DERDİMİ UMMANA DÖKEM, ASUMANA İNLEYEM
Bina denetimlerinin yapıldığını belirten Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, vatandaşların riskli binaları belediyeye bildirmelerini istedi.
Dayanıklılığı, dışarıdan bakılarak anlaşılamayan binalar için röntgen, basınçölçer, beton kırım cihazı alma kararı aldıklarını söylüyor belediye başkanı. Bu teçhizatları belediyeye kazandırmak için dün ihaleye sunduk, diyor. Bu makineleri henüz almamışlar. Ama yakın zamanda alacaklarını söylüyorlar. Makine, teçhizat donanımıyla öncelikle riskli binaların dayanıklılık testini yaptıracaklarını ifade ediyorlar.
Şimdi Özlem Apartmanı’nda oturan, aynı zamanda yönetici olan Hüseyin Çelikkaya, daha önce sekiz yıl Gündüz Apartmanı’nda oturduğunu söylüyor. Gündüz Apartmanı, Malatya Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nun karşısında çöken inşaatın bitişiğindeki apartman. Çöken inşaatın müteahhidi Tuluk Ömer tarafından aynı yıllarda yapılmış. Olayın ardından boşaltılan apartmana girişin yasaklandığı riskli apartman. Zaten tahlil raporu da bu binaların çürük olduğu raporunu verdi. Bu Özlem Apartmanı da çöken inşaattan bir apartman ötede bulunuyor.
CENAZEMİZE Mİ GELECEKLER?
“Adım Hüseyin Çelikkaya, Gündüz Apartmanı’nda sekiz yıl oturduktan sonra bir apartman ötedeki Özlem Apartmanı A blokuna taşındım. Özlem Apartmanı’nın yöneticisiyim.
Malatya Belediyesi’nin sorumluluğunda olan, ana yoldan geçen rögardan apartmanımızın bodrumuna iki aydır kanalizasyon suları akıyordu. Bodrumdaki pis sular, yarım metreye kadar yükselmişti.
Belediyeye defalarca başvurduğumuz halde, Fikret Şakar’la birlikte, zerre kadar ilgilenmediler. Dün bu inşaat çökünce, her nedense geldi, göstermelik sıvadı gittiler. Bizim atık su borumuz, belediyenin borusundan daha geniş çaplı. Bu da sorun.
Şu bodrumun kokusuna dayanabilir mi insan olan? Bizi bu halde bıraktı belediye.
Bu binanın da sakat olduğunu tahmin ediyoruz. Ana kolonlarda serçe parmağımdan ince demir kullanılmış. Betonlar dökülmüş, demirler açıkta, bakın.
Fikret Şakar komşumla sabahtan bu yana dolana dolana ayaklarımıza kara sular indi. Sonuç sıfır. Binamızın dayanıklılığının ölçümü için dilekçeyle belediyeye gittik. İmar işlerine yolladılar. İmar işleri de dilekçemizi kabul etmedi. İmar iskâna gideceksiniz, dediler. İmar iskânda da kimseyi bulamadık. Valiliğe gitsek ne olacaktı? Aynı yollara bir daha gidin diyeceklerdi. Çürük olduğunu tahmin ettiğimiz apartmanımıza işleme konulmayan dilekçemizle, endişeyle döndük.
Binamızın halini görüyorsunuz. Çoluk çocuğumuzda rahat uyuyabilmek için binamızın beton ve demirlerini kontrol ettirmek istedik. Ama herhangi bir sonuç alamadık. Binamız yıkıldıktan sonra mı gelip kontrol edecekler? O zaman yetkililerin gelmesini istemiyoruz.
Peki, belediye başkanı 60 riskli binayı yıktıklarını söylüyor. Onların dayanıklılık testini yaptırmadan mı yıktırdılar?” şeklinde sitem etti.
Hüseyin Çelikkaya ve Fikret Şakar’a, çöken binanın boş arsasına bakarken rastladım. Dertlerini dinledim. Girişi yasaklanan Gündüz Apartmanı’nın en üst katında evi olan, şu anda ablasına sığınan Enver Fırat, Hüseyin Çelikkaya ve Fikret Şakar’la birlikte Özlem Apartmanı’nın bodrumuna gittik. Hep birlikte bodrumu inceledik.
Gerçekten koku dayanılmazdı. Binanın ana kolonlarının betonları çürümüş, dökülmüş. Açıkta kalan demirlerse serçe parmağımızın inceliğindeydi.
KIRIK TUĞLA DA KIRIK PEYNİR GİBİ UCUZ
O çevrede Tuluk Ömer’in yaptırdığı başka binaları da gösterdiler. Turan Emeksiz (Malatya) Lisesi’nin doğusundaki binanın da dış sıvası yok. Üst katta hiç kolon görünmüyor. Alt katlardaki tuğlalar da oradan buradan toplama görünümlü. Vatandaşın biri, fabrikalarda kırık çürük tuğlaların, sağlam tuğlaların yarı fiyatına satıldığını söyledi.
30 Nisan’da Malatya Kongre ve Kültür Merkezinde “Kentsel Yapılar, Afetler ve Bioharmoloji” konulu sempozyum gerçekleştirilmişti. Dört bilim adamını dinlemeye giden bir düzine insan vardı salonda. Binalarımızın sağlamlığı ve denetimiyle ne kadar ilgili olduğumuz, bu sempozyuma gösterdiğimiz ilgiyle doğru orantılı diye düşünmüştüm.
ÖRT Kİ ÖLEM BACIM, ÖRT Kİ ÖLEM
Etek dolusu para harcayarak deprem ve yangın tatbikatı yapanlara sesleniyorum. Okul müsameresi değildir deprem ve yangın. Elinizde yangın tüpü, ilk yardım malzemesi olduğu zaman gelmeyi planlamaz. Boşuna masraf ederek temsili yangın çıkarmayın, söndüremeyip bir de komik oluyorsunuz. Deprem tatbikatı yapıyorum derken, sapasağlam çocukları sedyeden düşürerek yaralamayın…
Not: Yazı dizisi sürecek.
Bir sonraki yazı: Beton blokların altındaki beyaz otomobili kimler, nasıl parçaladılar? Video görüntüleri ve fotoğraflarla…
Sultan KILIÇ - Malatya
