TARİHİ 12 EYLÜL DAVASI EKSİK BAŞLIYOR

12 Eylül için iki isim yargı karşısına çıkarken darbe öncesi ve sonrasında rolleri olanlar ortada yok

TARİHİ 12 EYLÜL DAVASI EKSİK BAŞLIYOR

12 Eylül 1980 darbesini yapmakla suçlanan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın yargılanmasına yarın başlanacak. İki sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede darbeye giden süreci hazırlayan ‘kontrgerilla’ya yer verilmiyor. Sadece iki ismin yargılanacağı davayla ilgili çok sayıda darbe mağduru suç duyurusunda bulunarak müdahil olmayı talep etti.

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 32 yıl sonra yarın, 12 Eylül davasında “sanık” olarak yargılanmaya başlanacak. Ancak ilk duruşma, sağlık durumlarını gerekçe gösteren Evren ve Şahinkaya’nın yokluğunda görülecek. 2 Ocak 1980’de dönemin başbakanı ve siyasi parti liderlerine muhtıra vermek ve 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştirmekle suçlanan iki sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Dava sadece bu iki sanık üzerinden görülürken, darbeye giden süreci hazırlayan “kontrgerillanın” açığa çıkarılması için adım atılmadı. Ayrıca, darbenin diğer askeri ve sivil sorumluları da henüz adalet karşısına çıkarılmadı, işkenceciler sorgulanamadı.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yarın saat 09.30’da başlayacak 12 Eylül davasına giden süreç, 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliği referandumuyla başladı. Refarandumda anayasının geçici 15. maddesinin kaldırılması ile 12 Eylül mağduru birçok kişi, suç duyurusunda bulundu. Başlatılan soruşturma kapsamında darbenin hayatta olan üyeleri Evren ve Şahinkaya’nın ifadelerinin alınması kararlaştırıldı. Özel Yetkili Ankara Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen, 6 Mayıs 2011’de Ankara Merkez Orduevi’nin içindeki General Lojmanları’na giderek 12 Haziran seçimlerine 6 gün kala, Evren’in ifadesini aldı. Darbe yapmaktan “pişman değilim” diyen Evren, “Ülkenin o şartlarında yine yetkili olsam yine bu işi yapardım” dedi. O sırada Haydarpaşa GATA’da tedavi gören Şahinkaya’nın ifadesini ise Özel Yetkili İstanbul Başsavcıvekili Fikret Seçen aldı.

Ve iddianame hazırlandı

Dosya için görevlendirilen Özel Yetkili Savcı Kemal Çetin, soruşturma kapsamında 12 Eylül döneminde işkence gören çok sayıda kişinin ifadesine başvurdu. İfade veren kişiler, karakol ve cezaevlerinde gördükleri işkenceleri anlattı, darbecilerden de şikâyetçi oldu. Savcı Çetin, bunun yanı sıra soruşturmasına darbeye giden süreçte yaşanan olayları da dahil etti. Maraş, Çorum, 1 Mayıs Taksim katliamları ile Abdi İpekçi suikastı gibi 10 olay mercek altına alındı. 12 Eylül iddianamesi, 3 Ocak 2012’de tamamlanarak, mahkemeye sunuldu. Mahkemenin kabul ettiği 82 sayfalık iddianamede, Evren ve Şahinkaya “anayasayı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya cebren teşebbüs etmekle” suçlandı, haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede, Kenan Evren ve ekibinin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk üzerinden dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ile siyasi parti liderlerine verdiği uyarı mektubu “muhtıra” olarak nitelendirildi ve suçun başlangıç tarini için muhtıranın Demirel’e ulaştığı “2 Ocak 1980” tarihi esas alındı. Suçun sona erdiği tarih ise TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşturulduğu 6 Aralık 1983 olarak kabul edildi.

İddianamede, 12 Eylül 1980 öncesi yaşanan 10 olay anlatılarak, “olayların toplumu kaosa, iç çatışmaya sürükleyerek ülkeyi yönetilemez hale getirip askeri darbeye zemin hazırlamak ve yönetimi ele geçirmek isteyen devlet içindeki derin yapıların yönlendirmesi ve kurgulamasıyla çıkarılmış terör olayları olduğu” belirtildi. Şüphelilerin de darbe yapmak için bir yıl şartların olgunlaşmasını bekledikleri, darbe için fırsat kolladıkları öne sürüldü.

Ancak, iddianamede “devlet içindeki derin yapıların” adı konulmadı. 2. Dünya Savaşı sonrası başlayan “Soğuk Savaş” döneminde ABD tarafından Türkiye’de kurulan “kontrgerilla” örgütüne kimlerin üye olduğu, ne gibi yasadışı eylemler yapıldığı konusu araştırılmadı. İddianamede belirtilen Maraş, Çorum, 1 Mayıs gibi katliamlara kontrgerillanın etkisinin ne olduğu sorusu yanıtsız kaldı.

İşkenceden sorumlu değil

Ayrıca iddianamede, cezaevlerinde bilinçli ve sistematik olarak işkencelerin uygulandığı belirtilmesine karşın Evren ve Şahinkaya hakkında işkenceden ceza da istenmedi. Savcılık bunun yanında, 12 Eylül dönemiyle ilgili kurumlardan belge-bilgi de toplamadı.

Evren’in gözü Adli Tıp’ta

Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra Evren ve Şahinkaya’ya tebligat yaptı, duruşmaya mazeretsiz gelmemeleri halinde polis zoruyla getirilecekleri uyarısında bulundu. Savcılığın 12 Eylül dönemiyle ilgili kurumlardan bilgi ve belge toplamaması eksikliğini gideren mahkeme, Başbakanlık, Genelkurmay, MİT, Emniyet, YÖK, MEB gibi çok sayıda kuruma yazı yazarak, darbeyle ilgili ellerindeki belgeleri istedi. Adli Tıp Kurumu’na sanıklara ait sağlık raporlarını göndererek, duruşmada bulunmalarının ve beklemelerinin sağlık durumları açısından bir engel teşkil edip etmediğini soran mahkeme, gelecek yanıta göre sanıkların video-konferans yoluyla ifadesinin alınıp alınmayacağına karar verecek.

476 kişiden müdahillik talebi

Öte yandan davaya, 8 siyasi parti ve sivil toplum kuruluşunun yanı sıra yaklaşık 476 kişi müdahil olma talebinde bulundu. CHP’nin de bugün davaya katılma dilekçesi vermesi bekleniyor. Davayı, müdahillik talebinde bulunanlar ve izleyicilerle yaklaşık 150 kişi izleyecek. Basın için de 21 kişilik kontenjan ayrıldı. Evren ve Şahinkaya’nın katılmayacağı yarınki duruşmada mahkeme, müdahillik taleplerini dinleyecek.

12 Eylül’ün bilançosu

TBMM kapatıldığı, anayasanın ortadan kaldırıldığı, siyasi partilerin kapısına kilit vurulduğu ve mallarına el konulduğu askeri darbenin bazı sayısal sonuçları ise şöyle:

• 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 210 bin dava açıldı. 230 bin kişi yargılandı. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmakla” suçlandı. 7 bin kişi için ölüm cezası istendi. 517 kişiye ölüm cezası verildi. 50 kişi asıldı. Bunlar arasında 17 yaşında olmasına karşın yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren de bulunuyor. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. 171 kişi işkenceden yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde ise toplam 299 kişi hayatını kaybetti.

• 388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti.

• 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci silahla öldürüldü. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cumhuriyet

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56