TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Ülkemiz tarihinde Alevi vatandaşlarımıza yönelik çok sayıda katliam gerçekleştirilmiştir. Bu katliamların pek çoğu örgütlü ve sistemli bir şekilde icra edilmiştir. Suçlular ise korunmuş ve çoğu zaman yargı karşısına çıkartıl(a)mamıştır. Bu katliamlardan biri de yakın tarihimizi kara lekelerinden biri olan Maraş Katliamıdır. Maraş katliamı öncesi Alevilerin ev ve işyerleri işaretlenmiş ve katliam bu işaretler üzerinden gerçekleştirilmişti.
26 Şubatı 27 Şubat bağlayan gece, Alevilerin yoğun olarak ikamet ettikleri Adıyaman merkeze bağlı Yenimahalle ve Karapınar mahallelerinde Alevi vatandaşlara ait evlerin kapısı, çeşitli şekiller ile işaretlendi. Korku ve paniğe kapılan halk geceleri nöbet tutmaya başladı. İçişleri bakanlığı ise yaptığı açıklamada, çocukların yapmış olabileceğini ancak istihbarat çalışmalarının devam ettiğini belirtmiştir. Bakanlığın bu gayri ciddi tavrı, olayın aydınlatılmasında önemli ipuçları barındırması gereken kamera kayıtlarında da devam etmiştir. Emniyet güvenlik kamerasının kapalı olması ve evlerden alınan bir kamerada da görüntü olmadığı yönündeki bilgi, tedirginliği ve şüpheyi artırmıştır. 6 STK tarafından düzenlenen raporda ise, halkla yapılan bir toplantıda, “kaybolan bir arı kovanı dahi bulunurken, evlere işaretleyenler neden bulunmuyor?” ifadeleri ile konuya dikkat çekilmesi, şaibe ve şüpheler gözler önüne serilmektedir. İlk açıklamalarda, işaretlenen evlerin çoğunluğunun Alevilere ait evler olduğu belirtilse de daha sonra işaret konulan evlerin tamamının Alevilere ait olduğu anlaşılmaktadır.
15 Mart 2012 tarihinde, saat 21: 00 sularında ise İzmir'in Çiğli ilçesi Harmandalı Beldesinde, Alevilerin yaşadığı Onur 1 Apartmanındaki dairlerin kapılarına bir mektup bırakılmıştır. Dini içerikli mektupların içeriği şöyledir: "Ey kardeşlerim! Rabbinize dönün, kıyamet yakındır. Tövbe kapısı her daim açıktır. Rabbinize el açıp günahlarınızın bağışlanmasını dileyin. O zaman dualarımızın onun huzurundan geri çevrilmediğini göreceksiniz. Günde 100 defa la ilahe illallah de, 100 defa istiğfar getir. Gücünüzün yeteceği kadar perşembe ve pazartesi günlerini Allah için oruçlu geçir." Daha sonra mahalle halkı toplanarak, bir protesto yürüyüşü gerçekleştirmiş ve faillerin bulunmasını talep etmişlerdir. Bölge sakinlerinin tedirgin oldukları, bizzat yetkililer tarafından dile getirilmiştir.
19 Mart 2012 tarihinde, Gaziantep’in Şahinbey İlçesi'ne bağlı Ulaş, Kıbrıs ve Onur mahallerinde ikamet eden Alevi yurttaşların kaldığı yaklaşık 40 sokağın başına ve evlere işaretler konulduğu fark edilmiştir. Kırmızı boyalarla, tek veya çift yönlü kırmızı ok işaretleriyle sokakların işaretlenmesi ve evlerin duvarlarına yapılan işaretler mahallelerin sakinlerini olumsuz yönde etkilemiş ve tehdit algısı oluşturmuştur. Gaziantep Alevi Dernekleri adına bir açıklama yapılarak halk sakinleştirilmeye çalışmıştır.
28 Mart 2012 tarihinde ise Erzincan’a bağlı Avcılar Köyünde, okul duvarına, “Kâfir Aleviler, hepiniz yanacaksınız” ve “Hepiniz, kâfirsiniz” yazıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu okulun, bölgede bulunan bir karakola oldukça yakın olması ise akıllara çeşitli soru işaretleri getirmiştir.
Yukarıdaki tehdit ve saldırı gibi örnekler, 27 Şubat 2012 ve 28 Mart 2012 tarihleri arasında, yaklaşık bir ay gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleşmiştir. Tarihsel açıdan düşünüldüğünde, Maraş, Çorum ve Malatya’da yaşanan saldırı ve katliamların örgütlenme biçimiyle oldukça benzerlik gösteren bu olayların, ciddiye alınması gerekmektedir. Bu “işaretlemeler”, halk arasında panik ve korkuya yol açmıştır.
Emniyet birimleri tarafından, henüz kimsenin yakalanmamış olması ise panik ve endişeyi daha da artırmaktadır. Adıyaman’da güvenlik kameralarının o gün kapalı olması ve bir evden edinilen kamerada ise bir şey bulunamamış olması ve Erzincan’da duvarına yazılama yapılan okulun, karakola 200 metre kadar yakın bir mesafede olması ise korku ve panikle birlikte şaibe ve şüphelerin oluşmasına neden olmuştur.
Adıyaman, Gaziantep, İzmir ve Erzincan’da yaşanan olayların faillerinin bulunması, suçluların cezalandırılması ve bu tarz olayların yaşanmaması için alınacak önlemlerim belirlenebilmesi için Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.02.04.2012
Veli AĞBABA
Malatya Milletvekili