


"Ah amannn
Dolanı dolanı Halpıza vardım oyyy
Elleri gınalı bir gözel gördüm
Bu sene bu sene,
Neydem gözel bu sene bu seneee
Geleceğim o Halpıza bu sene bu sene oyyy"
(Hacı Engüzel'in 1970'li yıllarda söylemiş olduğu bir türküden,dörtlük)
1 Eylül 2020 Salı günü kahvaltı sonrası Facebook'a girer girmez "Halpuz Derneği"nin paylaşımını gördüm.Birkaç cümlelik yazıyı okumadan bile Hacı emminin fotoğrafını görür görmez öldüğünü anladım.Malatya'da bir Huzurevi'nde olduğunu duymuş ve yaşınında bir hayli ilerlemiş olduğunu biliyordum.Ben de bir fotoğrafını kullanarak,birkaç cümlelik yazı ile sosyal medyada paylaşım yaparak Hacı emmiyi andım.Gün içinde sosyal medyaya belli aralıklarla girip çıktığımda şunu gördüm ki,Hacı emminin ölümü üzerine yoğun bir paylaşım var.Biz toplum olarak yaşayan insanların değerini pek bilmeyiz ama öldükten sonra da bizim kadar kadir-kıymet bilen dünyada başka bir toplum yoktur(!)
(İronik olarak küçük bir serzeniş)
Hacı emmiyi tanırdım ama esas tanışıklık ve muhabbetimiz 1988 yılının Ağustos ayında gerçekleşti.O yıl abimin düğün töreninde,davulcu ve zurnacı Hacı emmi ile Hisgiloğ'du. Oturduğumuz mahallede heyelan başlamış ama henüz kerpiç evlerimizi boşaltmamıştık...Eski komşularımızın ve dışardan gelen davetlilerin de katılımı ile güzel bir düğün yaptık.Halay bitip dinlenme faslına geçildiği zaman Hacı emmi ve Hisgiloğ'a yiyecek-içecek götürür ve sohbet ederdik. Hacı emmi, benim adımı ve ne iş yaptığımı sorardı. Ben o yıllar üniversite'de okuyordum. Adımı söyler, üniversite öğrencisi olduğumu belirtirdim ama ismimi bir türlü aklında tutamaz ve bana, babamın adı Abdullah olduğu için "Abdıllağh emmimiğ oğlu" derdi.
Daha sonraları ise Hacı emmiyi ne zaman Arguvan'da çarşıda-pazarda görsem hemen yanına giderek, halını-hatırını sorarak sohbet ederdik ama bu defada bana hep
"Abdıllağh emmimiğ oğlu,sen öğretmensiğ değil mi?" Ben de her seferinde heee Hacı emmi derdim. "Seni o gadar tanımıyım emme,irahmetlik babağ Abdıllağh emmi çoğh eyi adamdı" derdi...
Hacı Engüzel'e,Arguvan Türkülerine katkılarından dolayı Uluslararası Arguvan Türkü Festivali'nde plaket verilmek üzere sahneye davet edilmişti.Mikrofonu eline alan Hacı emmi kalabalığa dönerek; "Arguvan Türkülerini en güzel söyleyen benim.Üstüme daha yok.Bana iyi baksınlar.
Arguvan'ın bir Hacı'sı var,daha neyi var" diyerek konuşmasını tamamlar tamamlamaz, meydandaki kalabalık sevgi tezahüratları ve alkışlarla karşılık vermişti.
1970'li ve 80'li yıllarda müzik daha çok Teyp'den dinlenirdi.60'lık ve 90'lık Kasetler ve halk arasında en yaygın adı ile Band vardı.Hacı Engüzel,1970''li yıllarda 2 tane Kaset çıkarmış ve bu Kasetler o dönem çok da satmış ama Hacı emminin kendi ifadesiyle "Bana hiçbir faydası olmadı.Ben söyledim,parayı başkaları kazandı"... Şunu da belirtelim ki,maalesef Hacı emminin özüne uygun olarak söylediği Türkülerin bir kısmını,bazı sanatçı müsveddeleri,emek hırsızları kaynak göstermeden,bazıları türkünün sözlerini hatta müziğini dahi değiştirerek okurken,
kendisine mal eden ahlâksızlar bile çıkmış.
Bu sadece Hacı emmi özgülünde tekil bir sorun değil,maalesef Arguvan ve diğer yörelerin türkülerini yağmalayan ahlâksızlar,emek hırsızları var.Bu açıdan türkülerin özgün /otantik olarak geleceğe aktarılması için tescil edilerek korunması gerekir.
Hacı Engüzel'in adının önünde bir titr yani sanatçı gibi bir ünvanı,sanı yoktu ama mesleki bir vurgu ifadesi olarak "Davulcu" vardı...Herkes Hacı Engüzel'i,daha içten ve doğal bir söylem ile Hacı emmiyi "Davulcu Hacı" olarak tanırdı.Hacı emmi kendisiyle yapılan bir röportajda 25 yıl düğünlerde davul çaldığını,birçok Zurnacı ile çalıştığını ama en çok da "Hisgiloğ"ile çalıştığını,artık davulu taşıyacak,tokmağı tutacak kuvveti kendisinde bulamadığını,yaşlandığını anladıktan sonra,davul çalmaya son verdiğini belirtiyor.
Hacı Engüzel,Arguvan Türkülerinin kaynak kişisi olarak,yüzyıllarca önce yakılmış Arguvan Türkülerinin günümüze akrarılmasında önemli katkıları olmuştur.
(Türküler güftelenip-bestelenmez; yakılır.Yanarak yakılır,
yani dertlenerek,o dertleri yansıtma bağlamında Türkü yakılır.Daha önce yazmış olduğum bir makalede Arguvan Türkülerini şöyle tanımlamıştım;Yüreğinin derdini,diline yükleyenlerin çığlığıdır Arguvan Türküleri)
Bu bağlamda düşündüğümüz zaman Hacı Engüzel için, Arguvan Türkülerinin Arşivi ve Belleğiydi diyebiliriz.
Arguvan Türkülerinde göze(kaynak) Halpuz(Dolaylı Mahallesi) o gözenin gürül gürül akmasını sağlayanlardan biri de Hacı Engüzel'di.
Hacı emminin Türkü söylemesi için ne mikrofona ne sahneye ne de saza ve orkestraya gerek vardı.Bazen bir düğünde,
eğlencede birkaç duble içki verilir ve eli kulağa atarak o içli sesiyle gün görmemiş Arguvan Türküleri söylerdi.Bazen de"Hacı emmi,hele gelele adam,bize türkü söylede dinleyek,dertlenek" denildiğinde hiç kimseyi kırmaz türkü söylerdi.Mikrofonu kendi çıplak sesiydi. Sahnesi mi? Sahne bir dut ağacının gölgesi olduğu gibi,bir harman yeri,bir dost meclisinde Rakı Sofrası ya da bir komşunun evi olurdu.
Hacı emmi Davulcu olduğu için zaten müzik ile iç içe bir yaşam sürdü denilebilir.Hacı emmi yaz-kış şalvar giyer ve altı köşeli şapka takardı.Düğünlerde Davul çalarken,müziğin ve Davulun ritmine göre, ayaklarıyla da ritm tutarak oyunculara yol gösterirdi...Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından biliyorum ki,Arguvan'da ister evililik,isterse sünnet olsun bütün düğünler içkiliydi. Özellikle akşam saatlerinde düğünde halay çekenlere,önceden bir sürahi içinde Rakının su ile karıştırılmasıyla hazır hale getirilmiş içki,bir Çay bardağı ile oynayanlara sırasıyla verilrdi.Hele hele halayda sıra türküsü ve nakarat kısımları toplu olarak söyleniyorsa,her kıtanın sonunda Hacı emminin gür ve tiz sesiyle
"De zalım deee" demesiyle oynayanlar ve izleyenler coşardı.
Hacı emminin kullandığı "De zalım deee" söylemi özellikle gençler arasında adeta bir slogana dönüşmüştü.
Sanatsal üretimleri,eserleri olmayan,birkaç yerde sahne almış,birkaç yerde uzatılan mikrofona türkü okumuş okuyucular,sanatçı müsveddelerinin kibir abidesi olduğunu gördükten sonra,Hacı emmi gibi mütevazi,olduğu gibi olan ve görünen değerlerin abidesini yani anıtını diksek yeridir,haktır!
O halde yeri gelmişken söyleyeyim.
Daha önce yazmış olduğum bir makalede, Arguvan Belediye Başkanına hitaben;Nazım Hikmet'in heykelini yapmaları önerisi getirmiş ve bu önerim pratikte karşılık bularak, 2018'de Arguvan'a Nazım Hikmet Heykeli dikilmişti. Buradan yine sesleniyor ve diyorum ki,Hacı Engüzel'in Arguvan Türküleri ile özdeşleşmiş adını yaşatmak,gelecek kuşaklara aktarmak için Arguvan'da en azından bir cadde ya da sokağa ismi verilebilir,bir park içine yüksek bir kaide üzerine büstü yapılabilir.
Neden olmasın...
Yazımı noktalarken,Hacı emmiyi saygıyla anıyor;sizlere de Türkü tadında günler,yıllar,aydınlık yarınlar diliyorum.
Umutta kalın,dirençli olun.
Hüseyin YALÇIN (Sosyolog)