Hükümet ile Genelkurmay Başkanlığı arasında bir süredir yaşanan YAŞ’ta terfi krizinin çözülememesi üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Deniz Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Uğur Yiğit, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, hükümetin Balyoz sanığı komutanları emekli etmek istemesi üzerine istifa etti. Hükümetin; Balyoz sanığı komutanların emekli etmek istediği, Koşaner’in ise davanın sonuçlanmasının beklenmesi yönünde ısrarcı olduğu öğrenildi. Hükümet, istifa etmeyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel’i Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirdi. Özel’in Genelkurmay Başkanı olması için kararname hazırlandı.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları toplu olarak istifa etti. Hükümet ile Genelkurmay arasında YAŞ’ta Balyoz davasında yargılanan komutanların terfi edip etmemesi konusunda kriz yaşanıyordu. Krizin çözümü için salı günü Çankaya Köşkü’nde bir zirve gerçekleştirdi. Hükümetin, Balyoz sanığı komutanları emekli etme eğilimi üzerine kriz çözülemedi. Bunun üzerine dün sabah saatlerinde Çankaya’da Gül, Erdoğan ve Koşaner ikinci kez bir araya geldi. Ancak bu görüşmede de anlaşmazlık çözülemedi.
Zirvenin sona ermesinden 2 saat sonra 22 komutanın sanık olduğu ve bu komutanlarla ilgili yakalama kararı çıkarılması istenen internet andıcı iddianamesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Akşam saatlerinde önce Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, ardından da Deniz Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu istifa etti. Komutanların karargâhlarına ve yakın çalışma arkadaşlarına veda ettikleri öğrenildi.
Geçen yıl gibi oldu
Geçtiğimiz yılki YAŞ öncesinde de Balyoz davası kapsamında yakalama kararları çıkarılmış ve şûraya giren üç ismin terfisi bu yüzden hükümet tarafından onaylanmamıştı. Hükümet, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne giderek açtıkları davayı kazanan Tümgeneral Halil Helvacı, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun Genelkurmay Başkanlığı’nca emekliye ayrılmasını istemiş ancak bunun yerine gelmemesi üzerine açığa almıştı. Söz konusu üç general, Balyoz davasından halen tutuklu bulunuyor. Hükümet, geçtiğimiz yıl “internet andıcı” davasında sanık olarak yer alan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmasına karşı çıkmış, dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atilla Işık’ı bu makama getirmek istemişti. Işık, bunun üzerine istifasını vermişti.
15 general terfi edemeyecek
İnternet andıcı iddianamesiyle terfi sırasında bulunan ancak şansını yitiren general sayısı da 14’ten 15’e yükseldi. İddianamede sanık olarak geçen 22 komutan hakkında yakalama kararı çıkarılması durumunda, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler, Balyoz davası tutuklusu Orgeneral Bilgin Balanlı gibi şûraya katılamayacak. Sanıklar arasında yer alan ve orgeneralliğe yükselecek korgeneraller arasında birinci sırada bulunan Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’ de terfi şansını yitirdiği değerlendiriliyor. Pekin terfi etmesi durumunda 2017 yılında genelkurmay başkanı olabilecekti.
KOŞANER’DEN VEDA MESAJI
‘Ordu, suç teşkilatı gibi gösteriliyor’
Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa eden Orgeneral Işık Koşener, istifasının gerekçelerini yayımladığı veda mesajında açıkladı. Koşaner, emekli ve muvazzaf çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubunun somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle tutuklandığını dile getirerek TSK’nin sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığını vurguladı.
Koşener, “Değerli silah arkadaşlarım” diye başladığı mesajında, emekli ve muvazzaf çok sayıda TSK mensubunun somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle soruşturmalara tabi tutulması, tutuklanması ve yargılanmasının, tüm TSK personeli tarafından üzüntü, endişe ve kırgınlıkla izlendiğinden emin olduğunu belirtti. Koşaner mesajında şu ifadeleri kullandı: “Şu anda 173’ü muvazzaf, 77’si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, Hakk’a, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi mümkün değildir. Bu durum, birçok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır.
‘Görevi sürdürme imkânım kalmadı’
Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tahdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şûra’da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır. Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSK’nin sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yatarılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkânını ortadan kaldırmıştır. Şartlar ne olursa olsun TSK’nin kahraman mensuplarının kutsal görevlerinde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da üstün disiplin, cesaret ve fedakârlıkla başarıya ulaşacaklarına olan kesin inancımı bir kez daha güvenle ifade ederken TSK’nin tüm mensuplarına sağlık ve esenlikler dilerim.”