DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ

Aleviler, “eşit yurttaşlık” talepleri için Kadıköy Meydanı’nda bir araya geldi.

DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ
Alevi örgütleri ve kurumları tarafından Kadıköy İskelesi’nde düzenlenen “İnkarcılığa, asimilasyona karşı, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü” mitingine katılan onbinlerce Alevi, Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istedi.  3. Boğaz Köprü’ye Yavuz Sultan Selim isminin verilmek istenmesine gösteren Aleviler,  son dönemde tartışmalara neden olan Cami-Cemevi projesinden vazgeçilmesi gerektiğini söylediler. Aleviler devletten yardım istemediklerini eşit yurttaşlık taleplerinin anayasal güvenceye alınması için mücadele edeceklerini kaydettiler.

Çok sayıda Alevi örgütü, siyasi parti, sendika ve cemevlerinden Alevi yurttaşlar dün öğlen Haydarpaşa Numune Hastanesi, Tepe Natilius ve Kadıköy Altıyol’da üç ayrı noktadan hareket ederek mitingin gerçekleştirileceği Kadıköy İskele Meydanı’na yürüdüler. “Hz. Hüseyin gibi dik dur”, “Cemevleri ibadethanemizdir”, “Devletin Alevisi olmayacağız”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Cami-Cemevi projesi asimilasyon demektir” yazılı pankart ve dövizler taşıyan Aleviler yürüyüş boyunca “Sivas şehitleri ölümsüzdür”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Pirsultan pirimiz, Kızılbaşlık yolumu”, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan mitingte Sivas katliamı ve  Gezi direnişlerinde yaşamını yitirenlerin isimlerinin tek tek okunurken, alanda bulananlar hep bir ağızdan “burada” diye  bağırdı.

“Gelin canlar bir olalım”

Mitinge konuşan  Pirsultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulmasını ve cami-cemevi projesinden vazgeçilmesini isteyerek,“İzzetullah ile Fethullah’a sesleniyorum. Yolu kirletmeyin. Diyanet, hükümet, Fethullah, İzzettin, bu dörtlü kendi içerisinde bizi boğmak istiyor”dedi. AKP’li Mehmet Metiner’in “Cemevleri terör yuvasıdır” sözlerine de tepki gösteren Bülbül, “Türkiye’ye ABD’nin aklı ile şekil vermeye çalışıyorlar. Rojova’ya utanç duvarı örüyorlar.  Biz Aleviler, Kürtler, Türkler, Ermeniler olarak şunu haykırıyoruz; Maraş’ı, Sivas’ı, Çorum’u yapanlardan hesap soracağız. Ayrıca buradan siyasetçilere sesleniyorum. Yerel seçim için bir araya gelin şu Muaviye soylu iktidarın defterini dürelim. AKP güya bizim için paket açtı. Bu paket boştur. Gelin AKP’yi paketleyelim”diye konuştu.

Devletin Alevisi olmayacağız

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez  de Alevilerin laik, demokratik bir ülke için mücadele ettiğini belirterek,“Biz eşit yurttaşlık istiyoruz, bunun için mücadele veriyoruz. Israrla devletin Alevisi olun diyorlar, dedelerimize maaş diyorlar, Cemevlerinizi biz yapacağız diyorlar. Alın sizin olsun. Birlikte mücadele etmek zorundayız” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istediklerini, kamuda ayrımcılığa maruz kalmak istemediklerini söyleyen Geçmez, “Kürtlerin, Türklerin, Sunnilerin haklarını savunacağız ki özgürleşsinler. Onlar özgürleşirse ancak o zaman biz özgürleşiriz. 72 milletle birlikte Türkiye’yi daha demokratikleştirmeye varız” diye konuştu.


Şahkulu Sultan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı avukat Mehmet Tural da  Alevilerin inanç ve felsefelerinde etnik kimliksel ayrılıkların olmadığını kaydederek özetle şunları söyledi: “Bu kardeşliğimizi iki hoca efendinin tasarladığı Cami-Cemevi projesi ile öğrenecek değiliz. Çünkü samimi değiller, bizleri asimile etmek istiyorlar. Buna razı olamayız. Bizim muhatabımız Türkiye Cumhuriyeti ve onun adına yetki kullanan hükümettir.”

“Açılım paketinden radikal İslamın önü açıldı"

Alevi Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Hüsniye Takmaz ise Alevilerin tarih boyunca yok sayıldığını, katliamlara maruz söyledi. AKP’nin demokratikleşme paketinde radikal islamın önünün açıldığını savunan Takmaz, “AKP, tüm komşularıyla savaş içinde. Açılım paketinden yalnızca radikal İslamın önü açıldı. Bir türban meselesidir gidiyor. Size giydirilmek istenen türban bizim namusumuz olamaz. Başı kapalılara saygımız var ama hiçkimse bizi bunun altına sokamaz, o örtülerin altına sığacak kadar küçük değiliz”dedi. Gezi şehitlerinden Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fatma Ayvalıtaş  da oğlunun öldürülmesiyle ilgili 21 Kasım’da İstanbul Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın görüleceğini ve tüm canları orada görmek istediğini söyledi. Mitingte yazar Yaşar Kemal ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ile çok sayıda kişi ve kurumun mesajı okundu.

Konuşmaların ardından miting çeşitli sanatçıların konserinin ardından sona erdi.



Cumhuriyet

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56