadınız.
-Oynadım. Köy hayatına hiç de yabancı kalmadım, çünkü sık sık köye gitme ve köyde kalma olanağım vardı . Bu sebepten olsa gerek ki köy yaşamının her türlüsünü yaşadım . O açıdan kendimde bir eksiklik görmüyorum. Göl dağında çok gezip dolaştım. Göl dağı ve yaylalarda geçirdiğim zamanlar bana yani kişiliğime çok şey kattı.
-Size heves ve coşku kaynağı oldu mu Göl Dağı?
-Evet, Göldağında yaşamak bir ayrıcalıktır. Göl Dağı bana hep yücelik duyguları verirdi.
-Hasan Bey eğitim durumunuz öğrenebilir miyiz?
-Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü mezunuyum. Aynı Üniversitede Eskiçağ tarihi ve Antik Asur konularında ihtisas yapıyorum. Tabi aynı zamanda mesleğim olan öğretmenlik yapıyorum. Arkeoloji ile ilgileniyorum.2009 yılından beri Malatya’da Arslantepe kazılarında görev alıyorum. Malatya bölgesinde yeni kazılar yapılsa eminim çok yeni ve tarih bilimine ışık tutacak bilgiler kazanılacak.
-Sn. Mustafa Bakır Bey dağları sever misiniz?
-Dağlar sevilmez mi? Tabi ki severim. Hemde dağları çok çok severim.
-İyi de dağların nesini seversiniz?
-Dağların sevilmeyecek hiçbir şeyi yoktur. Dağlar bambaşka bir dünyadır. Suyu başka, havası başka, duruşu başka, yaylımı başkadır. Dağların yüksekliklerinde etrafa bakmak bile başkadır. İnsana yücelik duygusu verir. Kısacası ben dağları çok severim. Hele Göl Dağını bambaşka severim.
-Sn. Özbakır; Göldağında kılam söylemek nasıl bir duygudur?
-Harika bir duygu, yüksek sesle söylerdik, sanki dağlar duysun diye söylerdik. Ben şu anda bile içlendim. Size bir hayalimden söz edeyim. Gidip köyümde iki katlı modern bir ev yaparak yaşayasım var. İnşallah bunu gerçekleştireceğim .
-Bence çok doğru bir karar olur. Sağlığınıza sağlık katarsınız. Benim de temennim dileğinizin gerçekleşmesi.
Peki İstanbul’a ilk geldiğinizde kaç yaşında idiniz?
-11 (onbir) yaşında idim.
-Peki , İstanbul’a geldikten sonra köye gidip geldiniz mi?
- Her zaman gidip geldim.
-En son ne zaman gittiniz.
-Her zaman, her an gidip geliyorum.
-Onbir yaşında İstanbul’a gelip ne yaptınız?
-Hem çalıştım, hemde okudum.
-Eviniz İstanbul’a mı taşınmıştı?
-Hayır, dayımın yanına gelmiştim. Bu mesleği de ondan öğrendim.
-Onbir yaş çok küçük bir yaş, memleketi , anne ve babayı, kardeşleri özlemiyor muydunuz?
-Özlenmez mi? Çok özlüyordum.
-Eziklik duyuyor muydunuz?
-Bu eziklik duyma Kürd çocuklarının kaderi midir?
-Biraz da öyledir.
-İlkokula giderken Türkçe biliyor muydunuz?
-Çat-pat biliyordum.
-Sn. Özbakır’a teşekkür ediyorum. Evet Sn. Muharrem Başkan kaç yaşınızda İstan bul’a geldiniz?
-Onyedi yaşımda İstanbul’a geldim.
-Bu durumda gece ay ışığında saklambaç oynayamadınız.
-Köye çok sık giderdim. Köyde her çeşit oyunu oynardık. Köyde çok da mutlu olurdum. Yaylalarımıza da gittim. KETEN, CIBİK, DILMICA, POLHUCA obalarımızda kaldım. Çok iz bırakıcı anılar yaşadım. Bir gün yaylaya gittiğimizde sanırım mayıs ayı idi, koyunlar akşam beri için geldiklerinde önce sütleri sağıldı, sonra kuzular analarına salıverildi; hiç biri şaşırmadan kendi anasını bulup, emmeye başlamıştı. Ama ben şaşırmıştım. Çok etkilenmiştim. Analık tanıma nasıl da gerçekleşmişti.
Geceleri dışarıda yatardık. Geceleri dışarıda yıldızlara bakarak uykuya dalmak çok farklı bir ruh hali yaratıyor. O dağlardaki yıldız görünümleri çok muhteşem. Yıldızlara çok yakın hissediyorsunuz. Sanki yıldızlar insanı kendi alemine götürüyor. Etkileyici, gerçekten çok ama çok etkileyicidir. Ağustos ayında Ülker takım yıldızı, Terazi ve Kuyruk takım yıldızlarının sıralanışı gökyüzüne farklı bir ahenk katıyor.
-Ülker takım yıldızının Kürdçe adı: PEWR, Terazi takım yıldızı yine aynı adla anılıyor yani TERAZİ, Kuyruk takım yıldızı da yine KUYRUK olarak anılıyor. Pewr haziran , Terazi temmuz, Kuyruk ise ağustos ayında görünürler.Kürdçe kılamı da var; ‘’Pewrım, Pewrım , Térazi ma- Harçi qu çum bılınd bi ma’’
-Evet başkanım sizi dinliyoruz.
Bir diğer konu keklik avcılığım vardır. O dağlarda gezip dolaşmak bir sevdadır.
Hepimiz köyümüzü özlüyoruz. Sanırım çok yorulduk ve yorgunluklarımızı ancak ve ancak köylerimiz GİDEREBİLİR..
-Ama siz köyde ÇUŞIK, ÇALLİQ ve QİNT oynamadınız.
-Ama sinconık oynadım. Hani o taşları üst üste koyarak dikiyorlar sonra da nişan alıyorlar.
-Cemal Bey siz benım andığım oyunları oynadınız mı? Yani ÇUŞIK, ÇALLİQ ve QİNT oynadınız mı?
-Evet, hepsini oynadım.
-Bu andığımız Kürd oyunlarını KÜRT ULUSAL OYUNLARI haline getiremez miyiz?
-İnsan isterse her şeyi başarır.
-Dağlar hakkındaki düşüncelerinizi söyler misiniz?
-Dağlar bizim her şeyimizdi dağlar bambaşkadır. Korunağımız, beslenme kaynağımızdı . Kısacası yağımızı ve balımızı dağlar veriyordu.
-Sn Hasan Gürer Köyünüzün tarihçesini bize anlatabilir misiniz?
-Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivi Osmanlı Nüfus Sayımı kayıtlarında Hicri 1263 Miladi 1846 yılına denk gelen kayıtlarda köyümüze bağlı dokuz mezralardan bahsedilmektedir. Kuruttaşlı, Kadabelauşağı, Bellikuşağı Birimuşağı, Ballıca,Korolar, Kömürlük, Kelolar, Derinpınar , Tabi-i Gökağaç mezraları olarak geçmektedir. Köyümüz bir merkez köy olarak geçmektedir. Köyümüzün tarihi elbette bunlarla sınırlı değildir gerek sözlü gerek yazılı tarih çalışmaları ile önümüzdeki süreçte araştırmalarımıza devam edeceğiz.
-Sn. Hasan Gürer bu değerli bilgiler için şahsınıza çok teşekkür ederim. Size sorsam ve desem ki;’’kendinizden başlayarak geriye doğru kaç kuşağınızı sayabilirsiniz?’’
-Fazla sayamam, en fazla dört kuşak sayabilirim.
-Ama çok az , ben şahsen Mehmet Ali Çabuk olarak sekiz kuşak sayabiliyorum. Evet Sn Mustafa Özbakır siz kaç kuşak sayabilirsiniz?
-Bende ancak dört kuşak sayabilirim.
-Başka soruya geçeyim Sn. Özbakır; köyünüzün asıl geçim kaynağı hayvancılık . Bunu biliyoruz. İkinci derecede geçim kaynağınız tarihsel süreçte ne idi?
-Gurbetçilik.
- Hayır, gurbetçilik sonraki iş, Gökağaçlıların ikinci derecedeki geçim kaynakları katırcılıktır. Yani ticarettir. Goğaç’ta mertek yada kömür yükler Malatya’da satarlardı, Halep’te geçerli malları Malatya’da alıp yüklerlerdi, Halepte satarlardı ve Malatya’da para edecek malları Halepte satın alarak , Malatya’ya getirip satarlardı ve bir ayda ancak evlerine geri dönerlerdi.
-Sizin köyün ceza olarak,Ağrı isyanı önderlerinden, Hamidiye Alay Komutanı Kor Hısén’in dedesine 30 katır verdiklerini biliyor musunuz.?
Bu soruma her dört katılımcı da tavır alarak karşı çıktılar. ‘’Bizim köy kimsenin etkisine girmemiştir ve kimseye de ceza vermemiştir’’ dediler. Ancak böyle bir olay varsa da kendi rızlarıyla ve yardım amacıyla vermişlerdir.
Olay hakkında az bir bilgi vereyim ve Goğaclılarında konuyu araştırmasını dileyelim.
OLAY ŞÖYLEDİR;
Etmi/Etmaneki Aşiretinden kopma Heyderanlı Aşireti daima Atmé Jor coğrafyasından mor koyunlarını , İskenderun’a doğru yönlendirerek satmaya götürür. Atmé Jora da bir pısmam olarak geleneksel ziyaretleri vardır. Hediyelerle gelip pısmamlıklarını hatırlatmaları da gerçekten çok olumlu bir davranış. Ancak Bizim Goçaryonlar mor koyunlara dalarlar bir parçasını sürülerden ayırarak el koyarlar. Silahlı çatışmalar olur. Bütün Atmé Jor ayaklanır. Goğaç dahil tüm köyler olaya katılır. Sürüler önemli ölçüde talan edilir. Goçaryonlu MAMİ Bozan Köyünün karşısında vurulur ve ölür.
Etmi/Etmaneki Aşiretinden kopma Heyderanlı Aşireti daima Atmé Jor coğrafyasından mor koyunlarını , İskenderun’a doğru yönlendirerek satmaya götürür. Atmé Jora da bir pısmam olarak geleneksel ziyaretleri vardır. Hediyelerle gelip pısmamlıklarını hatırlatmaları da gerçekten çok olumlu bir davranış. Ancak Bizim Goçaryonlar mor koyunlara dalarlar bir parçasını sürülerden ayırarak el koyarlar. Silahlı çatışmalar olur. Bütün Atmé Jor ayaklanır. Goğaç dahil tüm köyler olaya katılır. Sürüler önemli ölçüde talan edilir. Goçaryonlu MAMİ Bozan Köyünün karşısında vurulur ve ölür.
Osmanlı Devleti ve çevre ağaları Atmé Jor’da toplanır ve zararı ödeyin derler. Bu zarar ziyan tespitinde her köye bir ceza kesilir. Goğac’a düşen ceza da 30 (otuz) katırdır.
NOT: Atmé Jor yaşlılarına sorularak araştırma yapılamasını rica ederim. Mami’nin torunları hala sağ. Goçaryonda onlara da sorulabilir.
Bu arada Sn Özbakır Bey dört nesil öncesine kadar sayabiliyor. Sn. Muharrem Başkan ise altı kuşağa kadar çıkabiliyor.
-Dördünüze bir soru soruyorum. O da şu; Köyünüzde ileri gelen bir aile (Ağalık) tarihi süreçte hiç oldu mu?
-Hayır hiçbir ileri gelenimiz olmadı. Bizim köyümüz ileri gelen aile de (Ağalık) tanımazdı; çünkü herkes eşit bir statüye sahipti. Köyümüzde kabileler vardı.
Bu kabileler şöyle sıralanabilir. Gedikoğulları (Gedik), Hortooğulları (Arduç), İyihasanoğulları (Ayvalı), Hırikhasanoğulları (Çopur, İrfan, Doğan), Mehmetalioğulları (Çakıl), Husununoğulları (Özbek), Kındonunoğulları (Durmuş), Satonunoğulları (Boyacı), Golonunoğulları (Saraç), Mehmetağaoğulları (Camcı), Yusufoğulları (Özalp), Hıbonunoğulları (Özbakır,Gelir), Husununoğulları (Çelik), Delimehmetoğulları (Karaca), Musaoğulları (Çubukçu), Köralioğulları (Gürer), Bosununoğulları (Bozacı), Hancikoğulları (Kabakçı, Çelik), Süleymanoğulları (Demirçivi), Alioğulları (Göldağ), Lalonunoğulları (Yalçınkaya), Kösemehmetoğulları (Köse), Sinemillioğulları (Varol),
-Goğacyon’un kaç hanesi var?
-25 (yirmibeş) hane köyde, diğer illerde ise toplam 300 kadar hanemiz çıkar.
-Sn. Muharrem Arduç Başkanım, tekrar başkan seçildiniz. Tekraren tebrik ediyorum. Sizden öğrenmek istediğim ne gibi amaç ve hedefleriniz var. Kısa ve uzun dönemli ne gibi planlarınız var anlatırsanız memnun oluruz.
1- DERNEĞİMİZİN KURULUŞ AMACINDA BİRİ OLAN KÜLTÜRÜMÜZÜ UNUTTURMAMAK VE BİZDEN SONRAKİ
KUŞAKLARA AKTARMAK,
2- DERNEĞİMİZE AİT ARSAMIZA DERNEK BİNAMIZI YAPMAK, BU BAĞLAMADA CENAZLERİMİZDE TAZİYE
ZİYARETLERİNİ BURADA KABULETMEK, CENZELERDEKİ İKRAMLARI BURADA VERMEK, YİNE HAYATIMIZIN BİR
PARÇASI OLAN KINA, NİŞAN, SÜNNET DÜĞÜNLERİNİ, YAŞ GÜNÜ KUTLAMALARI V.B ETKİNLİKLERİ BURADA
YAPILACAK ŞEKİLDE BİR BİNA TESİS ETMEK,
3- KADINLARIN YÖNETİMDE VE ETKİNLİKLERİMİZDE AKTİF OLARAK GÖREV ALMALARINI SAĞLAMAK,
4- ÖZELLİKLE GENÇLERİMİZİ DERNEĞE ALIŞTIRMAK VE BİZDEN SONRA GELECEK KUŞAKLARI DERNEĞE
HAZIRLAMAK,
5- KÖYÜMÜZDEKİ OKUL BİNASININ ONARIMINI YAPIP BURAYI KÖY ODASI- MİSAFİRHANE HALİNE GETİRMEK,
6- TEMİZ SU VE TARIM SULAMA SUYU TEMİNİ İÇİN ÇALIŞMALAR YAPMAK,
7- GENÇLERİMİZİ 2-3 GÜN SÜRE İLE KÖYÜMÜZE GÖTÜRÜP, ATALARININ DEDELERİNİN YAŞADIĞI YERLERİ
TANITMAK
8- KÖYÜMÜZDEN YILLAR ÖNCE AYRILIP UZAKLAŞMIŞ VE BAZI BAĞLARINI KOPARMIŞ HEMŞEHRİLERİMİZİ DAVET
EDİP BİZLERİ VE AKRABALARINI TANIMALARINI VE KÖYLÜLERİMİZLE OLAN BAĞLARININ TEKRAR
KURULMASINI SAĞLAMAK,
9- GÖKAĞAÇ KÖYÜ VAKFINI KURMAK
10- ÖĞRENCİLERİMİZE BURS VERMEK
11- YÖRESEL ÜRÜNLERİN TANITIM VE PAZARLANMASI İÇİN ÇALIŞMA YAPMAK
12- DERNEK BİNASI YAPILDIKTAN SONRA; YENİ İŞYERİ AÇMAK İSTEYEN KÖYLÜLERİMİZE
GEREKLİ DESTEĞİ VERECEK SİSTEMİ KURMAK
-Sn. Hasan Gürer tarih öğretmenisiniz, bu konuda araştırmalarınız da devam ediyor. Biz ATMANİ VAKFI kuruyoruz. Vakfımızda tarih komisyonunda görev alır mısınız?
-Ancak Arguvan Vakfında da görevlisiniz. Bizce Arguvan Vakfı kardeş bir vakıftır. Arguvan vakfında çalışmanızı önemle isteriz. Ancak ATMANİ VAKFINDA da görev alır mısınız?
-Vakfınızda görev almak yerine Atma Tarihi Komisyonunuz için gerekli çalışmalarda bulunabilirim.
-Sn. Hasan Gürer teşekkür ederim.
-Dördünüzün şahsında Goğacyon Köy Halkına selam ve saygılarımı sunuyorum.
-Buraya kadar gelip bizimle sohbet ettiğiniz için biz sizlere teşekkür ederiz.
Röportaj
Mehmet Ali Çabuk