BİLGİN AKBAL'DAN BAŞBAKANA NÜKLEER SANTRAL KONUSUNDA AÇIK MEKTUP

Bilgin Akbal Mektubunun sonunda nükleer santralden vazgeçmeyi bir kere daha düşünebilir misiniz? Diye sordu.

BİLGİN AKBAL'DAN BAŞBAKANA NÜKLEER SANTRAL KONUSUNDA AÇIK MEKTUP
İstanbul’da bulunan Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği kısa süre önce yapılan olağan genel kurulunda başkan adayı olan Elektrik Yük. Müh. Bilgin Akbal Başbakana 22 Mart 2011 tarihinde nükleer santralden vazgeçmeyi düşünmesi için bir mektup yazdı. Bilgin Akbal Mektubunun sonunda nükleer santralden vazgeçmeyi bir kere daha düşünebilir misiniz? Diye sordu.
 
Başbakan’a yazılan mektupta Başbakan’a yazılan mektuptan alıntılar
 
Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü yaklaşık 48.000 MW olup 2009 yılında ülkemizde 194 milyon MWh elektrik enerjisi üretildiğini ve bu elektrik enerjisi üretimin sadece %27 si yerli kaynaklarımızca sağlandığını (bu oran 1990 da %48 idi). Türkiye’nin 2008 yılında 201 Milyar Dolar olan toplam ithalatın içindeki enerji ithalatının payı 48 Milyar dolar olduğunu. Bir başka ifade ile 120 Milyar Dolarlık ihracatımıza karşılık, 48 Milyar Dolar sadece enerji ithalatına ödemekte olduğumuzu belirtti.
 
Ülkemizin öz kaynakları (Hidroelektrik, Rüzgar, Güneş ve Termik/Kömür santralleri) tam olarak değerlendirildiği takdirde, elde edilecek elektrik enerjisi ülke enerji ihtiyacını karşılayacak kapasitede olduğunu, hatta yurt dışına enerji satmamız da söz konusu olabileceğini.
 
Özellikle Rüzgar Türbünleri ve CSP Yoğunlaştırılmış Güneş Enerji Sistemleri (Büyük Çanak gövdelere konulan aynaların topladığı güneş enerjisini bir noktaya yansıtarak elde edilen ısı enerjisini elektrik enerjisine çeviren sistemler) için gerekli cihazların üretimi için ülkemizde kurulacak fabrikalarla; yüksek katma değer yaratmanın yanı sıra Rüzgar ve Güneş Santralı çiftliklerinin kurulum maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla da yapılacak yatırımların hızla geri dönmesine olanak sağlanacağını. Ayrıca birim başına üretilecek elektrik enerji maliyetleri de bugüne göre çok daha düşük olacağını. 
 
Avrupalılar; Kuzey Afrika ve Ortadoğu sahralarına 2020 yılına kadar CSP (Yoğunlaştırılmış Güneş Güç) sistemi ile elektrik enerji santralı kuracaklarını. Santral çıkışı maliyeti 5 Eurocent/kWh, iletim hattı maliyeti 1 Eurocent/kWh ile hat sonu toplam maliyeti 6 Eurocent/kWh’den Avrupa’ya elektrik enerjisi götürme konusunda yoğun çalışmalar yapıldığını.
 
Nükleer enerji, dünya enerji üretiminde yaklaşık % 7,6’lık paya sahip olup son 25 yıldır bu oran pek değişmediğini Burada %7,6’lık pay uzun dönem planlamalarla kademeli olarak düşürülebileceğini. Bu durumda dünyamız zaman için kontrollü olarak riskli olan nükleer enerji tesislerinden kurtarılabileceğini. Nükleer enerji endüstri ve teknoloji, elektrik üretimi ve silah sanayinin yanı sıra tıp, ölçümleme gibi birçok sektörde kullanıldığını, Burada karşı çıktığı; nükleer enerjinin büyük kapasitelerde silah ve elektrik üretilmesinde kullanılması olduğunu.
 
Avrupalılar, Kuzey Afrikadan ve Ortadoğudan Avrupa’ya taşıyacakları elektrik enerjisini 6 Eurocent mal etmeyi hesaplarken, Türkiye Ruslara Akkuyu’da bedelsiz verileceği arazide yaptıracağı 4 adet Nükleer Santral’in çıkışında alacağı elektrik enerjisini 15 yıl boyunca KDV hariç ortalama 12.35 Dolar-centten yani santral çıkış fiyatı yaklaşık 20 kuruşa (fiyat üst limiti 15.33 Dolarcent) alacağını.
 
Akkuyu’daki santralden alınacak 20 kuruş olan elektrik fiyatına hattaki enerji kayıpları, kaçakları ile enerji iletim ve dağıtım maliyetleri göz önüne alındığında şu anda evlerimize teslim vergiler hariç 18 kuruş elektrik enerji fiyatından yaklaşık %50 daha pahalıya mal olacağını.
 
Hali hazırda Rusya’dan doğal gaz almakta iken nükleer enerji konusunda da yapılacak işbirliği ile Türkiye’yi enerji konusunda Rusya’ya daha da bağımlı hale getirmiş olacağımızı.
 
Akkuyu’da kurulmasına çalışılan Nükleer Santralın çevresinde turizm tesisleri ve tarım alanları bulunduğunu. Japonya’nın yaşamış olduğu bu doğal afettin benzeri bir doğal afetle karşılanılması durumunda bu iki sektör büyük darbe alacak ve birçok insanımızın sağlıkları geri dönülmez bir biçimde etkileneceğini.
 
Deprem, Tsumani gibi doğal afetler bir bölgeyi etkisi altına alırken, nükleer kazalar sonucu atmosfere karışan radyasyonlar, atmosferde de yayılarak tüm kainatı etkileyeceğini .
 
Japonlar şimdi bir türlü soğutma işlemini yapamadıklarından dolayı nükleer santralın kapatılması için milyarlarca dolara mal olacak beton ve kurşunla kaplama işlemine başlayacaklarını.
 
Kendinizi Japonya Başbakanının yerine koyun ve Allah göstermesin benzeri bir durumda siz böyle bir beladan Türkiye’yi korumak için ne yapardınız?
 
“Başkaları için kurtuluş olmayan bir sonuç, bizim için de kurtuluş olamaz” inancıyla nükleer enerjinin elektrik enerji üretilmesinde ve silah sanayinde kullanılmasına hayır diyorum. Derdimiz modern teknolojinin hayrın yanında şerri de birlikte taşımasıdır. lütfen etkileri binlerce yıl, 35 nesil sürecek bir uygulamayı lütfen durdurunuz.
 
“Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir.” Bu büyük inancın sahibi olarak elektrik enerjisi için mutlak gerek olmayan nükleer santraldan vazgeçmeyi bir kere daha düşünebilir misiniz? Bir dost feryadına bir kulak verir misiniz?

Bilgin Akbal  
Elektrik Yük. Müh.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56