“BARIŞA BİR GÜL”
Yürüyüş sonrası Malatya Barış Bloğu adına basın açıklaması yapan Doç. Dr. Hasan Demirtaş: “1 Eylül dünya barış gününü ve onurlu barış mücadelemizi; barışa bir gül ver şiarıyla Şırnak Akdizgin Karakolunda zorunlu askerlik kapsamında bulunurken henüz aydınlatılamamış kuşkulu bir saldırıda şehit düşen Malatya/ Doğanşehir’li er Barış AYBEK ve Muş/Varto'da ölü bedeni çırıl çıplak bir halde sokaklarda sürüklenip bu halde çekilen fotoğrafları basına servis edilen kürt kadını 'Ekin Van’a ve Suruç’ta yaşamını yitiren 33 gence adıyoruz.” dedi.
“GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR KAYGIMIZI ARTIRMAKTADIR”
Demirtaş, başta Varto, Lice, Şemdinli, Silvan, Yüksekova olmak üzere bölgede yaşanan gelişmeler ve basına yansıyan görüntülerin sarayın başlattığı savaşın boyutunu ortaya koyduğunu söylerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Adı geçen yerleşim birimlerinde neler olup bittiğine dair kamuoyuna bilgi verilmemesi, dahası yerleşim birimlerine basının girmesine, demokratik kitle örgütlerinin, milletvekillerinin yerinde inceleme yapmalarına izin verilmemesi, belediye eş başkanlarının da içinde olduğu binlerce insanın gözaltına alınması ve tutuklanması kaygımızı artırmaktadır.”
“GÜVENLİK KONSEPTİNDEN DERHAL VAZGEÇİLMELİ”
Barışın değerini İktidarları uğruna kan dökenlerin değil kendilerinin bildiğini söyleyen Demirtaş: “Tarih bize göstermiştir ki, savaşa karar verenlerin çocukları daima cephenin uzağındadır. Saray savunması ne bizim ne de çocuklarımızın savaşıdır. Barışa ve demokrasiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olamayan AKP ve Başkan olamayan Cumhurbaşkanının arkasında olduğu bu çatışmalı süreç derhal durdurulmalıdır! On yıllardır uygulanan ve daha fazla acı, kan ve yıkım dışında bir şey getirmeyen güvenlik konseptinden derhal vazgeçilmelidir.” Dedi.
“ANADOLUVE MEZAPOTAMYA ELİNİ AÇMIŞ BARIŞIN DUASINI EDİYOR”
Demirtaş her kesimden ve her yaştan insanın barış istediğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Milyonlar, yani bizler, gözü yaşlı analar, babalar, güvercin tedirginliğinde ürperen yürekleriyle kardeşler, çocuklar, eli kınalı gelinler, 81’inde ninelerimiz, barış istiyor; Sağlıkçılar, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler, kamu çalışanları, barış istiyor; Şehit aileleri, yakınlarını kaybedenler, asker yakınları, kardeşinin tabutunun baş ucunda neden “Çözüm diyenler şimdi sonuna kadar savaş” istiyor diye haykıran Subay ve askerler barış istiyor, Suruç’ta alkanlar içinde Vatan BUDAK 33’ lerle birlikte barışı emanet ederek bizden ayrılıyorlar, Kobane’de şafak sökerken kardeşliğe, Ağaçlar, kuşlar pınarlar, çağlayanlar, ormanlar barışı söylüyor, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Laz bir cümle tüm halklar her dilden Anadolu, barış türküleriyle kurmaya hazır yeryüzü sofrasını; Alevi, Sünni, Ezidi, Yahudi, Hıristiyan tüm inanç ve mezheplerle kadim Mezopotamya elini açmış barışın duasını ediyor, mücadelesini yükseltiyor ve biz hep birlikte bir ülke bir yurt tek ses olup haykırıyoruz mazeretsiz. “
Yürüyüşlü eylem yapılan basın açıklaması ve konuşmaların ardından olaysız son buldu.