Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ,Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek “Şimdi hesap verme zamanı” adı altında bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın birinci ayağı olarak Malatya basınının karşısına çıkan Ağbaba, 1 yıllık faaliyetlerini özetleyen bir sunum yaptı.
CHP Milletvekili Ağbaba, 2 saate yakın süren basın toplantısında , 1 yıllık faaliyetlerin yer aldığı CD gösterisinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hesap sorma ve hesap verme kültürünün önemine değinen Ağbaba , “Her seçilen halkın karşısına geçerek hesap vermelidir” Dedi.
AĞBABA BİR YILLIK MİLLETVEKİLLİĞİ DÖNEMİNDEKİ ÇALIŞMALARI ANLATTI
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 1 yıllık Milletvekilliği dönemindeki çalışmaları basın mensupları ile paylaştı. Ağbaba şunları söyledi;
Milletvekilliği görevinde bir yılı doldurduk. Sıra hesap vermeye geldi. Bir yılda ne yaptık, onun hesabını vermeye geldik. Demokrasinin gereği olarak her seçilmiş halkına, seçmenine hesap vermelidir. Seçilenler, seçenlerin karşısına çıkıp yaptıklarını anlatmalı ve eksiğini, yanlışını halkından dinlemelidir. Yaptıklarıyla övünmek yerine, yapamadıkları için kafa yormalıdır. Bunu lütuf olarak değil, demokrasinin bir gereği olarak yapmalıdır.Böyle bir bakış açısından hareketle, sizlere hesap vermek ve sizler aracılığıyla hesap vereceğimizi duyurmak üzere karşınıza çıktık.
Sizler, Basın emekçileri olarak Malatya’nın gözü, kulağısınız. Sizler Malatya’nın dilisiniz. Bugün, Malatya için duymalısınız, görmelisiniz ve konuşmalısınız. Sadece mesleğiniz açısından değil, bir kültürün inşa edilmesi açısından sizlerin omuzları üzerinde ayrı bir sorumluluk bulunmaktadır. Bir basın emekçisi olarak sorularınıza cevap almayı amaçladığınız kadar, bir Malatyalı olarak da hesap sormalısınız. Hesap verme ve hesap sorma anlayışının oluşması, yaygınlaşması ve bir kültüre dönüşmesi bizim en önemli amaçlarımızdan biridir. Umuyor ve inanıyorum ki birkaç yıl sonra bütün seçilenler halkın karşısına çıkıp hesap verecek, hesap vermek zorunda kalacak. İşte o zaman Malatya, demokrasi adına bir ilki başarmış olacaktır. Burada inşa edilecek bu kültürde benim de bir tuğlam olursa içtenlikle söylüyorum, büyük mutluluk duyarım.
Bugün, toplantımızın ruhuna uygun bir yöntem izleyeceğiz. İlk olarak ben, kısa bir sunum yapacağım, sizlere kısaca yaptıklarımızı anlatacağım. Daha sonra, hesap verme projemiz dâhilinde hazırladığımız ve bir yıllık çalışmalarımızı özetleyen CD’yi izleyeceğiz. Sizlere de hem dergiden hem de CD’den birer tane dağıtacağız. Son olarak ise, söz sizde olacak. Sizler soracaksınız, biz cevaplayacağız.
Hesap verme zamanı, meclis açılana kadar devam edecek. İlçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle dolaşacağız ve bir yılın hesabını vereceğiz. Bu kültürün oluşması için yoğun bir mücadele vereceğiz. Koltuk vekilliğine, el kaldır- indir vekilliğine hep beraber son vereceğiz.
Ben, çalışan ve üreten bir milletvekili olmak için uğraştım. Malatya için, Türkiyeiçin, halk için, adalet için, mazlumdan ve mağdurdan yana siyaset yapmayı hedefledim. Onun için nerede bir sorun varsa oraya gitmeye gayret ettim. Hastası olanı, cenazesi olanı elimden geldiğince yalnız bırakmadım. Gecelere, düğünlere, festivallere davet edildim. Davetlere mümkün olduğunca icabet ettim. Gurbetçi hemşerilerimizi yalnız bırakmadım. Onun için sadece uçakla yaptığım yolculuk mesafesi 123.000 km buldu. Karayoluyla yaptığım yolculuklar ve Malatya içinde yaptığım yolculuklar buna dahil değil.
Etnik köken, dini inanç, politik görüş ayırmadan, oy vermiş vermemiş demeden, uzağına yakınına bakmadan Kuluncak’ın Başören Köyünden, Doğanyol’un Korumtay Köyüne kadar 300’e yakın köy gezdim.
Kürecik Kalkanı mücadelemiz ile milletvekilliğimiz at başı gitti. Gerek Malatya yerelinde, gerekse ulusal bağlamda verdiğimiz mücadele ses getirdi. BBC ve El Cezire gibi uluslararası yayın kuruluşları vasıtasıyla Kürecik Kalkanına karşı duruşumuzu dünyaya duyurduk.
Gözümüzün görmediğini, gönül gözümüz gördü. Kanayan bir yaramızı fark ettik, hapishane hapishane gezdik. Adli-siyasi demden, sağcı solcu ayırmadan 28 hapishanede 300’e yakın mahpusla görüştük. Seslerine ses verdik, sorunlarını meclise taşıdık, kamuoyuna duyurduk.
Ülkemizde maalesef insan hayatı ucuz. Katledilenleri, göçüğe, yangına, depreme, sele, kazaya kurban verilenleri unutmadık. Uludere’nin, Sivas’ın, Başbağlar’ın, Erciş’in acılarını kendi acımız bildik.
Hapse tıkılmış öğrencilerin, gazetecilerin, milletvekillerinin ve aydınların yanında olduk. Adliye adliye, hapishane hapishane dolaştık.
Bütün bunları yaparken ne meclis faaliyetlerin ne de Malatya’nın zamanından çalmamaya çalıştık. Elimizden geldiğince bir denge tutturduk.
MECLİS FAALİYETLERİ
Meclisi, oturulacak serin ve rahat bir yer olarak değil, el kaldırılıp indirilecek koltuk olarak değil halkın sesinin duyurulması gereken bir mekan olarak gördük. 155 adet soru önergesi verdik. 24 adet araştırma önergesi verdik. 3 adet gensoru ve genel görüşme önerisine imza attık. 3 Kanun teklifi verdik. 78 kez konuşma yaptık. Mecliste en az devamsızlık yapan vekiller listesinde bizim de adımız var. Meclis kürsüsünü en çok kullanan vekillerden biri olduk. Malatya’nın adını duyurmak, sorunlarına sahip çıkmak için hemen her konuşmamızda kayısıdan, kalkandan, yol, su sorunundan bahsettik.
MALATYA İÇİN ÇALIŞTIK
Kayısı, Malatya ekonomisinin can damarıdır, bel kemiğidir. Yani Malatya’ya hayat veren, Malatya’yı ayakta tutan kayısıdır. Dolayısıyla hepimizin ekmeğimize sahip çıkmamız lazım. Bir Malatyalı meclis çatısı altında kayısıya destek talep ederse, aynı çatı altındaki Malatyalı buna karşı çıkmayacak.
Kayısıyla ilgili bir araştırma önergesi verdik, soru önergeleri verdik. Her fırsatta kayısının tanıtımını yaptık. Okullarda kayısının dağıtılması için talepte bulunduk.
Kürecik kalkanı, Malatya’nın başarılı olduğu bir sınav oldu. Bu süreçte biz de elimizden geldiğince bu mücadeleye omuz verdik. 13 Eylül, 2 Ekim, 10 Mart, 31 Mayıs tarihlerinde ulusal düzeyde mitingler düzenledik. Kürecik kalkanıyla ilgili araştırma ve soru önergeleri verdik. Kalkana girebilmek için Dışişleri, Milli Savunma Bakanlıklarına, Başbakanlığa izin yazısı yazdık izin veremediler. Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Pentagon’a yazdık. Şimdi dışişleri bakanlığından kimse bize cevap veremiyor. Telefonlarıma bile çıkmıyorlar. İşin peşini bırakmayacağız.
* Malatya’nın Büyükşehir olmasını istedik, “Büyükköye” karşı çıktık.
Malatya’nın Büyükşehir olması hususundaki taleplerimizi sık sık dile getirdik. Biz büyükşehir Malatya’yı kalkındırsın istiyoruz, onlar Malatya’nın beldelerini, adliyelerini kapatıyorlar. Büyükşehir adı altında, Büyükköy olmamızı istiyorlar.
· Özelleştirme
Tekel, Sümerbank, camisiyle birlikte hal binası, şeker fabrikası peşkeş çekildi.
· Meralar
Kapitalizmin en büyük özelliği gölgesini satamadığı ağacı satmasıdır. AKP hükümeti de gölgesini satamadığı meraların kendisini satmayı tercih etmiştir.
· Sulama, yol ve alt yapı
2012 yılında, “hedef 2023 diyenler, kanalizasyon suyuyla kayısı sulanmasının baş sorumlusudur.
Malatya’da yol mu yapıyor, yolsuzluk mu yapıyor anlamak mümkün değil. Şu örneğe bakınız. Sürgü-Erkenek yolu ihaleye verildi. 2011 yılı sonunda yol yapımı bitti ve kara yolları teslim aldı. Ancak aynı yolda 4 ay sonra çökmeler meydana geldi. Geçici kabülü yapılan yolun onarımı devletin dozeri, kepçesi ve işçisiyle yapıldı.
Malatya’nın pek çok yerinde, özellikle köylerinde ciddi bir alt yapı sorunu vardır. Hayvan dışkısının insan dışkısına karışıp sokaklarda aktığı Arguvan’ın Parçikan köyü bu durumun en güzel örneğidir.
ÜLKEMİZİN KANAYAN YARASI HAPİSHANELER
Ayrımcılık yapmadan hapishaneler meselesine eğildik. BDP Milletvekili İbrahim Ayhan’ı da MHP milletvekili Engin Alan’ı da CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ı da ziyaret ettik. Poşudan tutuklu Cihan Kırmızıgül’ü de tutuklu gazeteci Baha Okar’ı da, İBDA-C’den mahkum Salih Mirzabeyoğlu’nu da, Hizbullah’tan hükümlü Yasin Demir’i de ziyaret ettik. Güney Afrikalı Magdelana Martha’yı da ziyaret ettik, bisiklet isteyen 4 yaşındaki Hakan’ı da ziyaret ettik.