RUHİ SU ANILDI

Halk müziği yorumcusu, besteci Ruhi Su ölümünün 26. yılında dostları ve sevenleri tarafından mezarı başında anıldı

RUHİ SU ANILDI

Uyur idik uyardı

68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Ruhi Su’yu asıl tanımlayanın devrimci kimliği olduğunu söyledi. Ataol Behramoğlu da, “Ruhi Su bir devrimin nasıl olması gerektiğini gösteren simgelerden biriydi” dedi.

Ruhi Su, ölümünün 26. yılında, Zincirlikuyudaki mezarı başında anıldı. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi üyeleri ile Türkiye Komünist Partisi üyeleri, Ruhi Sunun ailesi, çok sayıda dost ve seveninin katıldığı tören, Su ve yitirdiğimiz diğer devrimciler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Halk müziği sanatçıları Sadık Gürbüz, Fevzi Kurtuluş, Salih Turan ve şair Ataol Behramoğlunun da katıldığı törende konuşan 68liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Ruhi Sunun yalnızca türkülerimize devrimci bir yorum getirmekle kalmadığını, onu asıl tanımlayanın devrimci kimliği olduğunu söyleyerek, O sanatını, devrimci mücadelede silahı gibi tutmuştur diye konuştu.

Ardından söz alan Ataol Behramoğlu, “Ruhi Su bir devrimcinin nasıl olması gerektiğini gösteren nadir simgelerden biriydi. Ruhi Su yaşıyor olsaydı bugünkü döneklik ve ihanet karşısında hayretler içinde kalırdıdedi. Tören, çeşitli anma konuşmalarının ardından Ruhi Su Dostlar Korosunun dinletisi ile son buldu.

Operadan halk müziğine

1912’de Vanda dünyaya gelen Ruhi Su, I. Dünya Savaşı sırasında ailesinin bütün üyelerini yitirdikten sonra, yoksul bir ailenin yanında kalmıştı. Adana Öksüzler Yurdunda yatılı olarak okurken müzik yeteneği ve sesinin güzelliğiyle dikkati çekmiş, müzik öğretmeninin desteğiyle keman dersleri almıştı.

1935-36’da Ankara Müzik Öğretmen Okulunu bitiren Ruhi Su, aynı yıl Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrasında kemancı olarak çalışmaya başladıysa da, bir süre sonra kemanı bırakarak şan çalışmalarına yönelmişti. Ankara Devlet Konservatuvarında oluşturulan Opera Bölümüne kabul edilen ilk 4 öğrenciden biri olmuş, 1942’de konservatuvarı bitirerek Ankara Devlet Operasına girmiş, birçok operada önemli roller üstlenmişti.

Hasanoğlan Köy Enstitüsünde müzik öğretmeni olarak görev yapan Ruhi Su, sanatçı olarak daha çok halk türküleri alanında ünlenmişti. Halk türkülerini kendi geliştirdiği özgün üslupla söyleyebilmek amacıyla saz çalışmış, 1943-45 arasında Ankara Radyosunda halk türküleri söylemiş, ilk dinletisini 1944te Ankara Halkevinde vermişti.

1952 Tevkifatı

1952’de Türkiye Komünist Partisi Tevkifatı sırasında tutuklanınca operadaki işine son verilen Ruhi Su, 5 yıl hapiste, 20 ay da Konyanın Çumra ilçesinde emniyet gözetiminde kalmıştı. Uzun bir aradan sonra 1960ta İstanbulda dinleyici karşısına çıkan sanatçı, bir yandan da halk türkülerini kaydedip arşivleme uğraşını üstlenmişti. Bu arada Radyoda Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor anonsuyla sunulan bir program yapan Sunun, söylediği Serdari halimiz böyle nolacak / Kısa çöp uzundan hakkın alacak türküsü yüzünden radyodaki işine son verilmişti.

1975’te Dostlar Korosunu kuran Ruhi Su, gerçekleştirdiği dinletiler ve konserler, kasetler ve plaklarla halk müziğinin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuş, 1981’de de Avustralyaya giderek oradaki Türk göçmenlere konser vermişti.

İlk kitle gösterisi

Son dinletisini 6 Şubat 1983te Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Haftasında sunan Ruhi Su, sanat yaşamı boyunca 16 kırkbeşlik, 12 de uzunçalar plak doldurmuştu. Kendi şiirlerinin yanı sıra Nâzım Hikmetin ve başka şairlerin şiirlerinden besteler yapan, Karacaoğlan, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu gibi halk ozanlarının deyişlerini ve Alevi deyişlerini okuyan sanatçı, 20 Eylül 1985te yaşama veda ettikten sonra, Ruhi Suya Saygı (1986) adlı kitap yayımlanmış; şiir, yazı ve konuşmaları da 1987de Ezgili Yürek adlı kitapta bir araya getirilmişti.

12 Eylül döneminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi olanağı bulamayan Ruhi Sunun cenaze töreni, binlerce kişinin katılımıyla, 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisine dönüşmüş, 163 kişi gözaltına alınmıştı.

Bas bariton, Türk halk müziği yorumcusu, besteci ve şair Ruhi Su, Batı müziğinin şan tekniğinden yararlanarak geliştirdiği özgün bir üslupla halk türkülerini yorumlamış; Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk ve Sümeyra Çakır gibi birçok sanatçıyı önemli ölçüde etkilemişti.

Basından

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56