CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hizbullah ile AKP arasında işbirliği olduğunun bölgede bilinen bir gerçek olduğunu, Hizbullahçıların tahliyeden sonra izlenmemelerinin bunun somut belirtisi olduğunu söyledi. Yargının siyasallaşmasını “Cumhuriyetin önündeki en büyükve en ciddi tehlike” olarak nitelendiren CHP lideri, yurtseverlere AKP’nin demokrasi dışı eylemlerine karşı “güç birliği yapmaları” çağrısında bulundu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, uçakta gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:
Yargı by-pass edildi: Anayasa Mahkemesi’ni yeniden düzenleyen taslak için Yargıtay kaygılarını dile getiriyor. Yargıtay’ın, Danıştay’ın, baroların görüşlerinin alınması lazım. Tümü by-pass edildi. Öyle anlaşılıyor ki AKP evrensel hukuktan yana değil, baskıcı rejim için kendi hukukunu yaratmaktan yana. Kendi yargıçları olacak, kendi savcıları olacak, kararlar siyasi otorite tarafından alınacak.
Cumhuriyetin önündeki en büyük tehlike: Yargının siyasallaştırılarak, ele geçirilmesi Cumhuriyet tarihimizin, demokrasimizin önündeki en büyük ve en ciddi tehlike. Kararların önce siyasilerce alınıp sonra yargıdan çıkması çok büyük tehlike ve bunu Türkiye ilk kez yaşıyor. Ergenekon davasında tahliye kararı veren yargıçlar sürgün edildi. Bu sürgünle siyasi otoritenin kararları uygulandı.
Onurlu yargıçlar: Tarafsız olmadıkları yargı kararı ile kesinleşen hâkimler ise görevlerinde duruyor. Yargıcın onuru çok önemli, çünkü yargıç onurunu koruyarak davalara bakar. Onurlu yargıç tarafsızlığı tartışıldığında görevinden çekilmesini bilir.
Islık çalanlar da tutuklanacak: AKP’nin baskıcı uygulamaları devam edecek. Islık çalan tutuklanacak hapse atılacak, hükümetin beğenmediği kişiler yargısız infaza tabi tutulacak. Sanayiciler konuşamayacak, medya suskun konuma getirilecek. Sanayici zaten derdini anlatmaktan çekiniyor, çünkü hemen vergi denetçilerince cezalandırılıyor.
Herkesi CHP çatısı altına çağırıyoruz: Geniş toplum kesimlerine hâkim korkunun aşılması için tüm yurtseverlerin, demokratların ve hukuktan yana olanlar güç birliği yapmalı. Kadın erkek eşitliğine inananların, işsizlerin AKP’ye karşı onurlu bir duruş sergilemeleri, AKP’nin demokrasi dışı eylemlerine karşı işbirliği yapmaları lazım. Herkesi CHP çatısı altına çağırıyoruz.
STÖ’lerin adaylarına Meclis yolu: Seçimlerde sivil toplum örgütleri ve sendikalarla iç içe olacağız. PM seçimleri öncesinde 15 sendika geldi, ‘bizim temsilcimiz şudur, PM’ye koyun’ dediler. O talebi dikkate aldık o arkadaşımızı PM’ye seçtik. Bundan sonra da bu birlikteliği sağlamaya, baskı nedeniyle konuşamayanların sesi olmaya hazırız. Milletvekilliği için de böylesi tüm önerilere açığız. Neden olmasın?
Ergenekon sanıklarının adaylığı: Her talebe saygılıyız. ‘Niye böyle bir talep geldi’ diye bir şey diyemeyiz ama sonuçta karar verecek olan parti organları.
Hakikatleri Araştırma Komisyonu’na destek: Demokrasiden yana iseniz kim olursa olsun bunun araştırılması lazım. Faili meçhuller demokrasi açısından ayıptır. Bunu dillendirmek şu veya bu gruptan yana olmak değil, demokrasiden yana olmaktır. (Önerinin daha önce PKK tarafından dile getirildiğinin anımsatılması üzerine) Biz faili meçhullerin araştırılmasını istiyoruz, hiçbir cinayet faili meçhul kalmamalı.
Kaygıları olduğu için dokunmuyor: Faili meçhuller konusunda Emniyet birimlerinde çok bilgi var. Ama bilgiyi kullanacak kişileri AKP kendisi belirliyor. Cumhuriyet gazetesinde başlayacak 24 Ocak dizisinde eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın bir açıklaması var. ‘Sumen altındaki bilgileri sumenin üstüne çıkardık’ diyor. Tantan döneminde pek çok faili meçhul açığa kavuşturuldu, bütün mesele o bilgileri kullanıp gerçek sorumluları yargılamak. Ama o zaman birilerine dokunulmuş olacak. AKP’nin elinde bazı bilgiler var ki, kendi açısından kaygıları var ki faili meçhullere dokunmuyor.
AKP-Hizbullah işbirliği iddiası: Bu yönde iddialar var. Siyasi kadrolarla, kendi yandaşlarıyla ilişkisi. AKP’nin Hizbullah’la işbirliği yaptığını bölgede herkes biliyor. Bütün seçimlerde bunu yaptılar, gidin sorun. Bölgede konuşulan bir şey. Bunun somut belirtisi de serbest bırakıldıktan sonra imzaya gelmeyen Hizbullahçıların AKP tarafından takip edilmemesidir. Yurtdışına kaçtılar. Sorumlusu kim?
Nasrallah buluşması: (Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile görüşmesiyle ilgili sorular üzerine) Eksen kayması tartışmalarının gerekçesi işte bu görüşmeler. İçeride kendi hukukunu oluşturan AKP dışarıda da kendi hukukunun paralelinde işleri götürecektir.
Kalkacaksınız dünyada oyun kuran devletiz diyeceksiniz ama oturduğunuz sandalyenin neresi olduğunu bilmeyeceksiniz. Ondan sonra da fotoğrafa gerekçe yaratacaksınız. O fotoğraf Türk Dışişleri Bakanı’nın konumunu, dünyadaki ağırlığını gösteriyor. O foto karesi zamanı durdurdu.
