İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şubesi ve Mazlum Der Malatya Şubesi, Malatya Gazeteciler Cemiyeti’nde ortak bir basın toplantısı düzenlediler. İHD ve Mazlum Der adına basın açıklaması yapan İHD Malatya Şube Başkanı Murat ORAL:
“2009 yılında Silopi’deki ölüm kuyularının açılması talebi ile başlayan ‘Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın’ süreci devam ediyor. İki yıla yakın bir süredir, kayıpların nerede, nasıl ve kimler tarafından kaybettirildikleri takip ediliyor. Yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Kayıp yakınlarının acılarını, iliklerimize kadar hissediyoruz. Canlarının bir parçasından yoksun olarak, yıllardır onlardan gelecek bir haber bekliyorlar. Yakınlarının yaşadıklarına dair umutları, azalmış ya da bitmiş olsa bile ölülerine sahip olmak istiyorlar. Ağlayacak, teselli bulacak bir mezar taşları olsun istiyorlar.
1990’lı yıllarda infaz edilen siviller ve çatışmada yaşamını yitirmiş insanlarımıza ait toplu mezarlar ortaya çıkarken, o dönem bilgisi olan, ancak devlet baskısından dolayı konuşmayan tanıklar ise şimdi bildiklerini anlatıyorlar.
Silopi, Mutki, Hizan, Hakkâri, Diyarbakır, Dersim, Van, Elazığ vb birçok yerleşim yerinde, çoğu sivil olmak üzere toplu infaz mezarları ortaya çıkmaktadır.
Emekli Koramiral Atilla Kıyat, 90’lı yıllarda işlenen cinayetlerin emir komuta ile işlenmiş olabileceğine inandığını belirtmektedir. Hepimiz, çok iyi bilmekteyiz ki koramiral rütbesine kadar yükselmiş olan askerlerin, somut göstergeler olmadan böyle açıklamalar yapmaları teamülden değildir.
Arif Doğan: “Ben, OHAL bölgesinde binlerce kalaşnikof dağıttım. Binlerce silah dağıttım. Öğretmenler de dâhil.” diye konuştu. JİTEM’in TSK bünyesinde kurulduğunu ve bilinen- bilinmeyen birçok cinayetin faili olduğunu belirtti.
Sorunun yakarak, yıkarak, sürerek, öldürerek ve hapsederek bitirilecek bir sorun olmadığını; çatışmasızlık ortamını desteklediğimizi bir kez daha deklere ediyoruz. Bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini hatırlatıyoruz. Sorun, çözümlenmeye muhtaçtır. Bu çözüm de demokratik hukuk kuralları çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.
Biz, insan hakları savunucuları, başta hükümet olmak üzere, yargı makamlarından aşağıdaki taleplerde bulunmaktayız:
Türkiye’deki tüm kayıplar hakkındaki soruşturmalar, etkin bir şekilde yürütülmelidir. Bu alanda etkin soruşturmama, üstünü örtme, unut(tur)ma politikasından vazgeçilmelidir.
Öncelikle tüm kayıp yakınlarından DNA örnekleri alınmalı, bu amaçla bir DNA bankası kurularak kayıpların tespitine çalışılmalıdır.
Türkiye’de kayıplar, toplu mezarların tespit edilmesi ve açılması için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Ayrıca bu komisyon, başta darbe dönemleri olmak üzere, geçmişin tüm karanlık sayfalarını aydınlatmak için çalışmalıdır.
Geçmişte Kürt meselesinin hukuk ve insanlık dışı şiddet yöntemleriyle çözümünde (!) yer alan tüm kamu görevlileri, işledikleri yargısız infazlar, yaşam hakkı ihlalleri nedeniyle tespit edilip cezalandırılmalıdır.” dedi. 5.02.2011
Sultan KILIÇ - Malatya