Biz bizi bildik bileli ‘’huzur diyen yoldaşların başlarına taş koymadı yağdırdılar.. Kahrolsun sermayenin düzeni ve ona yalakalık edenleri kuru lafla kınayıp seyretmek yerine ‘’yüce değer olan emeğin kaynağı insanlara ‘’artık yetti be demek düşmektedir..
Asıl kavganın kaynağı olan sömürü sistemine ‘’ dur orada’’ demenin zamanı geldi, hatta geç bile kalınmıştır.. Fakirliği üreten ve yaratan böylesi bir düzeni yasaklayıp maziye gömmek ‘’insanı bir iştir, diye düşünülmelidir dostlar..
İnsancıl bir düzen için ‘’huzur ve barış gibi sözcükler lafta bırakıldığında, zamana kıyılmış olunur canlar..
Bundan böyle meydanların demokratik insancıl haklı taleplere açık ve dolu olacağına kimselerin, hatta sistemcilerin bile şüphesi olmamalıdır.. Çünkü,‘’Gezi Ve Taksim eylemleriyle tüm Dünya insanlarına ‘’uyanın çanları artık çaldı bile..
Çünkü Türkiye dahil, bir çok ülkede her türlü belaya karşı göğüs geren yiğitlerin sokağa dökülmelerinin asıl nedeni, ‘’sınıflı emeğin sömürüldüğü bir dünyanın kurulup zalimce, inadına kollanılır ve korunur olmasıdır..
İnsani talepler karşısında ‘’öldürülen ve coplananları keyifle seyreden ‘’insanlıktan yoksun düzenciler’’ düzenlerinde kavgaların asıl nedeni kendilerinin olduğunu ‘’bildiğimizin bilindiğini umarız..
Kavgadaki ‘’dövdürtüp öldürtüp kör ettirdikleri canlarımıza utanmadan ‘’o onların kaderleri de diyebilmekteler…
Görevlendirilen kollukçuların hizmetteki ‘’bizce kusurları‘’ emri vaki pis düzenin dayatılan zalimane kurallarıdır diye düşünüyoruz..
1950 lerden günümüze, yaşadığımız ve yakın tarihimizde de anlamış olduğumuz sistemde ‘’biri birine kör düğüm olmuş, dünyaca para babalarının meclislerinde ‘’iktidar ve muhaliflerini’’ al birini sala salla vur ötekine…
Ben öylesi bir düzen derim ki, ‘’bağımlılığı sömürüyü men edilmiş,‘’erkeği dişisi, şuralı buralı, şu dilden öteki dinden, doğulu batılı demeden, herkese olduğu gibi yaşama hakkı tanınsın, yani, ‘’önü de temiz sonu da temiz, değiştirilmesine de imkan tanınmayan bir dünya düzeni olsun…
Onlar sistemlerinin devamı için, ‘’ellerinden gelen her ne kadar zalimane imkan ve güç var ise çıkarları açısından kullanıyorlar, yaptıkları yasalar ve koydukları yasaklarla ‘’bırakılır ise, çalışacaklardır da..
Öyleyken; Brezilya, Mısır, Türkiye de ‘’Taksim Ve Gezi parkı eylemlerinde olduğu gibi, tüm dünya ülkelerinde başlatılan halk hareketleri ‘’işte o emek sömürüp hak yiyenlerin uykularını kaçırmış olmalı…
Mısır da Darbe oldu; Darbeler nasıl bir hukuksuzluk ise, darbelere fırsat ve zemin oluşturan icraatçılarda bir o kadar suçlu ve o suça ortaktırlar…
Bu yazıyı yazmaya başladığımda ‘’2. Temmuz 2013 Salı sabahı idi. Gönlüm madımak önünde güzel insanlarımızla katilleri lanetlerken, bende makinemin karşısında bu satırları sıralamaya çalışmaktaydım.. Şehitlerimiz kalbimizdeler, unutmayacağız unutturmayacağız…
Sözün özü ; Huzura yasak koyan ‘’zalime de düzenine de’’ omuz omuza el ele, dik durup kenetlenip, ‘’Önü de Temiz Sonu da temiz’’ insancıl bir dünya düzeni için diyoruz, dostlar..
Saygılarımla.