İki oturum şeklinde gerçekleştirilen bilgi şöleninin ilk bölümünde İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Konser Salonu’nda gerçekleşen 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu’nun açılış töreninde, Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Asım Aydoğdu, Arguvan Kaymakamı Zafer Oktay, İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İsmail Özdemir, Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş birer konuşma yaptılar.
“ARGUVANLININ AKLININ BİR PARÇASI SILADADIR”
Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Asım Aydoğdu, açılış töreninde yaptığı konuşmada: “Arguvanlılar da Anadolu’da yaşayan diğer insanlar gibi birçok nedenden ötürü, memleketlerini terk etmek ve gurbete gitmek zorunda kalmışlardır. Ancak, Arguvanlıları diğer insanlardan ayıran önemli bir fark vardır. Arguvanlı, dünyanın neresine gurbete giderse gitsin; aklının bir parçası sılada, Arguvan’da kalan insandır.
Arguvanlı, gurbette olduğu her an sılasını düşünen ve bir gün oraya dönmenin hayaliyle yaşayan kişidir. Arguvanlı bilir ki yolcunun son durağı, yola çıktığı yerdir. Çünkü bir Arguvanlı için fiziksel doyum ne kadar önemliyse ruhsal doyum da o kadar önemlidir. Arguvanlının ruhunu doyuran tek şey sılasıdır. İşte bu nedenle Arguvan’ı, Arguvan kültürünü ve Arguvanlıyı daha yakından tanımak gerekmektedir.
Aslında Arguvan bir semboldür ve bir kültür mirasının ortak adıdır. Kültürlerin sınırları olmadığı için onlar bir bölgenin adıyla anılsa dahi çok daha geniş bir coğrafyanın ortak mirasıdır. Bu yüzden, Arguvan’ı tanımak Türkiye’yi tanımak adına büyük bir başlangıç adımıdır.
Biz de daha önce üç kez Ankara’da düzenlediğimiz sempozyumlardan sonra; bugün burada dördüncüsünü düzenlediğimiz Ulusal Arguvan Sempozyumu ile Arguvan’ı tanımak adına bir adım daha atacağız. Dahası gelecek kuşaklara bu bilgi şöleni dâhilindeki birikimleri, sözlü olarak değil, yazılı olarak aktaracağız.” ifadelerini kaydetti.
“ARGUVAN TÜRKÜLERİNDE DAĞLARININ KOKUSU”
Bugün ayrıca dışarıdan bakan sıradan bir gözün göremeyeceği bir kültürün en kıymetli meyvesi olan Arguvan türkülerinin özünden de doya doya içmek için buradayız. Çünkü Arguvan, türkü demektir. Arguvan, dünyanın neresinde olursa olsun bir Arguvan türküsü dinlediğinde duygulanan insanların memleketidir. Arguvan, uzun yıllar gitmediği memleketini bir Arguvan türküsü ile gözünde canlandırabilen, dağlarının kokusunu duyabilen, yaylalarının rüzgârını hissedebilenlerin memleketidir.
Arguvan, gitmek zorunda olduğu gurbet ellerinde bir türkü süresince yuvasına gidip gelebilen insanların memleketidir. İşte biz de hep beraber türkülerimizi söyleyeceğiz. Hayatın ta kendisini anlatan; gurbette ruhumuzu doyuran; bize ayna tutan; hayallerimizi, umutlarımızı, hayal kırıklıklarımızı, gurbetimizi anlatan ve bizi bir arada tutan en güçlü bağ olan Arguvan türkülerini söyleyeceğiz.” dedi.
“NADİR GÖRÜLEN KÜLTÜREL ZENGİNLİK VAR”
Sempozyumun açılışında konuşan İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İsmail Özdemir: “Ülkemiz tarihin derinliklerinden süzülerek gelen ve çeşitli kültürlerin harman olduğu, zengin bir geçmişe sahiptir. Coğrafi konumu gereği Ortadoğu, Akdeniz, Doğu-Batı ve İslam kültürlerinin orijininde yer alan güzel Anadolu’muz, binlerce yıllık geçmişi ve tarihinde var olan birçok farklı kültürün etkisiyle nadir görülen bir kültürel zenginliğe sahiptir. Bu zenginlik, müzik kültürümüze de yansımıştır.
Ülkemizin müzik kültürünün ayrılmaz parçası olan Arguvan türküleri de bundan kendine düşen payı almıştır. Kültürüyle, yaşam biçimiyle, inanç ve değerleriyle oldukça özel bir konumda olan Arguvan ilçemizin türküleri ve deyişleri adeta Türk halk müziğini besleyen ulu bir pınar, bir çağlayan; sıla hasreti çekenlere memleket; âşıklara yaren, dertlilere derman, yokluk çekenlere servet olmuştur.” dedi.
“EZGİLER, BÜYÜK OZANLARDAN BESLENMİŞTİR”
Arguvan’ın türkü mirasını gittikçe zenginleştirdiğini söyleyen Prof. Dr. İsmail Özdemir: “Müziğin yaşamla özdeşleştiği Arguvan'da ezgiler büyük ozanlardan beslenmiş, birçok ozan da Arguvan deyişlerini özümsemiş, onlara kendi yaşamını da katarak kendi süzgecinden geçirmiştir. Çok sayıda halk ozanı yetiştiren Arguvan, geleneğini sürdürerek sonraki kuşaklara türkü mirasını gittikçe zenginleştirerek aktarmıştır.
Bu aktarımın devam edebilmesi için, Arguvan türkülerinin ve deyişlerinin orijinalliği bozulmadan, Arguvan ağzıyla, yöresel çalgılardan ve yörede yetişmiş sanatçılardan yararlanılarak kayıt altına alınması gerekmektedir. Arguvan türkü kültürünün korunması ve gelişmesi için ozanlarımızın ve mahalli sanatçılarımızın desteklenmesi, Arguvan ve Arguvan türküleri üzerine yapılacak araştırmaların özendirilmesi, kültürel ve turistik açıdan Arguvan’ın gelişmesi için gerekli tanıtım ve altyapı faaliyetlerinin icrasında; üniversitemize, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına, müzikseverlere büyük görevler düşmektedir.” ifadelerini kaydetti.
“SEVGİ VE HOŞGÖRÜNÜN MÜZİK YOLUYLA AKTARILMASI”
Türkülerin Arguvan kültüründe önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Arguvan Kaymakamı Zafer Oktay ise: “İlçemiz Arguvan, Türkiye'de önemli bir yere sahip kültür yörelerinden biridir. Gerek âşıklık geleneği, gerekse müziği açısından oldukça zengin bir derinliğe ve birikime sahip olan ve Anadolu’nun coğrafi anlamda küçük bölgesi olan Arguvan ilçesinin, ulusal ve uluslararası arenada büyük bir yere sahip olmasının sebebi; sevgi ve hoşgörünün yalın bir biçimde müzik yoluyla insanlara aktarılmasından geçmektedir. İlçemizin kültürel zenginliğinin önemli bir ayağı olan Arguvan türküleri; ulusal müziğimizin önemli bir dokusunu oluşturmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Mart ayında; "Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar Gösteri Sanatları” alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından, Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterine katılan Arguvan türkülerimiz, kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasında önemli bir görev üstlenmiştir.
“ARGUVAN’A EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL KATKI”
Bu anlamda, türkülerimizin ve yöremizin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını sağlamak amacıyla, her yıl gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Türkü Festivali ile ilçemize ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan büyük katkı sağlanmaktadır.
Diğer önemli bir çalışma da yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından planlanan ve oluşturulan komisyon marifetiyle “2013 Yılı Planlı Halk Kültürü Alan Çalışmaları" kapsamında ilçemizde halk kültürü çalışmaları tamamlanarak, bugün de sonuçlarını tartışacağımız, halk kültürü alanında ortaya çıkan bilgi ve belgeler. Bu belgeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı arşivlerine kaydedilerek bilimsel bir veri tabanı oluşturulmuştur.” dedi.
Kaymakam Zafer Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlçemizin bir diğer zenginliği de Arguvan yöresinde ve yakın çevresinde bulunan türbeler ve mezarlar, yöre halkının manevi dünyalarının başlıca inanç odaklarıdır. Bu bakımdan Arguvan yöresi ve yakın çevresi inanç turizmi bakımından önemli bir potansiyele sahiptir.” ifadelerini kullandı.
“EN GÜZEL SEVDA ŞİİRLERİ VE HASRET TÜRKÜLERİ ARGUVANLILARDAN”
Bu yıl Türkü Festivali’nin 2-3 Ağustos 2014 tarihleri arasında gerçekleşeceğini açıklayan Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaşise: “Arguvanlılar; en güzel sevda şiirlerini, en güzel hasret türkülerini söylemişlerdir. Ayrılık türkülerini söylemişlerdir. Bu nedenle de her yöreden, her bölgeden insan, Arguvan türkülerini severek ve keyifle dinler ve söyler. Arguvan kurumları, Arguvan türküleri adına çok güzel etkinlikler düzenlediler. Bunlardan birisi bugünkü 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu ve 6. Arguvan Türkü Günleridir. Bu hafta sonu 27 Nisan 2014 tarihinde Arguvan Vakfı tarafından İstanbul’da 14. Arguvan Türküleri Ses Yarışması, İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde yapılacaktır. Arguvan Türkü Festivali ise 2-3 Ağustos günlerinde Arguvan’da düzenlenecektir.” dedi.
DERECEYE GİREN ŞİİRLER SESLENDİRİLEREK ÖDÜLLENDİRİLDİ
Törende 4. Ulusal Arguvan Sempozyumu kapsamında düzenlenen Arguvan konulu şiir yarışmasına 19 kişinin katıldığı ve bunlardan birinciliği Ümit Çalışıçı’nın, ikinciliği Musa Aslantaş’ın ve üçüncülüğü ise Murat Eren’in aldığı açıklandı. Yarışmada ikinci ve üçüncü olanlar törende hazır bulunarak şiirlerini seslendirdiler ve ödüllendirildiler.
Sempozyum öncesinde Arguvanlı Halk Müziği Sanatçısı Erhan Yılmaz’ın sazı ve deyişleri eşliğinde Arguvan yöresine özgü simgesel Semah gösterisi yapıldı.
“YÜKLÜ BİR AĞIT VE HALK TÜRKÜLERİ BİRİKİMİ”
Açılış töreninın ardından bilgi şöleninin sunumuna geçildi. Prof. Dr. Turan Sağer yönetimindeki sempozyumda Folklor Araştırmacısı Hakan Sinan Mete, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu M. Dönmez ve Uzman Antropolog Hüseyin Şahin konuşmacı olarak katıldılar.
Sempozyumda konuşan Malatya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nde görevli Uzman Antropolog Hüseyin Şahin: “Ağıtların bir biri ardına söylendiği ölüye ağlama törenlerini sadece kadınlar düzenler ve yürütürler. Bunlar ölünün anası, bacısı, yakın akrabaları, komşularıdır. Ağlama töreni ya ölünün başında ya mezarında ya da Arguvan yöresindeki söylenişiyle “Esvap (çamaşır, giysi) dökme" denilen, ölünün birkaç parça çamaşırı, yılın bazı zamanlarında (üçü, yedisi, kırkı, ilk bayramı gibi) ortaya çıkartılarak yapılmaktadır. Arguvan yöresinde ölü başında ağlamada ağıtları ya köylerde ağıtçı kadınlar ya da iyi türkü çığıran kadınlar yakarlar. Ağıtlara, orada bulunan ve törene iştirak eden kadınlar katılırlar.
Odaya her yeni gelen kadın, ölünün en yakını sayılan kadının boynuna ağlayarak sarılır. Ölüye çok yakın olanlar acılarım belirtmek için saçlarını başlarını yolar. Bazen tırnaklarıyla yanaklarım tırmalarlar. Ağıt töreninde, kadınların başı alınlarından bir bezle genelde bağlıdır. Bu alın bağlama biçimi yasa gelen kadınlar için de geçerlidir. Alnına bağlanan dolak, yazma beyaz ya da siyah renkli olmakta ve bu yasın simgesi olarak gözükmektedir. Arguvan çevresinde söylenen ağıtlarda ölünün vücutça, huyca övünülecek tarafları bir bir sayılır. Onun yiğitliği, güzelliği, boyu, endamı övülür. Yöre ağıtları ortak bir karakteristik gösterir.
Cenazenin defnedildiği mezardan bir avuç toprak alınarak, mezar başında ağıtlar yakarak ağlayan yakınlarının üzerine serpilir. Toprağın tüm acıları temizlediğine, bir daha böyle bir acının yaşanmaması dileğine işarettir.
Bunda yöredeki ölü ve ölüm, gurbetlik anlayışının ilgili gelenek ve törelerin benzer olması etkili olmuştur. Yüklü bir ağıt ve halk türküleri birikiminin var olduğu Arguvan ve köylerinde, derlenen ağıtların birbirleriyle olan benzerlik ve aynılık derecelerinin neler olup olmadığını da çalışmamızın sonunda belirtmeye çalıştık.” şeklindeki ifadeleri dile getirdi.
“ARGUVAN, DİĞER DİLLERDEN EN AZ ETKİLENENDİR”
İzmir Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nde görevli Folklor Araştırmacısı Hakan Sinan Mete ise: “Arguvan Türkçesi, Türkçenin Oğuz gurubunda yer almaktadır. Arguvan'da kullanılan Türkçeye en yakını Gagauz Türkçesidir. Her dil gibi ilişkiye girdiği dillerden etkilenmiştir. Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça’dan, son yıllarda ise Avrupa dillerinden kelimeler almıştır. Ancak dilin temel yapısı bozulmamıştır.
Arguvan, Türkçeler içinde belki de başka dillerden en az etkilenen bölgeyi oluşturmaktadır. Arguvan ezgileri, halk müziği edebiyatında Arguvan ağzı, Arguvan makamı, Arguvan havası olarak geçer. Bir görüşe göre Arguvan türkülerinin çıkış kaynağı olarak Dolaylı Mahallesi (Halpuz) gösterilse de genel anlamıyla Arguvan ilçesi ve köylerinden doğup çevre il ve ilçelere yayıldığı söylenebilir.
Günümüzde Elazığ (Şeyh Hasan), Malatya (Atabey) Yazıhan ilçesi, (Karaca, Fethiye), Hekimhan ilçesi (Ballıkaya, Başkavak, İğdir, Hasançelebi, Hacılar) köylerinde Arguvan ağzının etkisi görülmektedir. Ağız, halk müziğimizde yöresel konuşma farklılıklarını karşılar. Okuyuş tavrı, üslup ve tarz, yörelerin ayırt edici özelliğini oluşturur. Edebiyat alanında “diyalekt” olarak adlandırılan bu duruma halk müziğinde ağız (Azeri ağzı, Arguvan ağzı, Rumeli ağzı, Barak ağzı, Karadeniz ağzı vb.) adı verilmektedir.”
“SEMPOZYUM SUNUMLARI KİTAPLAŞACAK”
Doç Dr. Banu M. Dönmez: “Her şeyden önce Arguvan türkülerini kategorize etmeliyiz. Bu kategorize biçimsel ve içeriksel açıdan olmalı. Arguvan türkülerini uzun hava ve kırık hava diye iki ana bölüme ayırabiliriz. Arguvan havası denmesinin kaynağı da Arguvan’da uzun havanın daha çok üretilmesindendir.
Müziği oluşturan tüm öğeleri ele almalıyız. Çalgılardan sözlere, ağız yapısından ezgiye, makama, kullanılan çalgıların yapısına kadar tüm öğeleri ele almalıyız.
Bazen iki kişinin birlikte sazla ürettiği görülüyor. Doğaçlama ve yarı doğaçlama üretim olduğundan notaya almak zor oluyor. Yerel ağzın hâkim olduğu; aman, of, ölem gibi yerel ağzın ünlemlerinin sıkça kullanıldığı görülüyor.” diyerek Arguvan türkülerinin biçimsel ve içeriksel açıdan derinlemesine incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Dinleyenlerin sadece müzikle uğraşanlardan oluşmadığını, genel çoğunluğu sıkmamak için ayrıntıya girmediklerini, sunumların kitaplaştırılması aşamasında daha ayrıntılı bilgilerin yayımlanacağını da dinleyicilerden gelen soru doğrultusunda ifade etti.
“ATMA’NIN KÜRTÇE TÜRKÜLERİ, ARGUVAN TÜRKÜLERİNDEN FARKLI”
Atma türkülerinin Arguvan türkülerinden ayrı tutulmasının doğru olup olmadığının sorulması üzerine Prof. Dr. Turan Sağerşunları ifade etti: “Arguvan türküleri ile Atma yöresinde Kürtçe söylenen türküler arasında fark olduğunu düşünüyorum. Yöresel ağızdan ve seslendirmeye etkisinden söz ediliyor. Atma yöresinden üç yöresel sanatçıyla görüştüm, bu bağlamda söylüyorum. Yöresel söyleyiş biçiminden kaynaklanan bir fark bu. Daha çok deyiş tarzını gördüm.” şeklinde açıklamada bulundu.
Sempozyumun ilk bölümünün sunumu sırasında birkaç kez kısa süreli elektrik kesintisi yaşandı. Kısa bir aradan sonra sempozyumun ikinci bölümüne geçildi. İkinci bölümü İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nden Doç. Dr. Bülent Yılmaz yönetti.
“ARGUVAN’DA KENDİMİZİ MEMLEKETİMİZDE HİSSETTİK”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Şube Müdürü Gülsen Balıkçı,Arguvan’ın hangi köylerinde, nasıl çalıştıklarını, hangi yöntemlerle alan çalışması yaptıklarını açıkladı. Arguvan halkına teşekkürleriyle konuşmasına başlayan Balıkçı: “Arguvan, bu araştırmalar açısından çok rahat ve verimli bir yer. Halkın yaklaşımı, bilgileri derleme açısından çok elverişliydi. Orada kendimizi memleketimizde hissettik. 17 köye gittik; yaklaşık 13- 14 köyde hemen hemen tüm konularda çalışma yapabildik. Bazen tek kaynak kişiyle üç saatlik çalışmalarda bulunduk. Herkese teşekkür ediyorum, özellikle Arguvan halkına teşekkür ediyorum.” diye sözlerini sürdürdü.
Folklor AraştırmacısıSabahiyeNoraşin, Arguvan’da geleneksel ve dinsel etkileşimle ölüm kavramını sundu. Slayt eşliğindeki sunumunda ölüm olayında, ölünün defni sırasında ve sonrasında gerçekleştirilen tüm eylemleri derlemeleri kapsamında örnekledi.
Folklor Araştırmacısı Yasemin Gümüş, Arguvan’da evlenmenin tüm aşamalarını yine slayt eşliğinde köylerden örneklerle anlattı.
“ARGUVAN KÖYLERİNİN ESKİ ADLARI KULLANILSIN “
Sempozyumun son konuşmacısı Folklor Araştırmacısı Zuhal Kasap ise Arguvan’ın mutfak kültürünü; yemeklerde kullanılan araç gereçlerden yiyecek malzemelerine, özel gün yemeklerinden günlük yaşamdaki yemeklere varıncaya dek yemeklerin yapılışlarını slayt eşliğinde gözler önüne serdi.
Dinleyicilerin soru ve önerilerine yer verilen bölümde bir dinleyici, Arguvan köylerinin yeni adlarını kendilerine hitap etmediğini, yeni adlarla köyleri tanıyamadıklarını, söyledi. Bu nedenle sunumlarda köylerin eski adlarının kullanılmasının, yeni adlarınsa parantez içerisinde kullanılmasının daha uygun olacağını, bu ricalarının sempozyum sunumlarının kitaplaştırılma aşamasında dikkate alınmasının yararlı olacağını vurguladı.
Sempozyumun ardından sempozyuma katılan tüm konuklara Arguvan kömbesi ve yoğurtlu çorbası ikram edildi. İkramlardan soknra 6. Arguvan Türküleri kapsamındaki Arguvan türküleri konserini dinlemek üzere Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’ne geçildi.
Arguvan türküsü sevdalılarının ve İnönü Üniversitesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği konserde sırası ile Can AYDOĞDU, İnönü Üniversitesi Müzik Topluluğu ve Erhan YILMAZ sahne aldı. Seslendirilen Arguvan türküleri, davetlilerin büyük katılımı ve coşkusuyla dinlendi. Gece yine hep beraber söylenen türkülerle sona erdi.
Gecenin sonunda ayrıca Hekimhan Belediye Başkanı Ali Seydi MİLLİOĞLU, Sempozyum ve Türkü Günleri’nin düzenlenmesinde geçen emeklerinden dolayı Ankara Arguvanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği’ne teşekkür etti.
Haber ve Fotoğraflar: Sultan KILIÇ- İbrahim Özgür BEKTAŞ