AİHM TÜRKİYE'DE ALEVİLERE AYRIMCILIK UYGULANIYOR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz organı olan 17 yargıçlı Büyük Daire, Türkiye’de Alevilere ayrımcılık uygulandığına hükmetti.

AİHM TÜRKİYE'DE ALEVİLERE AYRIMCILIK UYGULANIYOR
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz organı olan 17 yargıçlı Büyük Daire, Türkiye’de Alevilere ayrımcılık uygulandığına hükmetti. Türkiye’nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü ihlal ettiği belirtilerek, Alevilerin kamunun sunduğu dini hizmetlerden yararlanamadığının, dini ayrımcılık uygulandığının altı çizildi. Büyük Daire’nin kararı nihai nitelikte ve temyize götürülme imkânı yok.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz organı olarak görev yapan 17 yargıçlı Büyük Daire önüne taşınan 2010 tarihli davanın temelinde, Cem Vakfı önderliğinde 2005’te Başbakanlık’a gönderilen dilekçe yatıyor.

Dilekçede, Alevilerin inanç özgürlüğü haklarıyla ilgili olarak anayasanın, kanunların ve uluslararası hukukun ilgili maddelerinin ihlal edildiği savunuldu. Başbakanlık, ilgili dilekçeye cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve Alevi vatandaşların inançlarının gereklerini yerine getirebilmeleri için bir ödeneğin genel bütçeden ayrılmasının söz konusu olamayacağı yönünde cevap verince, Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 203 kişi konuyu yargıya taşıdı.

2010 YILINDA AİHM’YE TAŞINDI
Yargı sürecinde din hizmetlerinin Alevi vatandaşlara da kamu hizmeti olarak sunulması, cemevlerine resmi ibadethane statüsü verilmesi, inanç önderlerinin kamu görevlisi olarak istihdamının sağlanması ve bu hizmetlerin sunulabilmesi için genel bütçeden pay ayrılması taleplerinin tamamı reddedilince konu 2010’da AİHM’ye taşındı. AİHM ise 2014’te aldığı kararla din ve inanç özgürlüğü ihlali ve ayrımcılık teziyle açılan davanın Büyük Daire’de sonuçlandırılmasına karar verdi.

DEVLETİN YAKLAŞIMI TARAFSIZ DEĞİL
Büyük Daire, yaptığı değerlendirme sonrasında Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü garanti altına alan 9’uncu maddesini ihlal ettiğine karar verdi. İhlal kararı 5’e karşı 12’yle alındı. AİHM, devletin Alevilere, onların ibadetlerine ve ibadet mekanlarına yönelik yaklaşımının tarafsızlık ilkesi ve dini toplulukların özerk var oluş haklarıyla uyumlu olmadığına hükmetti. Alevilerin dini örgütlenmede ve Alevi çocukların okullarda karşılaştığı zorluklar, Alevilerin dini liderlerinin yasal statüsünün bulunmaması ve ibadet mekanı kurulmasının merkezi ve yerel yöneticilerin iyi niyetine bağlı olması da AİHM’nin tespit ettiği sorunlar arasında yer aldı.

TELAFİ EDİCİ ÖNLEM ALINMADI
Büyük Daire, AİHS’nin ayrımcılığı yasaklayan 14’üncü maddesinin de, dini özgülüklerle ilgili 9’uncu maddeyle bağlantılı olarak, Türkiye tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Bu karar, 1 oya karşı 16 oyla alındı. Kamunun sunduğu dini hizmetlerden yararlananlar ile Aleviler arasında apaçık dengesizlik olduğu tespitinde bulunan AİHM, Alevi toplumunun tarikat olarak görüldüünün, çok sayıda kısıtlamayla karşı karşıya olduğunun ve kamunun sunduğu dini hizmetlerden yararlanamadığının altını çizdi. Türk yasalarında bu çelişkinin giderilmesi için telafi edici önlem alınmadığı da AİHM’nin vurguları arasında yer aldı.

NİHAİ KARAR TEMYİZ YOLU KAPALI
Büyük Daire tarafından alınan karar nihai nitelikte ve temyize götürülme imkanı yok. Tamamen bağlayıcı nitelikte olan bu karar sonrasında Türkiye’nin AİHM kararında belirtilen sorunları giderme yönünde adım atması gerekecek. AİHM davacıların tazminat talebini ise ‘ihlal bulunmasının adil tazmin niteliğinde olduğu’ gerekçesiyle reddetti. Türkiye sadece 3 bin Euro tutarındaki mahkeme masraflarını karşılayacak.
 

Basından

Güncelleme Tarihi: 27 Nisan 2016, 08:21

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56