Kamu hastanelerini CEO’lar yönetecek
Türkiyede 740 kamu hastanesi, 87 birliğe bağlı CEO tarafından yönetilecek. Birer ticari işletme haline gelecek olan hastanelerde, hekimler ve sağlık personeli daha güvencesiz koşullarda ve daha çok çalıştırılacak. Nitelikli sağlık hizmeti verilemeyecek. Yurttaş, daha iyi hizmet alabilmek için para ödeyecek, ayrıca “tamamlayıcı sağlık sigortaları” yaptırmak zorunda kalacak. Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Baştan beri savunduğumuz ‘AKP sağlığı ticarileştiriyor’ söylemimiz böylece gerçekleşti” diyerek kamu hastane birliklerine tepki gösterdi.
Bu yıl çıkan 663 sayılı KHK gereği ülkemizdeki kamu hastanelerinin her biri bir kamu hastane birliğine bağlandı ve 81 ilde 87 kamu hastane birliği oluşturuldu. Nüfusu 750 binden daha az olan yerlerdeki üniversite hastaneleri de birliklere dahil oldu. Hastaneleri artık başhekimler değil CEO’lar yani genel sekreterler yönetecek.
Küme düşen yönetim görevden alınacak
A, B, C, D, E diye sınıflara ayrılan hastanelerde, küme düşen hastane yönetimi görevden alınacak. Merkezi Ankara’da olan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı, genel sekreterle doğrudan, başkanlar, hastane yöneticileri, başhekim ve müdürlerle genel sekreterin teklifi üzerine sözleşme yapacak. Genel sekreterin başarısızlık nedeniyle değişmesi halinde, başkanların ve hastane yöneticilerinin sözleşmeleri de kendiliğinden sona erecek. TTB Danışma Kurulu üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, “Bakanlık, daha önce aile hekimliği sistemi ile birinci basamaktaki sağlık hizmet sunumundan fiilen çekilmişti. Kamu hastane birlikleri ile 2 ve 3. basamakta da sağlık hizmetlerinden doğrudan çekilmiş oluyor” dedi.
Demirdizen, hastanelerin birer işletme haline getirildiğini, her birliğin 2 Kasım itibarıyla vergi dairesine giderek vergi numarası almasının da bunun en somut örneği olduğunu söyledi. Türkiye’deki 500’e yakın özel sağlık işletmesinin yanına 87 kamu işletmesinin de getirildiğini anımsatan Demirdizen, her bir CEO’nun yönetiminde 8-10 hastane olduğunu, ilk planda da 11 bine yakın sözleşmeli statüde personel atandığını, ayrıca birliklere bağlı hastanelerin işletme faaliyetlerinden sorumlu olan CEO’ların yasal olarak sağlık personeli olma şartının aranmadığını anlattı.
‘Yurttaş çok sıkıntı yaşayacak’
“Önümüzdeki yıllarda, sağlıkla ilgisi olmayan, imam hatip mezunu ve çeşitli kurumlarda yöneticilik yapmış kişiler birlik yönetimlerinin başına getirilebilir” diyen Demirdizen, Kamu Hastane Birlikleri ile hekimler ve yurttaşların yaşayacağı sıkıntıları şöyle özetledi:
■ Rekabet artacak, nitelik bozulacak.
■ Nüfusu 750 binden fazla olan ve birliklere dahil olmayan üniversite hastaneleri, rekabet ortamından bir süre sonra etkilenecek ve birliklere dahil olmak zorunda kalacak.
■ Hekim ve diğer personel sözleşmeli olacak. Uzun çalışma saatleri, güvencesiz çalışma ortamı gelecek, sağlık personelinin ücretleri gerileyecek, taşeronlaştırma artacak.
■ Sağlıkta şiddet artacak.
■ Giderek pahalılaşan sağlık hizmetine ulaşmak için yurttaş daha çok para ödeyecek. Tamamlayıcı sigortalar gündeme gelecek.
■ 5 ayrı sınıfa ayrılan kamu hastaneleri, yurttaşlar arasında eşitsizliğe neden olacak.
■ Yurttaş, katkı payı vermemek için direkt eczacıdan ilaç alma yolunu seçecek.
■ Uygulama zayıf olanların yutulmasına ve ciddi kaynak israfına yol açacak.
Basından