Kazım Eroğlu, 1956 yılında Malatya Arguvan ilçesi Aşağı Sülmenli köyünde doğdu. 70'li yıllarda ülkemizin siyasal ortamında ODTÜ'de öğrenci oldu ama öğrenimini tamamlayamadı. 'Dedeler' diye anılan kabileden bir genç olarak Alevi kültürüyle yetişti, devrimci mücadele ortamında yer aldı. Yedi yıl süren tutsaklığın sonunda 1986 yılında İstanbul'da çalışmaya başladı. Bir yandan da çeşitli demokratik kitle örgütlerinde toplumsal ve kültürel etkinliklerde yer aldı.
Arguvan yöresi kültürü ile ilgili Aydınlığa Dönük Yüzler/Arguvan Destanı adıyla ‘nehir şiir’ türünde bir kitap yayınladı. ‘Kulluğa Yoktur Rızamız/Alevilik’ adlı kitabı ise 2017 yılında yayınlandı.
Kulluğa Yoktur Rızamız
Kazım Eroğlu, Tekin yayınları arasında çıkan 328 sayfalık büyük boy (13.5x23.5) kitabıyla, ‘Aleviliği ve Alevileri geleneksel algıların ötesinde’ bir anlatımı amaçladığını belirtir.Birkaç yıl sonra, birkaç satır da olsa Kazım Eroğlu'nun kitabın önsözünde yer alan birkaç cümlesini paylaştıktan sonra kitabın içeriğinden söz edeyim.
“Tüm dini inançlar feodal toplum sürecinde bir sınıfın ideolojisi olarak karşımıza çıkar. İslam inancı da gerek Arabistan'da gerekse de diğer topraklarda feodal toplum sürecinde Egemen feodal sınıfın bir ideolojisi olarak işlev görmüştür. Doğaldır ki feodal egemenlerin ideolojisi olan bu İslam düşüncesi kendi karşıtını dayar atacaktı. Bunun küçük Asya toprağındaki karşıtlığı al evliliktir.”
Yazar Aleviliğin insan kardeşliği temelindeki düşüncesinden dolayı kulluğu reddetmesi açısından kitabına kulluğa yoktur rızamız adını vermiş
Kulluğa razı olmamanın temeli nedir yani insan kardeşliğinin temelini ‘Toplumsal eşitlik temelinde ki karşılıklı rızalık temeli; yani insan insana özgür ve eşit ilişkilerin kurulduğu bir dünya yaratmak’ biçiminde özetler.
Kitap beş bölümden oluşmuş.
1. İslamiyet'in oluşumu ve gelişimi üzerine
Bu bölümde İslamiyet öncesi, Hz. Muhammet, Kuran, Tanrı, Hz. Ali ve İslamiyet, İslam devletinde sosyo ekonomik yapı, İslam toplumda oluşan muhalifler yer almış.
2. Aleviliği etki eden inanç düşünce akımları
Eski Türk inançları ve Şamanizm, Budizm, Zerdüştlük ve Mazda inancı, Mani ve Manihaizm Pavlikenizm, Mazdek ve Mazdekizm, Babek-Hürrem, İsmaililik, Karmatiler…
3.Türkler İslamiyet ve Alevilik
Orta Asya'da ve Anadolu'da inanç dünyası, Babailer, Hacıbektaş. Hurufilik konularıyla birlikte Osmanlı döneminde Türkmenlerin durumu, Şeyh Bedrettin hareketi ve feodalizm konuları işlenmiş.
4.Safevi Türkmen İlişkileri ve Aleviliğin Yeni Evresi
Alevilerde Ali ve Ehlibeyt kültü, Safevilik ve Aleviliğin yeni evriminin getirdiği sonuçlar üzerinde durulmuş.
5.Alevi diye düşünsel felsefi boyutu bu bölümde en çok tartışılan konuları kapsıyor
Alevilikte Tanrı, evren insan birliği, evrenduyum ve insanduyum, cennet ve cehennem, ibadet anlayışı, Dört Kapı Kırk Makam öğretisi, Rıza Kenti söylencesi, Kırklar Meclisi söylencesi, insanın yeri, ahlak anlayışı konularının yanında Ali'nin yeri, cem ve 12 Hizmet ile Aleviliğin kavramsal tanımı yer almış.
Yazarın Alevilikle ilgili kavramsal tanımından bir bölümü örnek verelim.
“İktisadi siyasi kültürel tüm sosyal ilişki boyutuyla feodal toplum düzenine karşı ona alternatif bir düşünce akımı, bir halk bilimi, devrimci bir halk öğretisidir.”
Din denen olgunun siyasetin bir kanadı olduğu gerçeği ile ilgili düşüncemizin kitapta büyük oranda dile getirildiğini belirtmeliyim.
Kutsal olan insandır, insan da kulluğa razı olmamalı, özgür iradesine sahip olmalıdır.