CHP ADAY ADAYI MUHARREM KILIÇ İLE SÖYLEŞTİK

Sultan Kılıç CHP Malatya Eski Milletvekili, yeni aday adayı Avukat Muharrem Kılıç ile bir söyleşi gerçekleştirdi.

CHP ADAY ADAYI MUHARREM KILIÇ İLE SÖYLEŞTİK
         CHP Malatya Eski Milletvekili, yeni aday adayı Avukat Muharrem Kılıç ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Malatya gündemiyle ilgili sorularıma yanıt vermesinin uygun olmayacağını, Malatya gündemiyle ilgili sorularımın CHP il örgütüne sorulmasının daha uygun olacağını söyledi Sayın Kılıç. Biz de ülke gündeminde olan sorunları masaya yatırdık. Sorunları masaya yatırmayan bir ben kalmıştım zaten…
Sultan Kılıç: Süheyl Batum, “TSK, meğer kâğıttan kaplanmış.” Sözüyle darbe özlemini dile getirdi; askeri, darbeye davet etti, deniyor. Sizce, bu doğru olabilir mi? Doğru değilse, Batum’u neden herkes adeta azarladı?
Muharrem Kılıç: Süheyl Batum gibi donanımlı, deneyimli bir hocanın, darbe çığırtkanlığı yaptığını düşünmüyorum. Demokratlar, demokrasiye inanır. Süheyl Batum’un bu sözü, askerin içine düşürüldüğü yıpranmışlığı dile getiren bir sözdür. CHP, darbelere karşıdır. Genel Başkanımız, darbe olamaz; darbe olacak olursa, tankın önüne ben çıkarım, demişti. Süheyl Batum’un sözünü, kasıtlı olarak çarpıttıklarını düşünüyorum. Bu söz, iktidarın, bir bütün olarak askeri suçlayıcı tavrına karşı haklı tepkidir.
                CHP olarak, daha önce askeri darbeye karışmış olanların yargılanması için açık önerilerde bulunulmuş, adım atılmıştır. Eski darbe lideri Kenan Evren, cumhurbaşkanı katında bile kabul görmüştür. Muhtıra yayınlayan Yaşar Büyükanıt, iktidarca ödüllendirilmiştir. AKP, darbecilerle ciddi anlamda mücadeleye girmemiştir. Mecliste de dile getirdim. Yasama ile yürütme tek elde toplandı. Yüksek yargı, AKP’nin elinde. Böyle bir rejime demokrat denemez.
Sultan Kılıç: Bitlis’in Mutki ilçesindeki toplu mezarların kazılmasına İHD gözlemci olarak katılırsa kazıyı durdururum, diyen cumhuriyet savcısının tutumu karşısında CHP, İnsan Hakları Derneği’nin yanında yer almayı, onlara destek vermeyi düşünüyor mu?
Muharrem Kılıç: AKP, Türkiye’deki demokratikleşme sürecini, rejimi ele geçirme süreci olarak kullandı. Faili meçhullerin üzerine gitmedi. Çünkü artık o faili meçhulleri yaratan ortamdan besleniyor. CHP, parlamentoda faili meçhul cinayetlerin araştırılması istemiyle defalarca önerge verdi. Önergelerin tamamı AKP oylarıyla reddedildi.
Kılıçdaroğlu’nun parti başkanlığına geldiğindeki halkın beklentisi, umudu, heyecanı kayboluyor. Çünkü gündem çok yoğun. Bu yoğun gündemin yanı sıra ufukta seçim telaşı var. Bazı konulara yoğunlaşmak zorlaşıyor. Toplu mezarların titizlikle açılması konusunda idari ve yargı olarak yeterli çaba gösterilmiyor. AKP; işine geldiğinde yargıyı hızlandırıyor; işine gelmediğinde savsaklıyor. CHP, yasal çerçevede elinden geleni yapıyor. AKP, meclisteki çoğunluğuyla istediği gibi hareket ediyor. Bu durumda CHP ne yapsın, dağa mı çıksın?
Sultan Kılıç: Ergenekoncu olarak bilinen Emekli Albay Arif Doğan: “Güneydoğuda yüzlerce kalaşnikof dağıttım. Öğretmenlere bile silah verdim. Konuşursam altından kalkamazsınız, hedef olursunuz.” dediği basında yayınlandı. Bu sözlerin üstüne kimse gitmedi, hesap sormadı. Bu konudaki CHP tutumu nasıldır?
Muharrem Kılıç: Arif Doğan’ın bu sözleri hastalık belirtisi değilse, devlet kurumlarının harekete geçmesi, kimlerin buna bulaştığına bakılmaksızın hesap sorulması, yakalarına yapışılması gereklidir.
Sultan Kılıç: Torba Yasa tasarısıyla çalışanların haklarının gasp edileceği, emekçilerin köleleştirileceği gerekçesiyle KESK, kitlesel eylemler yapıyor. Bu eylemlerde CHP’yi yanlarında göremediklerini söylüyorlar. CHP’nin Torba Yasa tasarısına ve KESK’in eylemlerine katılmama gerekçesini açıklayabilir misiniz?
Muharrem Kılıç: Bir defa CHP, başka bir kitlenin eylemine sonradan eklenecek bir parti değildir. Torba yasa tasarısında elbette işçilerin aleyhine olan pek çok madde var. İşçilerin çalışma koşulları ile ilgili ve iş barışını bozacak olan AKP’nin her tür girişimine CHP karşıdır. Bu tavrını da göstermiştir. AKP’nin meclisteki çoğunluğu nedeniyle yeteri kadar sonuç alınamamıştır. Ancak bu konuda asıl mücadeleyi vermesi gerekenler, yeterince etkin olamıyor. İşçi örgütleri, direniş gösterebilmiş değiller. Bu yasalar mecliste geçen dönem görüşülürken, meclisi işverenler doldurmuştu. İşçi örgütlerinin sesi oldukça cılız çıkıyordu.
Sultan Kılıç: Yüksek yargıya birimler eklendi, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı değiştirildi. Bu girişimleri nasıl yorumluyorsunuz?
Muharrem Kılıç: Torba yasa tasarısından daha önemlisi, yüksek yargının değişimine yönelik yasanın kabulüdür. AKP, HSYK’nın yapısını değiştirerek alt kademe yargı sistemi üzerindeki etkinliğini tümüyle oluşturmuştur. Yüksek yargıyı düzenleyen son yasa değişikliğiyle de o yargının sayısal çoğunluğunu şu anda kendi güdümündeki HSYK’ya seçtirerek orada da etkinliğini oluşturup yargı sistemini tümüyle ele geçirmiş olacaktır.
Bu aşamada Türkiye’de demokratik rejimden söz etmek iyimserlik olur. Bunun adı, seçimle gelen iktidar da olsa, faşizmdir.
Sultan Kılıç: Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti içi demokrasi dillerden düşmüyor. Halk, içi boş demokrasi söyleminden bıktığını dile getiriyor. Gerçekten CHP’de parti içi demokrasi var mı?
Muharrem Kılıç: Parti içi demokrasi zaafa uğramıştı. Dar kadrodan kaynaklanıyordu bu olumsuzluk. Özellikle yönetimi elinden kaçırmamak için direniyordu bu dar kadrolar. Dar çerçeveden yönetilince de tabanın sesi yerini bulmuyordu. Genel başkan değişimiyle CHP’nin kapıları, halka sonuna kadar açılmıştır. Eskiden ilçe örgütleri, 150-200 kişiden oluşurken, yeni yönetimle binlere ulaşmıştır. Demokratik gelişmeler, uzun süreçte gerçekleşir. Önümüzdeki kongreden sonra her kademede en iyi şekilde demokratik kurallar işleyecektir. Bu bir süreç meselesidir.
Sultan Kılıç: Arguvan’ın köy dernekleri, birleşme kararına vardı. Yakında geniş katılımlı bir toplantıyla bu işbirliğinin önemli bir aşamasına imza atacaklar. Özellikle Yoncalı sulama barajının hayata geçirilmemesi, Arguvan köylerinin umutsuzluğunu artırıyor. Köyden kente göçü hızlandırıyor. Bu konuda CHP ne yaptı, ne yapacak?
Muharrem Kılıç: Arguvan köyleri dernekleri güç birliği yaparsa, devlet kademelerinde daha ciddiye alınır. Şu anda onlarla ilgili bir girişimimiz olamaz. Seçilir de parlamentoya girersem, mecliste Yoncalı barajı sorununu dile getireceğim. Yoncalı barajı, Arguvan’ın kaderini değiştirecektir. Kamulaştırmalar bitmiş durumda zaten. Gövdesinin de önemli bir kısmı bitmiştir. AKP, Arguvan’a siyasi gözlükle baktığı için o sorunlara yeterince duyarlı yaklaşmıyor.
Sultan Kılıç: Ne desem AKP’nin üstüne atıyorsunuz. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Arguvan’a, Arguvanlılara cumhuriyet bekçiliği verilmiş; yatırımlar esirgenmiş. CHP hiç mi yetkin olmamıştı?
Muharrem Kılıç: Evet, CHP iktidar yüzünü Tansu Çiller ortaklığında gördü; ama gücü az olduğundan yaptırımı da olamadı. CHP’nin şimdiki gibi gücü yetmiyordu, sayısal çoğunluk kimdeyse onun dediği oluyordu.
Sultan Kılıç: Parti, önseçimle aday adaylarının sıralamasını belirlerse kaçıncı sırada yer alabileceğinizi tahmin edebilir misiniz?
Muharrem Kılıç: Sıralama benim için önemli değil. Son sıralarda da yer alsam CHP için çalışacağım. En iyi kararı, halk verecektir. Halkın kararına saygı duyacağım.
Sultan KILIÇ - Malatya  
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56