CHP KURULTAYININ DEĞERLENDİRİLMESİ YAZISI

Alev Coşkun'un CHP Kurultayının Değerlendirilmesi yazısı. CHP’nin yüzde 26 oyu var. Bunun anlamı her dört kişiden ikisi AKP’ye oy veriyor, ama

CHP KURULTAYININ DEĞERLENDİRİLMESİ YAZISI

CHP Kurultayının Değerlendirilmesi

CHP’nin yüzde 26 oyu var. Bunun anlamı her dört kişiden ikisi AKP’ye oy veriyor, ama

her dört kişiden birisi de CHP’ye oy veriyor… Bu ana damar küstürülmemelidir. CHP’nin yeni yönetimi bu ana damarı kaybederse, bu ana damarın kuşkularını anlamazdan gelirse, işte o zaman Türk demokrasisi çok zor durumlara düşer.

Alev COŞKUN-Cumhuriyet

17 ve 18 Temmuz günleri yapılan CHP kurultayı, basında ve TVlerde yorumlanıyor. Her yorumcu kendi görüşüne göre olumlu, olumsuz yanları ortaya çıkarıyor.

Kimisi yeterli ölçüde değişim ve yenilik olmadığını, kimisi de yeterli sol olmadığını söylüyor.

Ancak konuya somut verilerle yaklaşan çok az.

Önce nereye göre değişim, nasıl bir değişim ve yenilik sorularına doğru yanıtlar vermek gerekir. Unutulmasın ki değişim”, “dönüşüm, Sorosun kavramlarıdır. Doğu Avrupada on yıl önce görülendeğişim”, “dönüşüm”, “yenilikgibi kavramların turuncu darbelerinsloganları olduğunun akıldan çıkarılmaması gerekir.

Asıl değişim

Bu kurultayın aslında getirdiği temel değişim demokrasidir. CHP bu kurultayda parti içi demokrasi kurallarını uyguladı. Anadoludan gelen delegeler hem değişim yaptı hem de CHPnin temel felsefesini korudu. Yeni seçilen Parti Meclisinin (PM) yapısı ve nitelikleri bunu açıkça göstermektedir. Şimdi özetle bu durumu irdeleyelim:

Demokrasi işledi

Açıkçası 1990’dan bu yana 22 yıldır parti içi demokrasi kurallarının işlediği bir CHP kurultayı ile karşı karşıyayız.

1980’den bu yana, son 30 yıldır bütün siyasi partilerde ne oluyor? Her partide genel başkanın hazırladığı liste esas kabul ediliyor ve delegeler bu blok listeye tartışmasız oy veriyorlar. Bu listeyi delerek seçilmek olanaksız. Genel başkanlar her partide tek seçici olarak parti meclisini oluşturuyorlar. Bu parti meclisi de, genel başkanın hazırladığı milletvekili listesini onaylıyor. Açıkçası, genel başkanlarınTek seçiciliğini ve tartışmasız Egemenliğini onaylayan yapmacık, sahte bir demokrasi oyunu oynanıyor.

Uzun yıllardan sonra CHPde ilk kez bu modele son verildi. Çarşaf liste kabul edildi. Bunun sonucu çeşitli renkte anahtar listeler çıkması doğaldır. Bu yöntem sayesinde delege, PM seçiminde belli ölçüde ağırlığını koyabilmiştir.

Bu kurultay, CHPnin hizipler partisi olma niteliğini bir kenara itmiştir. CHP artık bir hizip partisi değil, örgütün giderek PM seçimlerine ve partinin kaderine egemen olduğu bir niteliğe dönüşmüştür.

KanıtlarBunun kanıtları çarşaf listeyi yönlendirmek amacıyla çıkarılan değişik renkteki listelerin olması ve bu listelerde yer almasalar bile kimi politikacıların delegeye dayanarak listeyi delip Parti Meclisine seçilmeleridir.

İşte somut kanıtlar: Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Durdu Özbolat, İlhan Cihaner, Tekin Bingöl, Birgül Ayman Güler ve Halit Toramanın seçilmeleridir.

Kimi yorumcular bu listelerin çokluğunu CHPnin bir eksikliği olarak yorumluyorlar. Bu yorumcular, AKP gibi partilerdeki genel başkanların egemenliğinde düzenlenen tek listeyi bir güç olarak değerlendiriyorlar. Oysa tek liste lidere biat etmektir, demokrasi ile bağlantısı olmayan bir modeldir.

CHPnin bu uygulamasını içtenlikle alkışlamalıyız Önemli bir demokratik adım olduğunu görmeli ve takdir etmeliyiz. Hatta, bu modelin tüm partiler tarafından da uygulanması gerektiğini yüksek sesle belirtmeliyiz.

Zamanın ruhu:

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, belli ki yakın danışmanları kimi sosyologların katkılarıyla hazırlanan konuşmasında Zamanın ruhundan söz etti. Zamanın ruhunun değişimden yana olduğu söyledi Doğru ama nasıl değişim?

Bir ülke düşününki orada gün-gün hukuk devleti açıkça katlediliyor 4+4+4 ile laik eğitime darbe vuruluyor Silivri mahkemelerinde düzenlenmiş delillerle gazeteciler, parti liderleri, üst düzey askerler yıllardır tutsak ediliyor. Mecliste sabaha karşı verilen bir önerge ile yeni özel mahkemeler kuruluyor Deniz feneri davasına bir türlü başlanamaz ve iddianame değiştirilirken, Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK davalarında adaletin nasıl çürüyüp zedelendiği açıkça görülüyor Bu listeyi uzatabiliriz, özetle: AKP toplumu her nokta da değiştiriyor, kuşatıyorve dönüştürüyor

İşte bu noktada anamuhalefet lideri kurultay açış konuşmasında öncelik olarak değişimderse, sosyoloji ve siyaset bilimi açısından bütün dünyada bu davranışa sadece gülümseme ile yanıt verilir

Önce, ülkenin demokratikleşmesi, hukuk devletinin eksiksiz uygulanması, genel seçimlerdeki barajın makul düzeye indirilmesi, önce seçim yasası ve partiler yasasının değişmesi, gelir dağılımındaki korkunç adaletsizliğin düzeltilmesi Kanımca asıl öncelikler bunlardır.

Bu nedenle 2012de Türkiyede zamanın ruhunuiyi okumak gerekir. Günümüzde, zamanın ruhu öncelikle laik, demokratik ve sosyal devlet ve cumhuriyet ilkelerine sahip çıkmaktır. AKPnin adım adım din kurallarının egemen olduğu bir toplum yaratma projesi karşısında öncelik, AKPnin hukuk dışı, çağdaş toplumu dışlayan felsefe ve uygulamalarına karşı çıkmaktır

Delege iyi anladı

CHP kurultay delegesi bu yazdıklarımızı çok iyi anladığını somut olarak gösterdi. Kılıçdaroğlunun konuşmasında en fazla alkış toplayan noktalar nereleridir?

Kılıçdaroğlu, Atatürk ilkelerinden, bağımsız Türkiyeden söz ettiğinde kurultayın heyecanlanması, alkış kopması ve dalgalanması önemlidir

Ulusalcılık, kör şovenizm ırkçılık değildir. CHP delegesi asla şovenist, ırkçıdeğildir. CHP delegesi bağımsızlık deyince uluslararası topluluğun onurlu eşit üyesi olmayı istiyor Dış politikada taşeronluk istemiyor, onurlu duruş sergilenmesini ve ülkenin ekonomik çıkarlarının korunmasını istiyor.

Kurultay delegesi işte bu düşüncelerle PMnin oluşmasını sağladı.

Genel başkanın ekonomik ve düşünsel liberal adaylarını silmedi, onların seçimini sağladı. (Örnek: Ayata, Şenatalar, Öztrak, Kuşoğlu, Çıray gibi)

Ama bu arada eski partililer Ercan Karakaş ve Fikri Sağları da seçti.

Bilim Kültür listesinde aday gösterilip, son anda sarı listede yer verilmeyen bilimsel, solcu, Atatürkçü ve ulusalcı kimliği tartışılamaz olan Birgül Ayman Gülerin, yaptığı hukuk mücadelesi ile laik ve Atatürkçü kimliği belirginleşen İlhan Cihanerin, CHP gençlik kolları merkez yönetim kurulu üyeliği yapmış olan, hiçbir hizbe bağlı olmayan ancak yılların örgüt ve parti emekçisi, CHP’nin temel çizgisine bağlı Halit Toramanın listeleri delerek PMye seçilmeleri, kurultay delegelerinin zamanın ruhunu çok iyi kavradıklarının göstergesidir.

Partinin temel felsefesini özümsemiş yeteneklerini kanıtlamış Adnan Keskin ve Haluk Koçun en yüksek oy alarak PMye seçilmeleri de çok önemlidir.

Parti Meclisi toplantılarında, Atatürkten, laiklikten söz etmeyelim oy kaybederiz diyenler listeye bile giremediler.

Kuşkusuz, DİSK bir önceki Genel Başkanı Süleyman Çelebinin, Eşber Yağmurderelinin seçilememesi üzücüdür.

Kadın ve Gençlik kotasına uyulması, PMne kadınların ve gençlerin yüksek oranda girmeleri ve 22 yaşında bir genç, Sevnur Yıldırımın CHPnin en üst karar organına üye seçilmesi çok önemlidir.

Bu kurultayda evet değişim oldu Parti içi demokratik anlayış ve metotlarda değişim oldu.

CHPnin yüzde 26 oyu var. Bunun anlamı her dört kişiden ikisi AKPye oy veriyor, ama her dört kişiden birisi de CHPye oy veriyor

Bu ana damar küstürülmemelidir. CHPnin yeni yönetimi bu ana damarı kaybederse, bu ana damarın kuşkularını anlamazdan gelirse, işte o zaman Türk demokrasisi çok zor durumlara düşer.

Unutulmasın, 2012de Türk siyasal ve toplumsal yaşamında asıl görev hukuk devletinin, Atatürk ilkelerine bağlı laikliğin ve sosyal devlet ilkelerinin korunmasıdır. Asıl görev budur...

Cumhuriyet

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56