‘Laikliğe aykırı’
Hükümetin cem-evlerini çıkaracağı yasayla Başbakanlık’a bağlı birer “kültürevi veya inanç merkezi” haline getirme yaklaşımına Alevi örgütlerinden vize çıkmadı. Cemevlerinin devlete bağlanmasının laikliğe aykırı olacağını belirten örgüt temsilcileri, “Devletin, Alevi inancına müdahalesinin bir aracı haline gelecek bir yasal düzenlemeyi doğru bulmuyoruz. AKP, Alevilerin inanç merkezlerine müdahale etmek istiyor. Kendi ideolojik siyasi refleksiyle ona yaklaşıyor” görüşünü paylaştı.
Cemevlerinin bir yasayla Devlet Bakanlığı ya da Başbakanlık’a bağlı “kültür merkezi” olarak yapılandırılmasına ilişkin öneri, Alevilerin tepkisini çekti. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, AKP’nin Alevilerin sorunlarını tanımak ve çözmek yerine şu ana kadar bunların çevresinden dolandığını kaydetti.
Hükümetin adını ne koyarsa koysun cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olduğunu vurgulayan Balkız, “Tıpkı camilerin Sünnilerin ibadethanesi olduğu gibi... Cemevleri bizim için sadece cem yapılan yerler değil, kütüphanesi, derslikleri, sağlık birimi, yemekhane ve konferans salonu gibi ünitelerden oluşan bir nevi sosyal merkezdir” dedi.
‘Vesayet kırılamıyor’
Başbakan’ın ilahiyatçı ve diyanetçilerin etkisi altında kaldığı için cemevlerine ibadethane diyemediğini ifade eden Balkız, “Çünkü birçok konuda olduğu gibi cemevleri konusunda da Diyanet’in vesayeti kırılamıyor” görüşünü kaydetti.
İktidara “Alevilik, devletin gözetiminde ve denetiminde ne zaman olmuş ki bugün de Başbakanlık’a bağlı olsun” sorusunu yönelten Balkız, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Devlet, Alevilerin ve Aleviliğin üstünden elini çeksin. Biz Diyanet’in bir devlet kurumu olmasına, laiklik anlayışımız gereği karşı çıkarken, cemevlerinin Başbakanlık’a bağlanmasını nasıl kabul ederiz? Başbakan’ın göndereceği o tabelayı biz cemevlerimizin kapısına asmayız. Alevilik, cemevi, cem, dede deyince bizim aklımıza hürriyet gelir. O nedenle bu öneriyi yadırgadığımızı ve reddettiğimizi herkesin bilmesini isteriz.”
Kendi önerisini de dile getiren Balkız, “İmar planları yapılırken, ibadethanelere arsa payı ayrılıyor. İbadethane sözcüğü sonrasında parantez açılıyor ve cami, mescit, kilise, havra gibi isimler sayılıyor. Oraya cemevi sözcüğü de eklense olay bitecek. Bu dediğimiz olursa, bizim arsa sorunumuz çözülecek. Oysa, cemevlerimizin hepsi şu anda gecekondu statüsünde. İmar ve işletme izinleri yok” diye konuştu. Cemevlerine dedeleri Diyanet’in atamasına karşı çıkan Balkız, cemevlerinde denetimin Alevilerde olması gerektiğini kaydetti.
‘Eşit hak istiyoruz’
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Fevzi Gümüş de Aleviler için cemevlerinin statüsünün ibadet merkezi olduğunu söyledi.
Gümüş, “Sadece diğer ibadet merkezleri cami, havra, kilise gibi oranın da yasal statüye kavuşmasını istiyorlar. Diğer ibadet merkezleri gibi eşit haklardan yararlanmalarını istiyoruz. Devletin Alevi inancına müdahalesinin bir aracı haline gelecek bir yasal düzenlemeyi doğru bulmuyoruz. Laiklik anlayışına aykırı bir durum. Bu aynı zamanda AKP’nin kendisine yandaş Alevi yaratma çabasının bir sonucudur” görüşünü kaydetti.
Şu anda cemevlerinin zaten kendi içinde bir yönetim sistemi olduğunu kaydeden Gümüş, bunların camiler gibi dernek ya da vakıf statüsünde olduğunu belirtti. Alevi dedelerinin devletten maaş almasına da karşı çıkan Gümüş, bunun dedelerin devletleştirilmesine yönelik bir çaba olduğunu kaydetti.