Deli Rüzgâr Şemsi Belli Anıldı
Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu, Arguvanlı sanatçı Şemsi Belli’yi andı.
Şemsi Belli’yi anma etkinliğinin açış konuşmasında Tarihçi Orhan Tuğrulca, sanatçıların, yaşadıkları dönemin ve yörenin sosyal, tarihsel, kültürel panoramasını eserleriyle sergilediklerini… Bunun da bir toplumun sağlam temelleri ve geleceği açısından çok önemli olduğunu ifade etti.
Malatya’nın sosyal ve kültürel birikiminin Şemsi Belli’nin eserleriyle toplumsal bir bilinç oluşturmak adına farkına varmamız gereken zenginliğimiz olduğunu dile getirdi.
Tuğrulca: “Düşüncesi, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun bu topraklara kalemleriyle hayat vermiş olan ve farklı toplumsal zeminlere damgasını vuran tarihi şahsiyetlerimizi tanımaya devam edeceğiz.” dedi.
Malatya Kent Konseyi toplantı salonunda Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Melih Yılmaz tarafından Şemsi Belli’nin sanatı, eserleri, yaşamı slayt eşliğinde izleyenlere sunuldu.
1925 yılında Malatya ilinin Arguvan ilçesine bağlı Kızıluşağı köyünde (yeni ismiyle Yenisu köyü) dünyaya geldiği yazsa da kaynaklarda; Melih Yılmaz, Şemsi Belli’nin Malatya merkez Tekmezar Mahallesi İmamoğlu Sokak’ta dünyaya geldiğini vurguladı. Şemsi Belli’nin yaşamının çoğunu farklı şehirlerde yaşamasına rağmen memleketi Malatya ile bağını koparmadığını söyledi.
Şemsi Belli’nin asi bir rüzgâr oluşunu örnekleyen okul yaşamından bir bölüm, o zamanki eğitim anlayışını, yasakları gözler önüne sermesi açısından ilginçtir. Edebiyat öğretmeni, lise öğrencisi Şemsi Belli’den Yahya Kemal’in ‘Ses’ şiirini okumasını ister. Liseli Şemsi, şiirdeki ‘nekahat’ sözcüğünü ‘Nebahat’ olarak okur. İl jandarma komutanının kızı Nebahat, aynı sınıftadır. Şemsi Belli, Malatya Lisesi’nden uzaklaştırılır. İlde başka lise olmadığından Elazığ’a gitmek zorunda kalır ve o yıl sınıfta kalır. İşte o şiir:
Günlerce ne gördüm
ne de kimseye sordum
ya Rab, hele kalp ağrılarım durdu, diyordum
his var mı bu alemde
nekahat gibi tatlı
gönlüm bu sevincin
heyecanıyla kanatlı”
Şemsi Belli’nin, 1968’den sonra toplumcu gerçekçi akım içerisinde değerlendirilebilecek biçimde, ancak onlardan farklı olarak, yerel ağız özellikleri gösteren kırsal şiire yöneldiğini belirten Yılmaz; şiirlerinin İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Arapça ve Azeri Türkçesine çevrildiğini söyledi.
Konferansın ardından Melih Yılmaz’a grup temsilcisi Orhan Tuğrulca tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.
Konferansın ardından Melih Yılmaz’a grup temsilcisi Orhan Tuğrulca tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.
Herkeste olduğu gibi Şemsi Belli’de de ata toprakları olan köyüne hasret dolu bir bağlılık vardır. Arguvan’a bağlı Kızıluşağı köyündeki köklerinden beslendiğini yadsımak mümkün değildir.
“Bakmayın boğazımdaki boyunbağına…
Ben, dağlardan gelmiş bir deli rüzgâr.
Kursağımda o dağların ekmeği,
Kalemimde o dağların özleyişi var.
Bakmayın boğazımdaki boyunbağına.”
Şemsi (Şemsettin) Belli, 1947 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimimini 1956'da tamamladı.
Avukatlık, gazetecilik (Vakit, Cumhuriyet, Ulus, Son Havadis, Milliyet, Hürriyet, Dünya gazeteleri), edebiyat öğretmenliği (Vefa Lisesi, İstanbul Kız Lisesi, Çapa Öğretmen Okulu ve Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi) gibi değişik görevlerde bulundu, radyo ve televizyon programları yaptı (1953’ten 1960’a kadar Ankara Radyosunda Adım Adım Anadolu, Kırk Gözlü Heybe, İçimizden Biri; 1959 / 1960 yıllarında Kıbrıs Radyo ve Televizyonu'nda Adım Adım Türkiye, 1988 / 1989 yıllarında TRT’de Şiir Bahçesi), dergiler (Kervan, Çadır, Anayasso, Şiir Defteri) ve gazeteler (Memleket, Son Posta) çıkardı.
Bir ara siyasetle de uğraşan Şemsi Belli 1969 yılında Adana milletvekili adayı olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulundu. 1958 yılında Gülsen Hanım’la evlenen şairin Orhan (1960), Bengü (1961) ve Yağmur (1966) adlı üç oğlu oldu. 11 Ekim 1995 günü İstanbul’da hayata veda etti.
Avukatlık, gazetecilik (Vakit, Cumhuriyet, Ulus, Son Havadis, Milliyet, Hürriyet, Dünya gazeteleri), edebiyat öğretmenliği (Vefa Lisesi, İstanbul Kız Lisesi, Çapa Öğretmen Okulu ve Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi) gibi değişik görevlerde bulundu, radyo ve televizyon programları yaptı (1953’ten 1960’a kadar Ankara Radyosunda Adım Adım Anadolu, Kırk Gözlü Heybe, İçimizden Biri; 1959 / 1960 yıllarında Kıbrıs Radyo ve Televizyonu'nda Adım Adım Türkiye, 1988 / 1989 yıllarında TRT’de Şiir Bahçesi), dergiler (Kervan, Çadır, Anayasso, Şiir Defteri) ve gazeteler (Memleket, Son Posta) çıkardı.
Bir ara siyasetle de uğraşan Şemsi Belli 1969 yılında Adana milletvekili adayı olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulundu. 1958 yılında Gülsen Hanım’la evlenen şairin Orhan (1960), Bengü (1961) ve Yağmur (1966) adlı üç oğlu oldu. 11 Ekim 1995 günü İstanbul’da hayata veda etti.
Zeki Müren’in sesiyle yaygınlaşan ve sevilen bu şarkının sözlerini de Şemsi Belli yazmıştır:
Gönül penceresinden
Ansızın bakıp geçtin
Bir yangının külünü
Yeniden yakıp geçtin
Mademki son şarkının
Kırık bir güftesiydim
Niçin yarım bıraktın
Neden bırakıp gittin
Bir yangının külünü
Yeniden yakıp geçtin
Ne çok sevmiştim seni
Ne çok hatırlar mısın
Aşiyan yollarından
Seslensem duyar mısın
Ne çok hatırlar mısın
Aşiyan yollarından
Seslensem duyar mısın
Hâlâ beni düşünür
Ve hâlâ anar mısın
Ve hâlâ anar mısın
Bir bahar seli gibi
Yolumdan akıp geçtin
Bir yangının külünü
Yeniden yakıp geçtin
Sultan KILIÇ