MALATYA’DAKİ YEDİ KATLI BİNA, BİR ANDA TEK KATLI OLDU

Malatya’nın Emeksiz kavşağındaki Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nun karşısındaki yedi katlı bina, bir anda tek katlı oldu.

 MALATYA’DAKİ YEDİ KATLI BİNA, BİR ANDA TEK KATLI OLDU
Malatya’nın Emeksiz kavşağındaki Mustafa Kemal İlköğretim Okulu’nun karşısındaki yedi katlı bina, bir anda tek katlı oldu.
35 yıldır sıvasız, penceresiz, kapısız duran binanın arsa sahibi ile müteahhidinin anlaşmazlığa düştüğü, mahkemelik oldukları, her dairenin birkaç kişiye satıldığını söyledi apartman komşuları.
Olay yerine vardığımda her yan ana baba günüydü. İş makineleri, cankurtaranlar, sivil savunma ekipleri, itfaiye, Kızılay araçları, güvenlik güçleri ve meraklı vatandaşlar. Polisin güvenlik şeridinin dışına yığılmış insanlar. Basın çalışanları, yetkili kimi görseler ona doğru koşuyorlar.
Malatya Valisi Ulvi Saran, Emniyet Müdürü Ali Osman Kâhya, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, ESOB Başkanı Şevket Keskin, İtfaiye Müdürü Hanifi Acar, pek çok siyasi parti milletvekili adayı… Malatya yönetimi binanın enkazının çevresinde. İş makineleri çalışıyor, sivil savunma ekipleri ve itfaiye erleri çalışıyor. Elektrik ve doğalgaz sistemi devre dışı bırakılıyor ilk önlem olarak.
Binanın üst katlarında hiç oturulmamış; ama giriş katında birkaç işyeri açılmış. Ruhsatsız binada işyeri ruhsatını kimden ve nasıl aldıkları merak konusu. Çöken binanın doğusunda ve batısında yer alan apartmanlarda oturanlar, o korkuyla dışarıdalar. Sürekli anlatma ihtiyacındalar. Siz sormadan onlar sayıp döküyor. Bir dokunmasanız da bin ah işitiyorsunuz. En iyisi onların anlatımlarını sunmak.
Bizim apartmanlarımızın dış boyası eski diye bize ceza yazan belediye, sıvası bile olmayan bu binayı görmedi mi? Geçen yıl yangın çıktı. Alevler, göğe yükseldi. Bu işyerlerinden biri CD’ci, biri tekel bayi, biri de lastikçi. Peki, yangın lastikçiye kadar sıçrasaydı, yangından sonra iki kamyon lastik çıkardılar içeriden. O iki kamyon lastik tutuşsaydı, tüm mahalle yanmaz mıydı?”
“Suları da elektrikleri de kaçaktı. O işyerlerine, bir gün elektrik sayaç okuyucunun uğradığını görmedik. Tekel bayinin yanında bir yer yapmışlardı, orada içip içip her tür rezaleti yapıyorlardı. Balkonlarımıza rahatça çıkamıyorduk, bakkala gitmek bile zulümdü.”
“Lastikçinin dükkânının kapısının son15 gün içerisinde üç kere zımparalanması dikkatimizi çekmişti. Kapıda çökme oluyordu ki kapanmayan kapıyı zımparalayarak kapatabiliyorlardı. Bu binanın çökmesini her an bekliyorduk. Belediyeye kaç kere başvurduk. İlla birinin ölmesi mi gerekiyordu? Kontrollü yıkılsa bu korkuyu yaşamazdık ya. Belediye, vitrin süslüyor. Milyonlar harcayarak menekşelerle göz boyuyor.”
“Mustafa Kemal İlköğretim Okulu 6. Sınıfta okuyorum. Karşıdaki belediyenin büfesinden ekmek almaya çıkmıştım. Ekmek elimde bu yana geçiyordum. Bir anda bu binanın altındaki işyerlerinin camları patladı. Korkudan donakaldım. Aynı anda bir gürültü ve kapkara bir toz bulutu içinde kaldım. Anne, diye bağırıyordum. Bir anda tatlıcı amca beni tuttuğu gibi karşı kaldırıma fırlattı. Tatlıcı amca olmasaydı… Ben şimdi göçük altındaydım. Çok korktum, başım ağrıyor, ateşim çıktı.”
“Kapkara bir toz bulutu evimize doldu. Ya o bina olduğu yere yığılmasaydı da bizim evlerimizin üstüne devrilseydi? Güneyindeki tek katlı evin çatısının köşesini çökertmiş.O sarsıntıdan sonra bizim balkonlar ve duvarlar da çatlaklar oluştu. Bu apartman da onun yaşında. Kanalizasyon suları, çöken binanın temeline akıyordu. Ondan çöktü. Bizim apartmanın kanalizasyon suları da temele gidiyor. Kaçak var. Apartmanın altı oyuldu. Yakında bu da çöker.”
“Çöken apartmanın doğusundaki apartmanı görüyor musunuz? Giriş katının kolonu kopmuş. İlk iki katı yığma, yığmanın üstü değişik yapılmış. Yedinci katındaysa hiç kolon yok. Bu nasıl denetleme, bunlara ruhsatı nasıl veriyorlar? Şimdi gelmiş o binayı boşaltmışlar. Geçicidir o boşaltma. İki gün sonra, o çürük apartmana aileler döner. Yıkılana kadar da unuturlar.”
“Bu çöken binanın vukuatı az değil. Bir de iki firmanın baz istasyonu kurma girişimleri var. Birinde mahalleli tepki gösterdi. Sonra bu firmalar, baca görünümlü vericileri binanın üstüne diktiler. Reklam panolarıyla da perdelediler. Gece boyunca oradaki vericinin ışığını görüyorduk. “
(Enkazın doğusunda baz istasyonunun dört birim vericisi boylu boyunca yatıyordu. Görüntüledim. Kontrol dosyalarına da ben el koydum. Firma adlarının yazılı olduğu kontrol dosyaları şu anda bende.)
Yetkililerin ilgisizliği, demeçlerinden anlaşılıyor. İşyerleri kapalıymış da ondan can kaybı olmamış. Saat onu çeyrek geçe işyerleri açılmaz mıymış? Camlar patladığında kendilerini dışarı atmışlar. Ya okulun öğrencilerinin çıkış saatinde çökseydi? 1 Mayıs kutlamasının yapıldığı alana çok yakın burası. O gün çökseydi, binlerce insan, barikatların içerisinde, o panikle birbirini ezmez miydi? ”
Arada bir itfaiye suluyordu; ama çöken apartmanın çevresinde bulunanlar, toprak adamlar olduk. Bir ara iş makineleri durduruldu. Sessizlik uyarısı yapıldı. Hassas cihazlarla ses beklendi. Termal kameralarla canlı ya da cansız insan arandı. Bu tarama, aralıklı olarak iki kez yapıldı.
Enkazın altında kalan beyaz bir otomobil, pestil kalıbı gibi yassılmıştı. Kepçe darbesiyle, haykırışlar yükseldi. Gördüğümüz manzara, kaçışmamızı gerektirdi. Aracın LPG tüpü, kepçe darbesinin altındayken haykırışlarla kurtarıldı. Tüpü kapatarak uzaklaştırdılar. Tekel bayinin dağılan, patlayan içkileri de ortalığı anason kokusuyla doldurdu.
Malatya Belediyesi itfaiye erleri, AKUT, MAKUT, HİDAKUT, İNOSAR, UMKE, Malatya Sivil Savunma, Elazığ Sivil Savunma, Kızılay, 112 Acil Sağlık görevlileri, Malatya Emniyet Müdürlüğü polisleri canla başla çalıştılar. Çevredeki vatandaşlar; çalışanlara ayran, su ve çay taşıma yarışındaydı. Enkaz kaldırma çalışmalarına katılanlara ne kadar nazik davranıyorlarsa, bu binayı tehlike oluşturacak şekilde bırakanlara da o kadar öfkeliydiler. Tek tesellileri, can kaybının olmaması…
Sultan KILIÇ - Malatya





 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56