KORKU TUNELİNDEN KORKU İMPARATORLUĞUNA

Yıl 1963 ilkokuldayım. Okula giderken, köyümüzün (Arguvan – Eymir köyü) çatısız, toprak damlı evlerinin arasındaki boşlukların karla kapanmasını önlemek amacıyla yapılmış girişi Haseki emminin evinden yana çıkışı Veli efendinin yolağa bakan Tünel’den geçmek zorundaydık.
Tünel; benim çocuk dünyama göre oldukça uzun, girift, labirentlerle dolu.
Söylence çok. Bu söylencelerden beni en çok korkutanı ise Tunelin ecinnilerle dolu olduğu, bu ecinnilerin de çocuklara özellikle de kız çocuklarına musallat olduğu idi.
Okula giderken Tünel’den topluca geçerdik.
Büyük bir korku ve hızla ama topluca. Tünelden her çıkış aydınlık dünyaya yeniden doğuştu benim için.
Eğer okula geç kalmışsam, hele de tek başınaysam bu tüneli geçmek, aydınlığa çıkmak ölümdü.
Önce gözlerimi kapar sonra büyük bir korku ve yürek çarpıntısıyla koşmaya başlardım. Sanırdım ki tökezleyip düştüğüm an ölümüm olacak, ecinniler üstüme atlayıp o anda kaçıracaklar, yok edecekler beni ve hiç kimse ne olduğunu nerelerde olduğumu bilmeyecek.
………….
2010 yılının son çeyreğindeyiz.
Önümüzde labirentlerle dolu kocaman bir tünel.
Yazarı, çizeri, askeri, bilim adamı, parti başkanı, yöneticileri, iş adamı, işinin başındaki, sokaktaki vatandaş, yani ülkemin aydın ve aydınlık düşünceli namuslu insanları, herkes bu tünelin içinde, önünde.
Zamanı gelince içeri çekilecekler kuyrukta bekliyorlar.
İsimsiz bir ihbar mektubu, uyduruk bir tanık, okyanus ötesinde üretilip, devlet televizyonu ekranlarından bilirkişi olarak ahkâm kestirilen ne idiğü belirsiz bir haham ya da başka bir şey kuyruktan çıkarılıp içeriye alınmanız için yeterli olabilir.
Dinlenen telefonlardan, birilerinin kulağına çalınan anlamını bilmediği ya da içinde “Atatürk, Cumhuriyet, Bağımsızlık vb. gibi” tehlikeli sözcükler geçen cümleler, bir gece yarısı baskınıyla kişiyi evinden alıp ne zaman çıkacağını bilmediği bir yerlere tıkabilir.
Dönem Abdülhamit dönemini aratır oldu. Düşüncelerini özgürce yazmak çizmek şöyle dursun, eşimiz dostumuzla, çocuklarımızla anlaşılmaz bir dilde şifreli konuşur hale geldik.
Hafiyeler ensemizde; herkes jurnalleniyor, jurnalci belli değil.
 
İclal (BERKTAŞ) TOKSÖZ

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56